Arap halkından Fatma El-Casim: Özgür bir ülke için kazanımlarımızı koruyalım
On yıldır Kürt halkıyla birlikte omuz omuza mücadele yürüten Arap halkından Fatma El-Casim, “Araplar, Süryaniler, Ermeniler ve Kürtler olarak şehitlerin kazanımlarına sahip çıkmalı ve birlikte özgür bir ülke inşa etmeliyiz" sözleriyle çağrıda bulundu.

ZEYNEB ÎSA
Qamişlo- Özgürlük uğruna pek çok fedakârlık yapan kadınların hikâyeleri arasında, bir Arap kadının hikâyesi özellikle dikkat çekiyor. Devrimin ilk günlerinde hem okulunu hem de çocuklarını koruma sorumluluğunu üstlenen bu kadın, cesaretin simgesi haline gelmişti. Okul kapısında nöbet tutarak, halkı ve öğrencileri korumak için dimdik durmuştu.
Bugün, eşini ve oğlunu özgürlük yolunda feda etmiş olan Fatma El-Casim, Qamişlo kentinde Şehit Aileleri Meclisi üyesi olarak mücadelesini sürdürüyor. Onun kararlılığı, Kürt ve Arap kadınları arasındaki ortak mücadelenin ve birliğin güçlü bir sembolü olarak öne çıkıyor. Fatma El-Casim, hem annelerin direnişini hem de Arap kadınlarının demokratik bir toplum inşa etme sürecine aktif katılımını temsil ediyor. Devrimin kazanımlarını korumak için verdiği mücadele, toplumsal dayanışma ve özgürlük mücadelesine ilham veriyor. Devrimin başlangıcından bu yana direnişin içinde yer alan Fatma El-Casim, yaşadıklarını ve süregelen mücadelesini ajansımıza anlattı.
Zorunlu göçe maruz kaldı
Rojava Devrimi’nin başlangıcına ve kadın mücadelesinin yükselişine tanıklık eden Fatma El-Casim, yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:
"Rojava Devrimi başlamadan önce Şam’da yaşıyorduk. Devrimin ardından, 2013 yılında ailemle birlikte Cizîr Kantonu’na, Qamişlo şehrinin çevresindeki köylere taşındık. 2014 yılında, bu köylerde YPG ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) arasında çatışmalar çıktı. O dönemlerde YPG’yi ve bu güçleri tanımıyorduk. Çevremize sorduk: Bu insanlar kim, ne istiyorlar? Komşularımız ve arkadaşlarımız bize onların ‘Apocu’ olduklarını söylediler. Kısa süre sonra ÖSO köyümüze girdi ve çatışmalar başladı. Güvenliğimiz tehlikeye girdiği için köyümüzü terk etmek zorunda kaldık ve Xezna köyüne taşındık."
‘Kendimizi güvende hissettik’
Fatma El-Casim, çatışmalardan kaçarak sığındıkları Xezna köyünde, köy halkının kendilerine gösterdiği dayanışma ve misafirperverliği anlatarak, "Köydeki tüm Kürtler bizi içtenlikle ve sevinçle karşıladı. Güvenli yerler sağladılar, kendimizi güvende hissettik. Yaklaşık 10 gün Xezna köyünde kaldıktan sonra, ailemle birlikte Qamişlo şehrine doğru yola çıktık. Oğlum 2015 yılında YPG saflarına katıldı. Bir yıl sonra, 2016’da Şedadê’de şehit düştü. Oğlumun şehadetinin ardından arkadaşları bize hiçbir zaman Arap kökenli olduğumuzu hissettirmedi. Kürtlerle aramızda hiçbir ayrım yapmadılar, sürekli bizi ziyaret ettiler, yanımızda oldular. Bir yıl sonra, eşim de oğlumuzun izinden giderek YPG’ye katıldı. O da 2017 yılında şehit düştü. Bu süreçten sonra Kürt kadınlarıyla birlikte mücadele etme azmim ve şehitlerimizin kazanımlarını koruma iradem daha da güçlendi" şeklinde konuştu.
Güvenlik görevlisi olarak görev yaptı
Fatma El-Casim, Demokratik Özerk Yönetim kurumlarındaki görevlerine ve bu süreçte edindiği deneyimlere değinerek, yürüttüğü çalışmaların Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesine dayandığını ifade etti. Fatma El-Casim, sözlerinin devamında, "Eşim ve oğlum şehit olduktan sonra çalışmak istedim. O dönemde bir yıl boyunca okulda güvenlik görevlisi olarak görev yaptım. Ardından arkadaşlarım beni Qamişlo İlçe Meclisi üyesi olarak belirledi. Birkaç yıl burada çalıştıktan sonra belediyeye geçtim ve çalışmalarımı orada sürdürdüm. Daha sonra Tenûriyê Meclisi’nin eş başkanlığına getirildim ve iki yıl boyunca bu görevde bulundum. Sonrasında, arkadaşlarım Qamişlo’daki Şehit Aileleri Meclisi'nde görev almam gerektiğine karar verdi. Son dört yıldır burada aktif olarak çalışıyorum. Bugün, Kürt toplumundan kadın arkadaşlarımla birlikte omuz omuza çalışmaktan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Onları tanıdıkça, Demokratik Toplum felsefesi doğrultusunda nasıl bir inançla mücadele ettiklerini gördüm ve bu mücadeleye olan bağlılığım daha da güçlendi" dedi.
Canlı kalkan oldu
Bir süre çalıştıktan sonra, eğitimlere katılmak ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kitaplarını okumak istediğini kaydeden Fatma El-Casim, “Her zaman arkadaşlarıma eğitimlere katılmak, tarihi tanımak, Kürt halkının tarihini öğrenmek ve kitaplarını okumak istediğimi söyledim. Kitap okumayı bırakmadım, boş zamanlarımda kitap okudum ve birçok eğitime katıldım. Önder Apo'nun düşüncelerini ve felsefesini tanıdım, Önder Apo'nun düşüncelerine ve felsefesine bağlılık geliştirdim. 2019'da, Türk devleti Serêkaniyê şehrini işgal etmeden önce arkadaşlarımla birlikte canlı kalkan olarak Serêkaniyê'ye gittim ve yakın zamanda gruplarla Tişrîn Barajı direnişine katıldım. Birçok arkadaşımız şehit oldu. Ancak bu saldırılar irademizi asla kırmadı ve mücadelemize devam ettik" diye belirtti.
Kürt halkıyla omuz omuza görev yaptı
Fatma El-Casim, eşinin ailesinin bir Arap kadının çalışmasına karşı olduğunu ve kendisini bu nedenle engellemeye çalıştıklarını belirtti. Ataerkil bir zihniyetle karşı karşıya kaldığını ifade eden Fatma El-Casim, kararlılığı ve iradesi sayesinde bu anlayışın zamanla değiştiğini ve önündeki engellerin kalktığını söyledi. Kürt ve Arap kadınları arasında hiçbir fark görmediğini vurgulayan Fatma El-Casim, arkadaşlık ve komünal toplum ruhuyla birlikte yaşayıp birlikte çalıştıklarını dile getirdi. On yıldır Kürt halkıyla omuz omuza görev yaptığını belirten Fatma El-Casim, bu süreçte bir kez bile Arap toplumundan olduğu için dışlandığını ya da farklılaştırıldığını hissetmediğini, aksine birlikte tek bir can olduklarını ifade etti.
Halklara birlik çağrısı
Tüm halklara birlik çağrısında bulunarak, el ele verip demokratik ve özgür bir toplum inşa etmenin önemine dikkat çeken Fatma El-Casim, “Kürt halkının, bölgemizin işgalcilerin eline geçmemesi ve barışçıl bir toplumda yaşayabilmemiz için binlerce şehit verdiğini görüyoruz. Bu şehitlerin büyük bir kısmının Arap bölgelerinde, bizler için canlarını feda ettiğine tanıklık ediyoruz. Bu nedenle Araplar, Suryaniler, Ermeniler ve Kürtler olarak, şehitlerin dökülen kanına ve kazanımlarına hep birlikte sahip çıkmalı; birlikte, özgür ve demokratik bir ülke inşa etmeliyiz” dedi.
Fatma El-Casim, tüm unsurları el ele vererek demokratik bir toplum inşa etmeye çağırdı ve sözlerini şöyle tamamladı: "Çünkü Kürt halkının, bölgemizin işgalcilerin eline düşmemesi ve barışçıl bir toplumda yaşayabilmemiz için binlerce şehit verdiğini görüyoruz. Kürt şehitlerinin çoğunun Arap bölgelerimizde, bizim için canlarını feda ederek şehit olduğunu görüyoruz. Araplar, Suryaniler, Ermeniler ve Kürtler olarak şehitlerin kanına ve kazanımlarına sahip çıkmalı ve birlikte özgür bir ülke inşa etmeliyiz."