‘Şiddete karşı mücadele küresel düzeyde yürütülmeli’
Kadına yönelik şiddetin sadece bir ülkeye özgü bir durum olmadığını belirten Jamila Jarmouma, tüm dünya ülkelerinde kadınların şiddetin birçok türüne maruz kaldığını söyleyerek, mücadelenin de küresel düzeyde verilmesi gerektiğini kaydetti.
HANAN HARITE
Fas- Her yıl 25 Kasım ile 10 Aralık arasında, dünya genelinde Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddete Karşı 16 Günlük Aktivizm kampanyası gerçekleştiriliyor. Bu kampanya, kadınlar ve kız çocuklarına yönelik her türlü şiddeti sona erdirmek için farkındalık yaratmayı ve harekete geçirmeyi amaçlarlarken, Fas düzeyinde de çeşitli insan hakları kuruluşları, yayınladıkları raporlarla ülkede kadın ve kız çocuklarına yönelik artan şiddete dikkat çekti.
Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddetle Mücadele Derneği Ağı'nın Kadın Hakları Birliği Federasyonu ve Dayanışma İçinde Kadınlar Ağı tarafından yayınlanan raporuna göre, 2023 yılı ile Haziran 2024 arasındaki dönemde 4 bin 535 Faslı kadın şiddete maruz kaldı. Raporlar, Fas'ta kadına yönelik psikolojik şiddet vakalarında artış olduğu konusunda uyarıda bulunuyor. Fas'ın çeşitli şehir ve bölgelerindeki çeşitli derneklere bağlı merkezlerde toplanan verilere göre, 4 bin 961 kadının psikolojik şiddete, 2 bin 415 kadının ekonomik şiddete ve bin 107 kadının ise fiziksel şiddete maruz kaldığı kaydedildi. Ayrıca Faslı kadınların yüzde 28'i hakarete, yüzde 20'si aile içinde atılma tehdidine, yüzde 17'si cinsel tacize, yüzde 55'i darp ve yaralamaya maruz kaldı.
‘Rakamlar şok edici boyutta’
Kadın Hakları Birliği Federasyonu Başkan Yardımcısı ve insan hakları aktivisti Jamila Jarmouma, rakamların şok edici boyutta olduğuna dikkat çekerek, raporların kadına yönelik şiddetin giderek artış gösterdiğini ortaya koyduğunu söyledi. Kadına yönelik şiddet oranlarının yüksek olmasının nedeninin hükümet politikaları olduğunu belirten Jamila Jarmouma, “Bu oranların gün yüzüne çıkmasının bir nedeni de kadınların artık bilinçli olduğu ve maruz kaldığı şiddeti bildirdiklerini de ortaya koyuyor. Fas’taki yasalar ve ceza yasası da yeniden gözden geçirilmeli ve kadınlar için gerekli korumayı sağlamalıdır. Özellikle faillere caydırıcı cezaların verilmesi şiddetin azaltılmasında önem taşıyor” ifadelerinde bulundu.
‘Kadınları koruyacak yasalar hazırlanmalı’
Kadın aktivistlerin, Faslı kadınlara koruma sağlanması yönündeki taleplerine vurgu yapan Jamila Jarmouma, “Talebimiz kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığın ve şiddetin ortadan kaldırılmasına ilişkin tüm anlaşmalarla uyumlu bir ceza yasasının bulunmasıdır. 2018 yılında çıkarılan 103/13 sayılı Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kanunu, kadınların elde ettiği kazanımlarından biridir. Ancak yasanın uygulanmasıyla birlikte kanunla ilgili bir takım gözlemler ortaya çıktı. Mevcut kanun, Faslı kadınların isteklerine cevap vermiyor ve birçok boşluk bulunuyor. Bu nedenle maddelerinde değişiklikler yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘Koruyucu yasalar çıkarılmalı’
Jamila Jarmouma, kadınların korunmasını sağlamak ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak için kadına yönelik şiddete karşı yasada değişiklik yapılması gerektiğini yineleyerek, sözlerine şöyle devam etti: "Ayrımcılığı ortadan kaldırıp haklar ve toplumsal cinsiyet yaklaşımını harekete geçirdiğimizde kadınları her türlü şiddetten koruyabiliriz. Kadınlara yönelik koruyucu yasaların oluşturulması gerekiyor. Amacımız sadece yasal değişiklikler değildir, bunun yanı sıra erkek egemen zihniyetin değiştirilmesi içinde çalışıyoruz ve faaliyetlerimizi bu yönde sürdüreceğiz. Toplumda hakim olan erk zihniyetten kaynaklı kadınlar ikinci sınıf olarak görülüyor. Dolayısıyla bu zihniyetin değiştirilmesi için toplumda bilinç yükseltme çalışmalarının yürütülmesi gerekiyor.”
‘Mücadele için harekete geçmeliyiz’
Kadına yönelik şiddetin sadece bir ülkeye özgü bir durum olmadığını ve dünyanın birçok ülkesinde kadınların şiddetin çeşitli biçimlerine maruz kaldığını aktaran Jamila Jarmouma, uluslararası düzeyde kadınları koruyan yasaların olmasını arzu ettiklerini kaydetti. Jamila Jarmouma, sözlerinin sonunda, “Savaşların yaşandığı bölgelerde kadın ve çocukların katledilmesini şiddetin en korkunç biçimi olarak görüyoruz ve uluslararası toplumun sessizliğini sürdürmesini kabul etmiyoruz. Bölgede şu anda olup bitenler konusunda çatışma zamanlarında kadına yönelik şiddetle mücadele için harekete geçmeliyiz” çağrısında bulundu.