ŞÖNİM’ler neden aklanıyor?
Van’ın Edremit ilçesinde tecavüze uğrayan Z.N.'nin avukatlarıyla görüşmesi ŞÖNİM yetkilileri tarafından engellenmesi merkezleri yeniden tartışmaya açtı. ŞÖNİM çalışanları hakkında açılan soruşturmaların sonuçsuz kalması kuruluşundan bu yana kadın örgütlerinin “şiddeti önlemiyorlar; gizliyorlar” açıklamalarını kuvvetlendiriyor.
SARYA DENİZ
İstanbul- Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) hakkında bugüne kadar kadın örgütleri birçok uyarıda bulundu ancak bunların hiç biri dikkate alınmadı. Uzlaştırma, taciz dışında başvuru yapanlar hakkında etkili takip yapmadığı belirtilen ŞÖNİM çalışanları hakkında suç duyuruları da sonuçsuz kaldı. Peki ŞÖNİM nedir? Bugüne kadar hakkındaki iddialar neydi?
Neden kimse yargılanmadı?
ŞÖNİM pilot uygulama olarak başladı. 81 ilde faaliyet gösteren merkezler sistematik bir uygulama değil. 4 yıl boyunca yönetmelik olmadığı için ilden ile değişen çalışmalarla çalışmalar yaptı. Bu nedenle uygulamaları çoğu kez ŞÖNİM çalışanı personelin tavrı belirledi. Her ilin kadrosundaki personelin kadına karşı şiddete bakış açısı, toplumsal cinsiyetten ne anladığı, hatta şiddet deyince ne anladığı dahi uygulamalara yansıdı.
Merkezlere çalışma yönetmeliği gönderildi ancak ne kadar uygulandığı ve denetlendiği konusu hep soru işareti olarak kaldı. Merkezlerde vaka inceleme, değerlendirme, takip için ayrılan “meslek elemanlarının”, uzmanların sayıları çok az. Sadece Adana’da 2015-2016 döneminin ilk yarısındaki 9500 tedbir kararını 5 personelin takip ettiği biliniyor. 2016’dan bu yana sayıların arttığı bilinen bir gerçek. Uzman sayısı ile vaka sayısı arasındaki uçurum gün geçtikçe derinleşiyor.
Önlemiyor gizliyorlar
ŞÖNİM’ler “şiddeti önleme değil gizleme” yerleri olarak tanımlanıyor. Merkezler bağımsız kadın örgütleri tarafından dayağa razı eden ve eve döndürmeyi hedefleyen politikalarıyla eleştiriliyor. Hatta ŞÖNİM’ler arabuluculuk sisteminin bir parçası olarak yani Bakanlığın “ikna merkezleri” gibi dizayn ediliyor.
Merkezlerde kadınların nasıl korunduğu, başvuruların nasıl alındığı, takibin nasıl ve neye göre yapıldığı bilinmiyor. Güvenlik düzenlemeleri kadınların mahremiyet haklarını ihlal ettiği gibi, şiddet uygulayan erkekten çok, şiddet mağduru kadını caydıran nitelikte oluyor. En son Eskişehir’de Ayşe Tuba Arslan’ın 23 başvurusunun sonuçsuz kalması bu iddiaya somut bir örnek olarak gösterilebilir.
Merkezler kapalı kutu
2020 yılının Kasım ayında merkezlerin 2013'ten 2020’ye kadar toplam 732 bin 54 kişiye hizmet verdiği açıklandı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı verilerine göre, ŞÖNİM'ler aracılığıyla 2013'ten bugüne kadar 595 bin 182'si kadın, 46 bin 831'i erkek ve 90 bin 41'i çocuk olmak üzere toplam 732 bin 54 kişiye destek sağlandı. Rakamlar böyle ama bu desteğin içeriği ve niteliği hakkında bilgi yok. Çünkü kurum kapalı bir kutu; şeffaflıktan uzak.
Soruşturmaya izin verilmedi
Merkezler ile ilgili hak ihlalleri ile ilgili yapılan suç duyuruları da yanıtsız kalıyor. Merkezlerde çalışanların yargılanmaları yetkililerce engelleniyor. Soruşturmalara dahi izin verilmiyor. En son Van’ın Edremit ilçesinde tecavüze uğrayan İranlı Z.N.'nin avukatlarının, müvekkilleriyle görüşmesi ŞÖNİM yetkilileri tarafından engellendi. Müvekkilleriyle görüştürülmeyen Z.N.'nin avukatları Ebru Demirtepe ve Mahmut Kaçan, ŞÖNİM'in müdür yardımcısı ve görevli evrak kayıt memuru hakkında “görevi kötüye kullanmak” ve “dilekçe hakkının engellenmesi” nedeniyle Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Yapılan suç duyurusu için Van Valiliği işlem yapılmasına izin vermedi.
ŞÖNİM kusursuz bulundu
Ayşe Tuba Arslan'ın katledilmesiyle sonuçlanan süreçte de ŞÖNİM yetkililerinin önlem almadığı 23 kez başvuru yapan kadının görmezden gelindiği ortaya çıktı. Ayşe Tuba Arslan’ın davalarını ve aldırdığı tedbir ve uzaklaştırma kararlarını takip etmekle yükümlü Eskişehir ŞÖNİM yetkililerinin kusursuz olduğu açıklanmıştı. ŞÖNİM yetkilileri hakkında hiçbir işlem yapılmadı.
“ŞÖNİM GÖREVİNİ YAPMADI”
Avukat Heval Yıldız Karasu
Ayşe Tuba Arslan’ın tüm şikayetlerinin İstanbul Sözleşmesi’nin açık hükümlerine aykırı olarak savcılıkça uzlaşma bürosuna gönderilmese ve sözleşmenin tüm gereklilikleri eksiksiz bir şekilde uygulansaydı, saldırgan Yalçın Özalpay hakkında açılan davalarda beraat kararları verilmeseydi, ŞÖNİM mahkemece verilen tedbirlerin uygulanıp uygulanmadığı takip etseydi, bugün Ayşe Tuba Arslan aramızda olabilirdi. Arslan’ın onlarca başvurusunun bulunmasına rağmen gerekli ve yeterli önlemler alınmadı. ŞÖNİM tarafından bu tedbirlerin uygulanıp uygulanmadığı takip edilmedi. Savcılık, aile mahkemeleri, ceza mahkemeleri ile ŞÖNİM arasında yeterli ve düzenli bir irtibat bulunmadığından gerekli seviyede önlem alınmadı. Gerek birimler arasındaki irtibatın sağlanması gerekse şikayete konu eylemin devamlılık arz edip etmediğinin, saldırıların sayısının, sıklığının tüm bu birimlerce bilinmesi, gerekli önlemlerin en doğru şekilde tespit edilebilmesi ve uygulanması için bir zorunluluktur. Bu sebeple kadına yönelik şiddet dosyalarında UYAP, POLNET, ŞÖNİM gibi portallar ortaklaştırılmalı, ekran uyarı sistemini sağlayacak teknik altyapı hazırlanmalıdır.
BURSA’DA 11 KADINA TACİZ