Arzo Temo: Kadınların kendini eğitmesi başkaldırmanın ilk adımı

Sara Örgütü Sözcüsü Arzo Temo, kadın mücadelesindeki çalışmalarına değinerek, birçok kadını eğittiklerini, bu eğitimin de şiddete karşı başkaldırının ilk adımı olduğunu kaydetti.

ROJ HOZAN

Qamişlo - Kadına yönelik şiddet uzun bir tarihe sahip olduğu kadar bununla birlikte karşısında yürütülen mücaele de uzun soluklu bir ivmeye sahip. Şiddet türleri farklı biçimlerde olsa da neredeyse tüm kadınlar hayatlarında bir şekilde de olsa olsa şiddete maruz kalıyor. Rojava Devrimi’yle beraber Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlar direnişleri ile tüm dünyanın dikkatini çeken bir yaşamı kurmayı başardı. Kadınlar sadece 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde değil, tüm günlerde şiddete karşı mücadele ederek büyük bir direniş örneği gösterdiler. Sara Örgütü Sözcüsü Arzo Temo’ya kadınların mücadelelerini ve direnişlerini konuştuk. 

‘Şiddet kadına dayatılıyor’

Kadınlara uygulanan şiddetin etki ve sonuçlarından bahseden Arzo Temo, ataerkil sistemden ötürü kadınlara değer verilmediğini ve bundan ötürü de kadınların uzun yıllar hor görüldüğünü ifade etti.

“Kadınlar hor görüldüğü için şiddetin her türlüsü kadınlara uygulanıyor. Kadına yönelik şiddet, kadın ve erkek arasındaki eşitsiz güç ilişkilerinin bir göstergesidir çünkü güçlü erkek kendini her zaman kadınlar üzerinde var etmeye çalışıyor. Kadına yönelik şiddet farklı renklerde karşımıza çıkıyor. Bu şiddet kişiden tutalım aileye ve hatta devlete kadar gidiyor. Sonuç olarak burada kadınlar hedef alınıyor. Kadınlar üzerinde uygulanan şiddet türleri de şu şekilde; tecavüz, aile içi şiddet, cinsel taciz, üreme şiddeti, bebek katletme, cinsel kürtaj, doğum öncesi cinsiyet seçimi, cinsel istismar. Bunun yanında da psikolojik olarak psikolojik şiddet, sözlü şiddet ve mirastan mahrum bırakma gibi şiddet türlerinin tamamı kadını ve toplumu boyunduruk altına almaya yöneliktir. Bütün bunlar kadının hem fiziksel hem de ruhsal açıdan çökmesine neden olmaktadır. Psikolojik ve fiziksel olarak çöken kadın daha sonra intihara kadar sürüklenir ve çaresizliğe sürüklenir. Kadın doğası gereği barışçıl ve merhametlidir, bu nedenle duygularını en fazla öne çıkaran kadınlar oluyor. Kadının duyguları iyi beslenirse yaşamı barışa çevirebilir.”

‘Kadınlar şiddete karşı örgütleniyor’

Suriye'nin Kuzey ve Doğu bölgelerinde şiddet gören kadınların durumuna ve Sara Örgütü’nün kadınların eğitim ve örgütlenmesindeki rolüne değinen Arzo Temo, "Kadına yönelik şiddet tamamen ortadan kalktı dersek gerçekle çelişmiş oluruz ama bölge kadınlarının bu şiddete ne kadar tepki gösterdiğini söyleyebiliriz. Kadınların şiddete karşı kendi kendilerini eğitmeleri ve örgütlenmeleri, şiddetin her türüne karşı başarının ilk adımıdır” dedi. Azro Temo, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

“Bölge toplumumuzda devrimden önce kadına yönelik şiddet oranı çok yüksekti ve şiddete uğrayan kadınlar çoğu zaman göz ardı ediliyordu, şiddet de görmezden geliniyordu. Ya şiddet olayı gizleniyordu ya da kadınlar utanarak şiddeti gizliyordu. Toplum öyle bir algı oluşturdu ki kadınlar kendilerine uygulanan şiddeti kabul eder hale geldi. Şimdi bile bu geleneği sürdüren birçok kadın var ama bu kadının kaderi değil, kadın kendi iradesiyle geleceğini değiştirebilir. Sara'nın örgütlenmesi, toplumun kadınlara yönelik geleneklerinden nefret eden ve şiddete uğrayan tüm kadınları destekleyen eğitimli kadınların iradesinin kabul edilmesinin sonucuydu. Suriye'nin kuzeyi ve doğusundaki kadınların durumu ise bu ruhla olumlu değişiklere doğru ilerledi. Kadınların sorunları var ancak şuana kadar kadına yönelik şiddet oranın da azalma var. Ama kadının özgürlüğe inanmasını ve haklarına yönelmesini istiyoruz. Kadınları örgütleyerek ve eğiterek toplumda çözülmeyen birçok kadın davasını çözebilir ve haklarını alabiliriz.”

Azro Temo, kadın hakları dengesinin değişmesinde önemli rol oynadıklarına değinerek Sara’nın kadınların gücünü destekleyerek kadınların düşünceleri, kimlikleri ve karakterleri ile her türlü şiddete karşı durmalarını sağladığını anlattı.

‘Birçok kadın katliamını çözüme kavuşturduk’

Arzo Temo, Sara Örgütü’nün takip ettiği davaları ve şiddet oranlarını da açıkladı.

“Savaş ortamında yaşıyoruz ve savaşlarda kadınlar her zamankinden daha fazla şiddete maruz kalıyor. Türk devleti tarafından işgal edilen Girê Spî, Serêkaniyê ve Efrin gibi yerlerde kadınlara çok fazla şiddet uygulanıyor. Şiddete dair işgal altındaki bölgelerde elimizde net oranlar yok. Çünkü bu bölgelerde şiddet gizlice uygulanıyor. Dernek bununla ilgili kadın vakalarının çoğunu çözmeye çalışıyor. Bu yıl birçok kadın katliamı davasını çözdük. Çözüme kavuşturduğumuz davalar şu şekilde: 2019 yılından beri Şaperin adındaki kadının eşi tarafından katledilmesi davasını takip ediyoruz. Qamişlo'da Hitîn pazarında kardeşi tarafından katledilen Arap kadının davasını çözdük ve katil 15 yıl cezaya çarptırıldı. Heseke'de geçen yıl babası tarafından katledilen ve babası ceza alan Meryem isimli kadının davasını çözdük ve halen mahkemede olan davalar var, takibini yapıyoruz ve kadın hakları mücadelesi veriyoruz. Genel olarak bu yıl kadın cinayeti sayısı çok azdı ama yıllar öncesinin davaları mahkemelerde karara bağlandı. Öte yandan kaba dayak, aile içi şiddet ve boşanma gibi davalar Kadın Evi'ni (Mala Jin) ilgilendiriyor” 

‘25 Kasım'da tüm kadınlar sahada olsun’

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında tüm kadınların mücadelesini değerli gördüklerini söyleyen Arzo Temo, “Bugün kararlarıyla dik duran bilinçli kadınlarız ve şiddete hayır diyebiliriz. Bütün kadınlar duruşlarına güvensinler artık şiddet dönemi bitti. Şimdi özgürlük zamanıdır. 25 Kasım'da kadınları birlik ve beraberliğe çağırıyoruz. Tarihimiz kadın savaşçıların adını altın harflerle kazısın. 25 Kasım etkinliklerinde tüm kadınların sahada olmasını ve özgürlük tarihine damgasını vurmasını temenni ediyoruz" şeklinde konuşmasını bitirdi.