Özgür eş yaşam ile demokratik ailenin temelleri atılıyor
Kadınların yaşadıkları sorunların tekil değil toplumsal sorunlar olduğuna değinen Minbic Kantonu Doğu Bölgesi Meclisi Üyesi Raba Bekro, özgür eş yaşam kuramı ile demokratik ailenin temellerini atma çabası içinde olduklarını vurguladı.
SİLVA AL-İBRAHİM
Minbic- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği ‘özgür eş yaşam’ kuramı ışığında Kuzey ve Doğu Suriye’de aile yapısı tekrar ele alınıyor. Devrim sonrası birçok alanda başlatılan eğitimlerle ve kurumlaşmayla ataerkil kapitalist erkek egemen iktidarcı zihniyete karşı bir savaş başlatıldı. ‘Özgür birey özgür toplum’ anlayışı ile hareket eden kadınlar, değişimi kendilerinden başlattı. Bu değişimin en çok yansıdığı yer ise aile. Demokratik ailenin yaratımı için aile içinde özgür ve eşit bir yaşamı oluşturmayı amaç edinen kadınların işleri zor olsa da inançları yüksek.
Kadınla ilgili toplumsal sorunlar, sosyal, politik, ideolojik ve ahlaki boyutlarda karmaşık ve iç içe geçmiş durumdadır. Aile yapısındaki çelişkiler, devletin yapısındaki çelişkiler kadar büyük.
Kuzey ve Doğu Suriye Minbic Kantonu Doğu Bölgesi Meclisi Üyesi Raba Bekro, özgür eş yaşam ile kadınların aile içindeki konumlarını yeniden ele aldıklarını ve bununda ailede önemli bir değişimin başlangıcı olduğunu söyledi.
‘Aile sağlıklı temele dayanarak inşa edilirse toplumda gelişir’
Raba Bekro, öne çıkan toplumsal sorunları sıralayarak şöyle söyledi: “Çok eşlilik, küçük yaşta evlilikler ve zorla evlendirilme gibi uygulamalar yer almakta ve bu durum boşanma ve intihar oranlarının artmasına neden olmaktadır. Bu da aileyi ve toplumu bozmaktadır. Eğer aile sağlıklı bir temele dayanarak inşa edilirse, toplum da sağlıklı bir şekilde gelişir."
Ailede kadınların durumu
“Kadın, toplumda çoğu zaman sadece ev işleriyle ilgilenen biri olarak görülmekte ve kararlar her zaman erkekler tarafından alınmaktadır” diyen Raba Bekro, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu da aile içinde farklılığa neden olmaktadır. Erkek her konuda söz sahibiyken, kadın marjinalleşmektedir. Bu durum, ailede adaletin ve eşitliğin sağlanamamasına, boşanma oranlarının artmasına ve ailelerin dağılmasına yol açmaktadır. Çocuklar, ailelerinden gerekli rehberliği alamadıkları için toplumsal değerlere aykırı yollara sapabilmektedirler. Cinsiyet ayrımcılığı, çocukluk döneminde başlar. Örneğin, bir aile kızına oyuncak aldığında genellikle mutfak eşyaları veya annelik rolünü üstlenen oyuncaklar seçer. Oysa erkek çocuklarına araba, silah gibi oyuncaklar alınır. Bu, çocukların gelecekteki rollerini belirleyen bir ayrımcılıktır. Cinsiyet ayrımcılığı doğumdan itibaren başlar ve anne-baba tarafından verilen eğitim, gelecekteki davranışları şekillendirir.”
‘Cinsiyetler arası ayrım sona ermeli’
Çocuklara doğru bir şekilde eğitim vermek, cinsiyet ayrımcılığı ve sınıf ayrımından uzak bir yaklaşımı benimsemenin büyük önem taşıdığına vurgu yapan Raba Bekro, cinsiyetler arasında eşitliğin sağlanması ve cinsiyet ayrımcılığının sona erdirilmesi gerektiğini söyledi. Raba Bekro, özgür eş yaşamın aile içinde hayata geçirilmesinin şiddeti, baskıyı ortadan kaldırarak, özgür bir birlikteliği sağlayacağının altını çizdi.