Amed sokakları: 8 Mart kadınlara onurlu barış ve özgürlük getirsin!

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde özgürlük taleplerini yeniden haykıracaklarını ifade eden Amedli kadınlar, 8 Mart’ın onurlu bir barışa vesile olmasını istedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Amed’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü hazırlıkları devam ederken, çalışmaların finali İstasyon Meydanı’nda yapılacak miting ile son bulacak. Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) öncülüğünde yapılacak 8 Mart mitingine binlerce kadının katılması bekleniyor.

Bizler de kentteki kadınlara 8 Mart’tan beklentilerini sorduk.

Ekonomik kriz, savaş ve kadın katliamlarına karşı etkili çözümlerin bulunmasını isteyen kadınlar, 27 Şubat’ta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısına işaret etti. Kadınlar, sorunların temel çözümünün toplumsal barış ve mücadelenin örgütlenmesinden geçtiğini ifade etti.

‘Öncelikli talebimiz barış’

Hatun Varan, kadınların yaşadığı her türlü soruna karşı etkili bir çözüm bulunmadığını belirtti. Hatun Varan, özellikle kadın katillerinin cezasız kaldığına vurgu yaparak, “Bu ülkede kadınların yaşadığı sorunlar çok boyutlu. Bugün barışı konuşuyoruz, evet barış herkese lazım ama bu barışa en çok kadınların ihtiyacı var. Biz kadınların 8 Mart’taki talebi de barış. Bir süreç başladı ama biz samimi bir süreç talep ediyoruz. Bu şehrin ve insanların en büyük talebi barış” dedi.

‘Caydırıcı yasalar düzenlenmeli’

Amine Yıltaş da kadınlara karşı işlenen suçlarda etkili yasaların olmadığının altını çizdi. Hükümeti sorumluluk almaya davet eden Amine Yıltaş, “Bizler kadınlar olarak bugün ülkede yaşanan her şeyden etkileniyoruz. Ekonomik krizden tutalım, şiddete kadar yine güvenliğe kadar. Eskiden eve giderken bir kaygı duymuyordum ama şimdi sürekli arkama bakma ihtiyacı duyuyorum. Kendimizi yaşamın hiçbir alanında güvende hissetmiyoruz. Şu anda gündüz dahi ‘başımıza bir şey gelir’ diye her sokağa giremiyoruz. 8 Mart kadınlar günü ama maalesef hiçbir zaman kadınlara olması gereken değer verilmiyor. Bu süreç de hak ve adaletle olacak bir şey. Kadın cinayetlerinin azalması için yasalar yeniden dizayn edilmeli. Failler gereken cezayı almalı” diye belirtti.

Kadınları katleden erkeklerin yasalardaki boşluktan faydalanıp kısa sürede cezaevinden çıktığını söyleyen Amine Yıltaş, “Ülkede kadına şiddete karşı caydırıcı bir politika yok. Bu noktada daha etkili, caydırıcı adımlar atılmalı. Yine ekonomik kriz ve yoksulluk da hepimizi zorluyor. Kendi başına çalışan ya da çocuklu bir anne çok zor geçiniyor. Çoğu zaman çocuğuna yiyecek dahi alamayan anneler var” açıklamasında bulundu.

‘Özgür bir yaşam istiyoruz’

Amine Yıltaş barış talebini ise şu sözlerle dile getirdi: “Türkiye’de barış hep konuşuluyor ama sonuca varan bir şey yok. Bu ülkede herkes sevgiyle ve barışla yaşasın istiyoruz. Artık bu durumun söylemden çıkıp, pratiğe geçmesi gerekiyor. Son olarak şunu söylemek istiyorum; ülkede kadının günü var ama adı yok. Biz kadınlar olarak yaşamak istiyoruz. Özgür ve adil bir yaşam talep ediyoruz.”

‘Alanlarda taleplerimi haykıracağım’

8 Mart’ın kendisi için “mücadele ve örgütlülük” anlamlarına geldiğini vurgulayan Mizgin Elik, genç bir kadın olarak 8 Mart günü alanlarda olacağını söyledi. Alanlarda taleplerini haykıracağını belirten Mizgin Elik, Kürt bir kadın olarak en önemli taleplerinden birinin ise onurlu bir barış olduğunu dile getirdi.

Kadın cinayetlerinin cins kırımı boyutunda yaşandığını kaydeden Mizgin Elik, “Evrenselleşen bir kadın mücadelesi var ve bu mücadele giderek artıyor. Bu mücadeleye artık erkeklerin de ses vermesi gerekiyor. Bu sene tam bir cins kırımı yaşandı. Bu kırıma karşı kadın, erkek bütün kesimlerin alanda olup bu katliama karşı haykırması gerekiyor. Bizler de genç kadınlar olarak o gün alanda olacağız. 8 Mart’ı yoksulluk, kriz ve şiddet sarmalında karşılıyoruz. Bunlara karşı büyüyen örgütlü bir mücadele de var. Bir kadın olarak onurlu bir barış ve özgür bir yaşam talep ediyorum” şeklinde konuştu.

‘Kadınlar barışa öncülük etmeli’

Kadın politikaları nedeniyle yılın her gününü direniş içinde geçirdiklerini ifade eden Ayşe Adsoy, 8 Mart’a dair şu değerlendirmede bulundu: “Bizim için sadece 8 Mart değil, yılın bütün günleri direniş ve mücadele demek. 8 Mart direniş ruhuyla olmalıdır. Hele ki Ortadoğu’da bu kadar yoğun bir savaş yaşanıyorken, 8 Mart bizler için çok önemli, kadınların hepsinin o gün mücadele içinde olması gerekiyor. Kadınların yaşadığı toplumsal sorunların çoğu savaşla bağlantılıdır. Savaşa harcanan ekonomi bizden kesiliyor, yine sokaklar özel savaş politikalarıyla dolu. Bu noktada hem barışa hem de mücadeleye kadınlar öncülük etmelidir” diye belirtti.

‘Yoksulluğun ve şiddetin olmadığı bir 8 Mart hayal ediyoruz’

Mülkiye Kazıcı ise savaşların sona erip, kadınların özgür bir şekilde yaşam sürdürmesi talebini yeniledi. Mülkiye Kazıcı, artık dünya kadınları için bir barış ortamının oluşması gerektiğini belirterek, yoksulluğun ve şiddetin olmadığı bir 8 Mart hayal ettiklerini ifade etti. Kürt kadınların öncelikle barış ve eşitlik istediğini vurgulayan Mülkiye Kazıcı, “8 Mart bütün dünyaya, Rojava’ya ve bu kentlere barış getirsin. Barışı en çok da biz kadınlar istiyoruz. Annelerin yüreği yanmasın istiyoruz. Kadınlar olarak hem barış için hem adalet için direnmeye devam edeceğiz” sözlerini kullandı.