Cumhurbaşkanlığı tarafından alınan bir kararla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilmesine tepki gösteren Amedli kadınlar, “kadınların üzülmesi değil, öfkelenmesi gerekiyor, direnmesi gerekiyor. Biz bu kararı kabul etmiyoruz ve İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz” dedi.

Amed – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla ‘İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi tepkilere neden oldu. Kadına yönelik her türlü şiddetin yaşandığı, günde ortalama üç kadının katledildiği Türkiye’de, kadınlar alınan kararı tanımayacaklarını kaydetti. Bu kapsamda Amedli kadınlara mikrofonu uzattık ve alınan kararı sorduk. İptal edilen belgenin sadece bir sözleşmeden ibaret olmadığını belirten Hatice Efe, sözleşmenin kadınlar için yaşam hakkı belgesi niteliğinde olduğunu söyledi.

“Asla vazgeçmeyeceğiz”

Sözleşmenin bir gece yarısı feshedilmesi kararına karşı çok öfkeli olduğunu ifade eden Hatice Efe, şunları söyledi; “Sözleşme toplumun değişmesi için bir çabaydı. Bu sözleşme bizi korur. Biz kadınların elde ettiği bir kazanımdı. Şuan o elimizden alınmak isteniyor. Zaten uygulanmıyordu en azından uygulanmasına dönük adımlar beklerken, sözleşme şimdi ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Biz kadınlar buna izin vermeyeceğiz. Her gün alanlarda olmamız gerekiyorsa, her gün alanlarda olacağız ama asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi yaşatır.”

“Devlet tecavüzcü ve katilleri savunuyor”

Kadınlar olarak öldürülmeden, tecavüze uğramadan yaşamak istediklerini bu nedenle de İstanbul Sözleşmesini savunduklarını ifade eden Zeynep Ölgen de, bütün engelleme ve baskılara karşı kadınların bu mücadeleden de zafer içinde çıkacaklarını söyledi. “Ben haberi gece yarısı gördüm ve sabaha kadar uyumadım. Kendimi alana atmak için saat saydım” diyen Zeynep Ölgen, tek bir kadının dahi yaşanan duruma sessiz kalmaması gerektiğini düşünüyor.

“Üzülmeyeceğiz, öfkeleneceğiz”

Zeynep Ölgen, konuşmasının devamında şunlara yer verdi; “Ben çok öfkeliyim ve artık kadınların üzülmesi değil, öfkelenmesi gerekiyor, direnmesi gerekiyor. Biz bu kararı kabul etmiyoruz ve İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz. Devlet katilleri ve tecavüzcüleri savunuyor. Çünkü devletin zihniyeti bundan geçiyor. Devlet kadınları korumak için hiçbir şey yapmıyor. Devlet LGBT bireylerinde sözleşmede geçmesini bahane ederek, aslında kadınlara bir savaş açtı. Kadınlara düşman bir zihniyet ve iktidar ile karşı karşıyayız. Biz bu iktidara karşı mücadele edeceğiz ve kazanacağız.”  

“Biz susarsak katiller sokağa çıkacak”

Arin Zümrüt ise sözleşmenin feshedilmesine dair tepkilerini şu ifadeler ile dile getirdi; “Ben gece bu haberi aldım. Bir ülkenin bir iki dakika içerisinde nasıl yüz yıl gerileyebileceği hissini yaşadık. Bütün kadın kurumları ile iletişime geçmeye çalıştık. Biz kadınlar bu kararı tanımıyoruz. Susarsak katiller sokağa çıkacak ve bizi katletmeye devam edecekler. Yaşam hakkımızı savunmak adına bütün kadınları alanlara davet ediyoruz. Bu karara karşı sonuna kadar mücadele edecek ve kararı kabul etmeyeceğiz.”

“Pes etmeyi düşünmüyoruz”

Bu karara karşı kadınların alanları dolduracaklarını dile getiren Ayşegül Güzek, bütün kadınlara ve kadın savunucularına pes etmeme çağrısında bulundu. Ayşegül Güzek, “Bu karara şaşırmadık ama üzüldük. Bu durumu asla kabul etmiyoruz. Buna karşı hepimiz alanlara dolduracağız. Her şeyden öte bu sözleşme bizim yaşam hakkımız. Bu durumu kabul etmemek gerekiyor. Kimsenin evinde oturmaması gerekiyor. Bu karar artık önümüzden geçen herkesin bize taş atabileceği anlamına geliyor. Bu sözleşme 2011’de ilk 6 ay gibi bir süre uygulandı o süreçte kadın cinayetlerinde çok fazla bir azalma yaşandı.  Bu sonuca rağmen hükumet bu sözleşmenin arkasında durmadı. Geri çekilme kararı artık sizin mezarınızı hazırladık orada bekleyin demek oluyor. Ortada bir engel ya da taraf oluşturulabilecek bir durum da söz konusu değil. Sözleşmenin feshedilmesi kararı kadınların artık hayatta kalma mücadelesi demektir. Bu yüzden asla pes etmeyi düşünmüyoruz. Yaptıkları şeyleri anlamıyorum. Bunun bir anlam ifade ettiğini de düşünmüyorum” ifadeleri ile yaşanan duruma tepki gösterdi.