Şahmaran Kadın Platformu'ndan işkence tepkisi: Mücadelemiz devam edecek
Şahmaran Kadın Platformu, Marînê’deki jandarma işkencesine dair yaptığı açıklamada, “İşkence ve taciz faili bu kişiler görevden alınıp, bir an önce tutuklanana kadar mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
Mêrdîn- Şahmaran Kadın Platformu, 9 Temmuz’da Nisêbîn ilçesine bağlı Marînê kırsal mahallesinde jandarma ve polis tarafından yapılan ev baskınlarında gerçekleşen işkence ve tacize ilişkin basın açıklaması yaptı. Karayolları Parkında gerçekleşen açıklamada, “Tacizin, tecavüzün ve işkencenin kolluk kuvvetleri eliyle politika haline getirilmesine izin vermeyeceğiz” yazılı pankart açıldı.
Açıklama metnini platform adına Gülizar İpek okudu.
‘8 yılda yaşanan savaş suçlarının haddi hesabı yok’
AKP ve MHP iktidarının ülkeyi sürüklediği baskı sarmalı ile özelde Kürdistan kentlerinde polis ve askerlere tarafından yapılan işkence ve insanlık dışı suçların giderek arttığının altını çizen Gülizar İpek, “Kürt sorununun çözümsüzlüğündeki ısrar sonucunda Kürdistan’da, son 8 yılda yaşanan insanlık ve savaş suçlarının haddi hesabı yok iken, savaş çığırtkanlığının en büyük faturası kadınlar ve çocuklara kesiliyor. Sömürü, savaş, rant, imha ve inkâr, asimilasyon, kimliksizleştirme, hafızasızlaştırma ve tamamını kapsayan özel savaş politikalarının yansımalarını dünden bugüne yaşıyoruz. 90’lardaki fiziki imhanın yanı sıra kültürel imha yine en çok kadınlar üzerinden yürütülmek isteniyor” dedi.
‘İşkence edenler hakkında tutuklama kararı çıkarılmalı’
İşkencenin rutinleştirilmeye çalışıldığı Kürdistan’da, son olarak Nusaybin’e bağlı Marînê kırsal mahallesinde 9 Temmuz’da yapılan ev baskınlarında, aralarında 15 yaşındaki çocuk ile 77 yaşındaki kadının da olduğu çok sayıda kişinin çeşitli işkencelere maruz kaldığını vurgulayan Gülizar İpek, “Kadınların cinsiyetçi söylem, hakaret, küfür ve tacize maruz kaldığı, yine tecavüz ve ölüm ile tehdit edildiği baskında, iki kadın ile 15 yaşındaki çocuk hiçbir hukuki dayanak olmaksızın saatlerce alıkonuldu. Operasyonu koordine eden ve köydeki kadınları taciz eden, cinsiyetçi söylem, hakaret ve tehditlere maruz bırakan kolluk kuvvetlerinde çalışan bu kişiler hakkında Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığı ve ilgili mercilere yapılan suç duyurusu bir an önce dikkate alınmalı ve işkence faili üniformalı bu kişiler hakkında derhal tutuklama kararı çıkarılmalı. Bir an bile görevde kalmaması gereken bu kişilerin görevden uzaklaştırılması, yeni suçların doğmaması adına son derece elzem” diye belirtti.
‘Failler cezasızlık zırhıyla ödüllendiriliyor’
Sistem tarafından desteklenen paramiliter yapıların ve kolluk kuvvetlerinin Kürdistan’ın dört bir yanında rahatça hareket ederek, yaşamlarımızın içine kadar girmelerine, yaşamlarımızı çalmalarına ve bizi yaşamdan koparmalarına izin vermeyeceklerini ifade eden Gülizar İpek, “‘Tecavüz faili uzman Çavuş Musa Orhan’ın ‘Ben devletim bana bir şey olmaz, beni kime şikâyet edersen et’ söylemi hafızalardaki yerini korurken, faillerin cezasızlık zırhıyla ödüllendirilmesinin de en önemli örneğini oluşturuyor. Yeni Musa Orhanların doğmasına müsaade etmeyeceğiz. Operasyon adı altında evlerimize rahatlıkla giren, bizi her türlü tehdide ve şiddete maruz bırakan üniformalı tüm faillerden yargı önünde hesap soracağız. Kentimizde tek bir işkenceci ve tacizci kalmayana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Üniformalı, işkence ve taciz failleri değil, kadınların özgürlük mücadelesi kazanacak” ifadelerini kullandı.
‘Yaşasın kadınların örgütlü mücadelesi’
Gülizar İpek, “Kendimizi ve kentimizi savunarak, bize ait olanı tacizcilere ve işkencecilere teslim etmeyeceğiz. İşkence ve taciz faili bu kişiler görevden alınıp, bir an önce tutuklanana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Mücadelemizde sonuç almanın yolunun, direniş yöntemlerimizin zenginleşmesi, süreklileşmesi ve birbiri ile buluşmasından geçtiğinin farkındayız. Unutulmasın ki, biz kadınlar sesimizle, rengimizle, özgürlük tutkumuzla, emek, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde en önde olmaya devam edeceğiz. Bizler tacizin, tecavüzün, işkencenin meşrulaşmasına asla ama asla izin vermeyeceğiz. Yaşasın kadınların örgütlü mücadelesi ve dayanışması! Jin, jiyan, azadî” şeklinde konuştu.
Açıklama “Jin, jiyan, azadî” sloganları ile son buldu.