Athena Daemi İran cezaevlerinde yaşanan işkenceyi kaleme aldı

İran’da son iki ayda binlerce kişi gözaltına alınıp tutuklanırken, kapasiteyi aşan cezaevlerinde tutsakların durumu gittikçe ağırlaşıyor. Aktivist Athena Daemi, İran cezaevlerinde yaşanan işkenceyi ayrıntılarıyla kaleme aldı.

Haber Merkezi – İnsan hakları ve özgürlüklerin yok sayıldığı İran’da neredeyse her gün tutuklamalar yaşanıyor. İşkencehaneden farksız olan ülkedeki hapishanelerde ise tutuklular her türlü insanlık dışı uygulamalara maruz bırakılıyor. Onbinleri aşan tutuklama ve gözaltı terörü ülkede devam ederken İran rejimi hasta tutsak ve yaralıların tıbbi bakımını işkence yöntemi olarak kullanıyor. Tutsak yakınları cezaevleri önünde cezaevi koşullarını protesto etmek için eylemlerine devam ediyor. İran İnsan Hakları Örgütü (HRN)  çok sayıda hasta tutsağın sağlık durumu ile ilgili kamuoyunu bilgilendiren dün bir açıklama yapmıştı ve hasta tutsakların tıbbi bakımlarının yapılması ve serbest bırakılmasını talep etmişti.

İlam’da tutsak yakınlarına şiddet

İlam’da 16 Eylül’den bu yana tutuklu bulunan yurttaşların aileleri, cezaevi önünde İran rejiminin politikalarını protesto etmek için dün toplandı. İran rejim asker ve polisleri ise cezaevi önünde bir araya gelen ailelere, şiddet uygulayarak protestoların önünü almaya çalıştı. Tutsak yakınları, gözaltına alınan ve tutuklanan yakınlarının şiddete maruz kaldıklarını belirterek, tutukevlerinde şiddetin sona ermesini istediklerini, hasta tutsakların da serbest bırakılmasını talep etti. Yayınlanan haberlere göre genç bir kadının İlam’da tutuklandığı sırada günlerce işkence gördüğü bilgisi de paylaşılıyor.

Serbest bırakılan kadınlar işkenceyi anlattı

Aktivist Athena Daemi, Evin Cezaevi’nden serbest bırakılan çok sayıda kadının işkenceye maruz kaldığını ve yaşadıkları cezaevi deneyimini paylaştıklarını dijital medya hesabından duyurdu. İşkencelerin bir an önce son bulmasını ve tüm cezaevlerinde baskıların sona ermesini istediklerini kaleme alan Athena Daemi, “Tutsakları işkenceden kurtarmanın tek yolu hükümeti yıkmaktır” yorumunu yaptı.

‘Tüm insanlığa karşı suç işleniyor’

Athena Daemi, rejim hükümetinin sadece İran halklarına değil tüm insanlığa karşı suç işlediğini belirtirken, “İran İslam Rejim Cumhuriyeti kendi bekası için bariz bir şekilde ve vahşi suçlar işlemektedir. Hayatta ancak işkence ile kalmaktadır. Evin Gözaltı Merkezi 209 Nolu Şubesi’nde çok sayıda kadın işkenceye maruz kalmıştır” diyerek, rejimin cezaevindeki uygulamalarının raporlaştırılması gerektiğini söyledi.

‘Kişisel ihtiyaçlar geç karşılanıyor’

Cezaevinde tutsakların hijyenik olmayan koşullarda tutulduğunu, bulundukları ortamı temizlemek isteyen tutsaklara ise gerekli temizlik malzemelerinin verilmediğini aktaran Athena Daemi, bu nedenle başta mantar olmak üzere bulaşıcı hastalıkların baş gösterdiğini dile getirdi. Tutsakların tuvalet başta olmak üzere kişisel ihtiyaçlarının bilerek geç karşılandığını ve tutuklu sayısının çok olmasına rağmen banyoların sayısının kasıtlı olarak azaltıldığına dikkat çeken Athena Daemi, bunun bir işkence yöntemi olarak tutsaklara karşı kullanıldığını sözlerine ekledi.

‘Tutsaklara farklı ilaçlar veriliyor’

İki metrekarelik bir alanda 7-8 kişinin tutulduğunu, sadece yürüyüş değil tutsakların uzanamadıklarını, hijyen koşullarının da olmaması nedeniyle tutuklularda saç dökülmesi, bitlenme gibi faktörlerin de meydana geldiğine dikkat çeken Athena Daemi, tutsakların havalandırmaya çıkarılmadıklarını da kaydetti. “Cezaevinde sağlık personelleri tutsakların ilaçlarını açık bir şekilde ve eldivensiz teslim ediyor. Sonrasında ise ağız içi araması dayatması yapılarak ilaçların yutulup yutulmadığı kontrol ediliyor” diyen Athena Daemi, birçok tutsağın içtiği ilaçların ardından zehirlenme belirtileri yaşadığını aktardı. Athena Daemi, “Tutuklular istedikleri ilaçların alınması için kendi paralarını cezaevi yetkililerine veriyor ancak tahminimize göre istenilen ilaçların dışında farklı ilaçlar alınıyor ve zehirlenmelerin de bu nedenle yaşandığını düşünüyoruz” dedi.

Aktivist Athena Daemi, 209 Nolu kısımda işkencelerin derinleştirilerek tutsaklara dayatıldığını ve kaba dayağın ise İran rejim polis ve askerleri tarafından yoğun bir şekilde kullanıldığını da ekliyor sözlerine.