‘Acil geçici barınma kamusal hizmet olarak sağlanmalı’

Afet İçin Feminist Dayanışma Grubu, deprem bölgesindeki kadınların üzerindeki yükün hafifletilmesi için adımların atılması gerektiğine dikkat çekerek, bir an önce geçici barınma/yaşam alanlarının kamusal hizmet olarak sağlanmasını istedi.

Haber Merkezi- Afet İçin Feminist Dayanışma Grubu, 6 Şubat Mereş merkezli depremler sonrası yaşanan barınma/yaşam alanları sorununa ilişkin açıklama yaptı. Devletin gerekli kurumları ve mekanizmaları işletmeyerek ağır bir felakete dönüştürdüğü depremin üzerinden neredeyse iki ay geçtiğinin hatırlatıldığı açıklamada, “Bu süreçte on binlerce insan ölüme terk edildi; yüz binlerce insan evsiz, işsiz, güvencesiz kaldı; tahmini 2 milyon insan göç etmek zorunda bırakıldı” denildi.

‘Hala çadıra ulaşamayanlar var’

Geçen bunca zamana rağmen devlet ve kurumlarının depremden etkilenenlerin barınma, temiz su, hijyen ve diğer temel ihtiyaçlara ilişkin sorunlarını çözmediğine dikkat çekilen açıklamada, “Deprem bölgelerinde hâlâ çadıra bile ulaşamayanlar var, fakat uzun dönemli barınma ihtiyacını karşılamaya uygun fiziki koşullara sahip olmayan çadırlar, geçici bir çözüm olarak bile işlevini yitirmekte” diye kaydedildi.

‘Sel çadırlarda yaşayanlar için ikinci bir yıkım oldu’

Mart ayı ortasında yaşanan selin çadırlarda yaşayanlar için hem can kayıpları hem barınma alanlarının kullanılamaz hale gelmesiyle ikinci bir yıkım olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Şimdiyse yükselen hava sıcaklıklarıyla beraber hijyen sorunları büyüyor ve bölgede salgın hastalıklar artıyor” denildi.

‘Hayatı yeniden kurma yükünü en fazla kadınlar taşıyor’

Deprem bölgesinde hayatı yeniden kurma yükünü yine en fazla kadınların taşıdığına vurgu yapılan açıklamada, “Çadırlarda ve konteynerlerde temiz su, temel ihtiyaçlar, hijyen ve sağlığa erişimin çok kısıtlı olduğu ya da hiç olmadığı, hiçbir kamusal mekanizmanın devreye girmediği koşullarda kadınların ev işi ve bakım yükleri olağanüstü artmış durumda” diye ifade edildi.

‘Erkek şiddeti artıyor, destek mekanizması işletilmiyor’

Bölgede gıda, temiz su, hijyen malzemeleri, temel ihtiyaçlara erişimin toplumsal dayanışmanın sağladığı desteklerle çözülemeyecek ölçüde büyük bir sorun olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Kamu kurumlarının bu temel ihtiyaçları sağlama konusundaki yetersizliği hatta yokluğu nedeniyle kadınlar üzerindeki bakım yükü katlanıyor. Dahası bu koşullarda kadınlara yönelik erkek şiddeti artıyor fakat hiçbir başvuru, koruma ve destek mekanizması işletilmiyor” denildi.

‘Geçici barınma kamusal hizmet olarak sağlanması zorunlu’

Artık bölgedeki barınma ve diğer temel ihtiyaçların giderilmesi, kadınların üzerindeki yükün hafifletilmesi için adımların atılması gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, “Bu bağlamda bir an önce geçici barınma/yaşam alanlarının, güvenli konteyner/prefabrik kentlerin devletin sorumluluğunda kamusal hizmet olarak sağlanması zorunlu. Barınma haktır, bölgede kamu kaynaklarının aktarıldığı iktidar yanlısı STK lara ve şirketlere de devredilemez” diye kaydedildi.

Açıklamada geçici barınma/ yaşam alanlarına ilişkin talepler şu şekilde sıralandı:

*İnsanların sadece başını sokacakları yerler olarak değil, sağlıklı koşullarda yaşayabilecekleri, tüm sosyal donatıları, ortak alanları olan mini kentler olarak kurgulanmalı. Bu alanların yönetiminde yaşayanların da söz ve karar sahibi olacağı mekanizmalar kurulmalı. Bu mekanizmalarda kadınlar eşit biçimde yer almalı;

*Isınma, su, elektrik, beslenme, sağlık gibi temel ihtiyaçlar ücretsiz olmalı. Yoksullaşan, mülksüzleşen, işsiz kalan insanlara destek mekanizmaları oluşturulmalı. Destekler aile üzerinden değil, kadınları ve LGBTİ+’ları gözeten bir perspektifle kurgulanmalı;

*Yalnız yaşayan yahut yalnız kalan engelli, yaşlı kadın ve LGBTİ+’ların ihtiyaçları gözetilmeli ve bu yönde dayanışma sağlanmalı;

*Konteynerlerin birbirine mesafesi ayarlanmalı; kentin etrafı güvenliği sağlayacak şekilde çevrelenmeli ve yeterli aydınlatma/ışıklandırma ile güvenli bir ortam yaratılmalı, konteyner alan dışı ulaşım için ücretsiz toplu taşıma sağlanmalı;

*Kadınların ev işi ve bakım yükünü azaltacak çamaşırhane, aşevi, çocuklar için oyun ve etkinlik alanları gibi alanlar geliştirilmeli;

*Kadınların şiddetten ve cinsel tacizden korunmak için gerekli mekanizmalara ve bilgiye erişimini güçlendirecek, şiddet durumunda başvurabileceği, şikayet edebileceği yerleri öğrenmesini, ulaşmasını sağlayacak, konuşabileceği danışma birimleri kurulmalı;

*Eğitimine devam edemeyen, aileye mecbur bırakılan ve gelecek endişesi içinde olan genç kadınların desteklenmesi sağlanmalı. Eğitime devam etmesini sağlayacak fiziki, teknik, altyapısal her türlü olanak sunulmalı;

*Konteyner kentlerde temel hijyen sağlanmalı. Atıklar çevreyi ve canlıların sağlığını tehlikeye atmayacak biçimde bertaraf edilmeli; kanalizasyon ve su şebeke sistemleri kurulmalı. Tuvalet ve duşlar ortak kullanılacaksa kadınların rahat ve güvenli bir şekilde ulaşabilecekleri mesafede ve alanlarda, yeterli ışıklandırmaya sahip olmalı;

*Kent içerisinde oluşturulacak sağlık birimleri yeterli donanımda kadın ve LGBTİ+’ların güven duyacağı, kendini rahatça ifade edebileceği şekilde erişebileceği yerler olmalı. Dil farklılığı gözetilerek tercüman desteği sağlanmalı;

*Kadın ve LGBTİ+’ların psikososyal desteğe ulaşmasına olanak verecek, uzmanların yer aldığı birimler oluşturulmalı;

*Kadınları bulundukları konteynerlere hapsetmeyen, sosyal hayata dahil olabilecekleri, kamusal alan kurgulanmalı; örneğin kadın çadırı/konteyneri açılmalı; sinema, film izlemek vb. kadınların dahil olabileceği etkinlikler organize edilmeli.

*AKP iktidarı mayıs ayına kadar 200 bin konteyner kuracağını ilan etti. Konteynerlerin kurulacağı alanlar OHAL’e dayanarak zaten depremden etkilenmiş olan insanların tarım, mera, bağ, bahçe gibi arazilerine habersiz, bedelsiz biçimde el konarak belirlenemez. Konteyner alanları hazine arazileri ve enkazların doğaya ve canlılara zarar vermeden kaldırılarak boşaltıldığı alanlar olmalı. İsteyenlere kendi bahçelerinde kurabileceği konteyner temin edilmeli.

*Bölgeden göç etmiş, ağırlıkla komşu kentlerde KYK yurtlarında ya da yüksek kiralar ödeyerek ve kötü koşullarda barınmak zorunda kalanlar için de kamu tesisleri ve boş toplu konutlar tahsis edilmeli.

*Hukuka ve bilime aykırı inşaatları derhal durdurun, ihaleleri ve sözleşmeleri iptal edin. Yeni kentler/kalıcı konutlar/yaşam alanları meslek odaları, bilim insanları ve bölgede yaşayanlar ile birlikte katılımcı ve demokratik biçimde planlanmalı.