DILPAK DAĞ

Halep – Suriye’de kadınlar ülkenin farklı kentlerinde bir araya gelerek eylemlilikler düzenliyor ve Beşar Esad rejiminin gidişini bir yandan kutlarken bir yandan da HTŞ ve bağlı çeteler tarafından ‘daha geri’ bir pozisyona getirilmeyi kabul etmediklerini haykırıyor. Halep Üniversitesi Öğretim Görevlilerinden Nataşa Asfari de mevcut tablonun iki taraflı olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor; bir yandan kadınların umutlu olduklarını bir yandan da HTŞ ve bağlı çetelerin yürüttükleri faaliyetlerin kabul edilemez olduğunu da aktarıyor.

Kadınlara mücadele ve direniş alanlarını genişletme çağrısı

Tüm Suriyeli kadınları eylemlere katılmaya çağıran Nataşa Asfari, kadınların direniş, mücadele alanlarını genişletmeleri gerektiğini söyledi. Yine kadınların toplumdaki rollerini hatırlatan Nataşa Asfari, direnişin toplumsal bir kültür olarak oturması gerektiğine dikkat çekerken, sadece kadınlara değil toplum içerisindeki hiçbir dinamiğe haklarının istenmeden, mücadele yürütmeden verilmediğini söylüyor.

‘Kadın olmazsa her şey yarım kalır’

Toplumun yarısını oluşturan kesimin kadınlar olduğunu ancak şu anda görünen tabloda kadınların olması gereken yerde olmadığını ve biçilmesi gereken rollere bürünemediğini söyleyen Nataşa Asfari, “Toplumu oluşturan iki cins var kadın ve erkeklerden oluşuyor yani yarısını kadınlar oluşturuyor. Bu iki cins birbirini tamamlıyor, eğer kadınlar olmazsa toplumun oluşturan bir cinsin yönetimde, olması gereken konumlarda olmaması her şeyin yarım kalmasına neden olur. Kadınlara eğitim, politika, siyaset, kamu alanları, ekonomik alanlar olmak üzere burada misyon biçilmeli” diyor.

‘Kadınlar toplumun tamamını sembolize eder’

“Kadınlar, adalet, eşitlik, aydınlık istiyor” diyen Nataşa Asfari, kadınların büyük rol oynaması gerektiğini düşündüğünü söylüyor. “Kadınlara resmi olarak yaşamın her alanında yer verilmemiş olmasını eleştiriyorum. Kadın toplumun tamamını sembolize eder” diye konuşuyor.