Şengalli kadınlar: Saldırılara karşı güçlü bir duruş sergilemeliyiz

Türkiye’nin PDK ile işbirliği içerisinde Şengal’de provokatif saldırılar düzenlediğini belirten Şengalli kadınlar, saldırılara karşı güçlü bir duruşun sergilenmesi gerektiği çağrısında bulundu.

NESRÎN HISÊN

Şengal – Türkiye 15 Haziran'da insansız hava aracıyla Şengal’in Sinun ilçesindeki halk meclisi ve bir kırtasiyeye saldırı düzenledi ve bu saldırı sonucunda 12 yaşındaki Salih Xıdır öldü aynı zamanda yedi kişi de yaralandı. Ajansımıza açıklamalarda bulunan Şengalli kadınlar, Türkiye’nin bu saldırılarının 3 Ağustos 2014 tarihli fermanın devamı olduğunu ifade etti.

“Fermanı tamamlamak istiyorlar”

Anne Berfê Elyas, 12 yaşındaki Salih Xıdır’ın öldürülmesini kınayarak, bu yapılan saldırılarının 2014’te Êzidî halkına uygulanan fermanın devamı olduğunu belirtti. Êzidîlerin yedi yılda örgütlendiğini ve kimsenin güçlerinin kıramayacağını söyleyen Berfê Elyas, “Halkımızı yok etme çabaları boşa çıkacaktır. DAİŞ çetelerini besleyenler 2014’teki fermanda bu çeteleri üzerimize saldılar ve kendi çıkarları için Şengal’i sattılar. DAİŞ’in başarılı olmadığını görünce bu sefer ajanları devreye koyarak yarım kalan fermanı tamamlamak istediler. DAİŞ terörünü mağlup edenler düşmanları da mağlup edecektir” ifadelerinde bulundu.

“Örgütlülüğümüzü hedef alıyorlar”

Saldırıların Êzidî halkını örgütsüz bırakmak istediğini belirten Berfê Elyas, “Sinun ve Xanesor’daki meclislerimizde örgütlülüğümüz güçlü. Bu meclislerde toplumun tüm ihtiyaçları değerlendirildi ve ihtiyaçlar meclis üyeleri tarafından gideriliyordu. Düşman, öncülerimize, meclislerimize ve dağlarımıza saldırarak bizi örgütsüz bırakmak istiyor" dedi.

“Hepimiz Êzidîlik için çalışmalıyız”

Provokatör gruplara dikkati çeken Berfê Elyas, “Êzidîlik ve Kürtlük adına kimse düşmanlık etmesin. Saldırganlar PDK, Türkiye ve Kazimi hükümetidir. PDK Şarya kamplarından ve diğer bazı bölgelerden bir grubu Êzidî toplumunun güvenliğine karşı kullanmak için hazırlamıştı. Halk artık oyuna gelmemedir. 12 yaşındaki çocuğun dükkanda bombalanma sonucu öldürülmesini halk unutmamalıdır ve düşmana karşı ayağa kalkmalıdır. Kamplardaki Êzidî halkına her gün baskı yapılıyor. Neden Hol kamplarını yakmıyorlar da sadece Êzidî kamplarını yakıyorlar. Toplum bunu sorgulamalı ve vicdanına göre hareket etmelidir. Hepimiz Êzidîlik için çalışmalıyız" şeklinde konuştu.

“Dünya bu saldırıya göz yummamalı”

Sinun Meclis üyesi Hediya Birahim de Türkiye’nin saldırılarını kınayarak, halk meclislerinin  en çok ziyaret edilen yerler arasında olduğunu ve Êzidî toplumun ihtiyaçlarının görüşüldüğü yer olduğunu söyleyerek, “Meclise yapılan saldırının olduğu gün onlarca insan oradaydı ve çok sayıda insan da yaralandı. Dünya bu barbarca saldırılara göz yummamalıdır. Meclisimize yapılan saldırıları kınıyoruz" şeklinde konuştu.

“Düşmanın maşası olmayacağız”

Hediya Birahim, bu saldırıların 9 Ekim anlaşmasının devamı niteliğinde olduğunu söyleyerek, Êzidî halkının bu saldırılara karşı güçlü bir duruş sergilemesi gerektiğini ifade etti ve konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Düşmanın maşası olmayacağız. Halkımızı birlik olmaya, işgalcilere ve hainlere karşı ayağa kalkmaya çağırıyorum."