Aileler ‘adalet’ nöbetinde: Talepleri milyonların talebidir

Cezaevlerinde süren açlık grevlerine destek olmak için birçok merkezde “Adalet nöbeti” başlatıldı. Nöbete katılan tutuklu yakınları, tüm topluma yayılan tecridin son bulması çağrısında bulunarak, “Tutukluların talebi bugün milyonların talebidir” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle cezaevlerinde başlatılan dönüşümlü açlık grevi devam ediyor. Aileler tutukluların eylemine ses olmak için Amed, Mersin ve Adana’da “Adalet nöbeti” başlattı.  “Adalet için tecridi kıralım, toplumsal barış için zindanlara ses olalım” sloganıyla başlatılan nöbet eylemine katılan kadınlar, tutukluların taleplerinin bir an önce kabul edilmesi çağrısında bulundu. Aileler nöbet eylemlerini 3 gün şeklinde dönüşümlü olarak sürdürecek.

Amed’te TUAY-DER (Tutsak Aileleri ile Dayanışma Derneği) Amed Şubesi'nde başlatılan nöbet eylemine onlarca kişi katıldı. Ezgiler söyleyerek dayanışma içinde bulunan tutuklu aileleri, ajansımıza verdikleri demeçlerde de tutuktular üzerinde uygulanan işkence politikalarının durdurulması talebinde bulundular. Tecridin bütün toplumu etkilediğini, tutukluların insani ve hukuki bir talepte bulunduklarını belirten kadınlar, “Onların talebi bugün milyonların talebidir” sözlerini kullandı.

‘Tecrit bütün topluma uygulanıyor’

Eyleme katılan kadınlar devam eden açlık grevine dair tutuklu ailelerine çağrıda bulundu. Kırşehir’de tutuklu bulunan oğlu İhsan Topuz için adalet nöbetine katılan Halime Topuz, oğlunun 26 yıldır cezaevinde bulunduğunu söyledi. Cezaevleri üzerinde yürütülen işkence ve tecrit politikasının son bulması çağrısında bulunan Halime Topuz, şu ifadelere yer verdi:

“Bugün biz bu ihlallerin son bulması çocuklarımız üzerinde yürütülen işkence politikalarına dur demek için burada oturduk. Kapının önünde dahi basın açıklamamızı yapmamıza izin vermediler. Bugün sadece İmralı ya da cezaevleri değil, bütün Kürdistan tecrit altında. Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrit sona ersin. Bu tecrit sona ermeden cezaevleri üzerinde uygulanan tecrit ve işkence de bitmez. Buradan adalet bakanlığına, cumhurbaşkanına herkese sesleniyorum; kendilerini bizim ve çocuklarımızın yerine koysunlar.”

‘Elimizden geleni yapacağız’

Halime Topuz, konuşmasının devamında şunları aktardı: “Çocuklarımız her gün gözlerimizin önünde eriyorlar. Geçen dönem 6 ay girdiler bizler o dönemde her gün nasıl onlara destek olduysak şimdide destek olmaya devam edeceğiz. Elimizden ne geliyorsa onu yapacağız. Bütün aileler, bütün yurtsever halklımız buraya bize destek vermeye gelsin. Bugün varlık ile yokluk arasında bir savaş yürütülüyor. Biz buradayız, biz varız her daim de çocuklarımızın arkasındayız.”

‘Tutuklulara ses olmak için buradayız’

Tutuklu yakını Meryem Soylu ise bütün halkın cezaevlerine ses olması gerektiğini vurgulayarak, çağrıda bulundu. Tecridi kırmanın halkın elinde olduğunu ve bunun da mücadele ile mümkün olduğunu belirten Meryem Soylu, bütün yükün cezaevlerinin üzerine bırakılmaması gerektiğini söyledi. Başlatılan nöbetin normalleştirilmemesi gerektiğini dile getiren Meryem Soylu, “Benim kızım cezaevinde tutuklu bulunuyor. Öncelikle bu nöbete katılan bütün ailelere ve cezaevinde açlık grevinde olan bütün tutuklulara selam gönderiyorum. Kürt halkı üzerinde uygulanan bu vahşet politikalarına kimse sessiz kalmasın. Tutuklular da buna dur demek için greve başladı. Biz de bugün onlara ses olmak için buraya geldik. Açlık grevi onların son çaresi oldu. Çünkü içeride onların sesini duyan yok. Hasta tutuklular tedavi edilmiyor yine tutuklular cezaları bitmesine rağmen tahliye edilmiyor” sözlerini kullandı.

‘Tutuklular tecrit içerisinde tecridi yaşıyor’

Halka yaptığı destek çağrısı ile konuşmasına son veren Meryem Soylu, “Bu eylemleri çok kutsal ama seslerini herkesin duyması gerekiyor. Bütün ailelerimizin bütün halkın bu tecride dur demesi gerekiyor. Bizler bu tecridi kırarsak bu açlık grevi sona erer. Her şey biz halkın elinde, bunun için buradan bütün halka çağrıda bulunuyorum. Çocuklarımız için burada olmamız gerekiyor. Bundan önce yapılan grevde çok sayıda tutuklu hayatını kaybetti. Bunu kabul etmememiz gerek. Tutukluların hepsi hasta ve her gün işkence altındalar. Dört duvar arasında tecrit içerisinde tecrit yaşıyorlar. Bu durum sorumluların hiç umurunda değil. Bizlerin İmralı’daki ve cezaevlerindeki tecridi kırmamız gerekiyor. Artık buna dur dememiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘Vicdan sahibi herkesi buraya davet ediyoruz’

Son olarak konuşan TUAY-DER Amed Şube Eşbaşkanı Hatice Güneş ise başlatılan nöbete dair, “Açlık grevine giren tutuklulara destek için bu nöbete başladık. Bugün sadece Sayın Abdullah Öcalan üzerinde değil, kadınlar ve toplum üzerinde yoğun bir tecrit var. Tutuklulara uygulanan işkenceler hiçbir yerde uygulanmıyor. Bu durumu bizler hepimiz yakından takip ediyor ve görüyoruz. Buna dur demek için bu sese ses olmak istiyoruz. Onlara ses olmadığımız her gün tutuklular grevi daha da artıracak. Bunun için bütün ailelerin ve halkın tutukluları sahiplenmesi gerekiyor. Bizler her daim ailelerimizin ve tutukluların yanında olacağız. Vicdan sahibi olan bütün insanların da bizim yanımızda olması gerekiyor. Bu tecridin dünya üzerinde bir örneği yok. Bizler de her gün bu tecrit altında yaşıyoruz. Bugün kim sokakta kendi fikirlerini özgürce söyleyebiliyor. En ufak bir konuşmada hemen ablukaya alınıyorsun” diye konuştu.