Amed’e gelen feministler: Kayyıma yüksek sesle hayır demek için buradayız

İstanbul’dan bir grup feminist kadın, Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak ile buluşarak, kayyımdan geri alınan belediyede kadın politikaları üzerine görüştü. Açıklama yapan kadınlar, kayyımları kabul etmedikleri mesajını verdi.

Haber Merkezi- İstanbul'dan Amed’e gelen bir grup feminist kadın, DEM Partili Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak ile buluştu. Kadınlar, kayyımdan geri alınan belediyede kadın politikaları üzerine fikir alış verişinde bulundu. Kadınlar, ziyaretlerinin ardından Amed Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığının bulunduğu Sümerpark’ta basın açıklaması yaptı.

Açıklamaya Serra Bucak ve DEM Partili ilçe belediye eşbaşkanları, Tevgera Jinên Azad (TJA), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe örgütleri, sivil toplum örgütleri de katıldı. “Feminist kadınlar kayyıma hayır diyor” pankartının açıldığı açıklamada sık sık,  “Jin jiyan azadi”, “Biji berxwedana Colemêrg”, “Kayyıma hayır”, “Yaşasın kadın dayanışması” ve “Biji yekitiya jinan” sloganları atıldı.  Açıklamada ilk olarak konuşan TJA üyesi Çağlar Demirel, kadın dayanışmasının kendilerini güçlendirdiğini vurguladı. Kadınlar olarak kayyım sistemine hayır dediklerini dile getiren Çağlar Demirel, “Türkiye’nin birçok yerinden gelen kadın yoldaşlarımızın desteğini görüyoruz ve teşekkür ediyoruz” dedi. 

‘Kürt halkının kendi seçtikleri tarafından yönetilmeleri çok görüldü’

Daha sonra feminist kadınlar adına açıklamayı Betül Topkaya okudu. Betül Topkaya, şunları belirtti: “İstanbul’dan bir grup feminist olarak yıllarca kadın mücadelesinde beraber olduğumuz Gültan, Sebahat, Ayla ve cezaevinden çıkan arkadaşlarımızla buluşmak için Diyarbakır’a ziyaret planladığımız sırada Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın gözaltına alındığı ve Hakkari’ye kayyım atandığı haberini aldık. Hakkari halkı sandığa gidip kendilerine hizmet verecek belediye eş başkanlarını seçeli henüz üç ay bile olmadı. Yani Kürt halkının kendi seçtikleri tarafından üç ay bile yönetilmelerini çok gördü devlet. Açık ki, bu ülkenin yasasına göre biz İstanbul’da her türlü baskı ve hileyle bile olsa kendi belediye başkanımızı seçebiliriz, ama Hakkarililer Hakkari’de kendi belediye başkanlarını seçemezler!”

‘Kayyıma yüksek sesle hayır demek için buradayız’

 Binlerce askerin günü birlik taşınarak iradelerinin gasp edilmeye çalışıldığı Colemêrg’de (Hakkari) Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış’ın tutuklanarak kayyım atandığını hatırlatan Betül Topkaya, “O şehrin adı Antalya Kepez olunca tutuklanan belediye başkanının yerine yönetecek kişiyi belediye meclisi seçer, şehrin adı Hakkari ve nüfusu Kürt olunca doğrudan vali atanır. Biz kadınlar, feministler bugün bu ikiyüzlülüğe ve kayyıma yüksek sesle hayır demek için buradayız. TJA’lı arkadaşlarımızın, Hakkari halkının, Hakkarili kadınların yanında, irade gaspının ve kayyım politikalarının karşısındayız” diye konuştu.

‘Bizim susmaya niyetimiz yok’

Kayyımın kadınların yaşam alanını daralttığında dikkat çeken Betül Topkaya, şunları kaydetti: “Çünkü öncelikle belediyeden kadınların adını, varlığını siliyor. Eş başkanlığı kriminalize ediyor. Belediyeyi, halkın ve kadınların mekanı olmaktan çıkarıp güçlünün rant kapısı ve tahakküm aracına çeviriyor. Geriye ne kreş, ne kadın dayanışma merkezi, ne kadın pazarı, ne kooperatif, ne ortak mutfak, çamaşırhane gibi kadınların toplanacağı mekanlar kalıyor. Kayyımlar kadınların anadillerini hizmet mekanizmalarından siliyor, kadına yönelik şiddetle mücadele için kurulmuş kurumları işlemez hale getiriyor, kadınların özgürleşmesi için düşünülmüş yol ve güzergâhları yok ediyorlar. Kadın birimlerini ya kapatıyor, ya dalga geçer gibi erkek yönetici atıyor, AKP kadın kollarına devrediyor, evlendirme dairesi veya Kuran kursuna çeviriyorlar. Yani aynı Gültan Kışanak’ın dediği gibi kayyımlar kadınları nefessiz bırakıyor. Bunlar bilinçli seçimler. Kentin, mahallenin sokağın kadınların yaşam alanı olmasını engellemek için yapılıyor.

Evin dışındaki varlığımızın, dilimizin, sorunlarımızın, taleplerimizin görünmez olduğu bir düzeni kurmaya, sürdürmeye, sağlamlaştırmaya yarıyor. Ama bizim buna susmaya hiç mi hiç niyetimiz yok. İstanbul’dan Hakkari’ye ses vermeden hiçbirimiz için özgürlük mümkün değil, biliyoruz. Hep birlikte kayyıma hayır diyoruz!”