“Özgür Ülke saldırısı 27 yıldır cezasız”
Özgür Ülke gazetesinin üç binasına yönelik saldırının üzerinden 27 yıl geçerken, sorumlular ise cezasız bırakıldı. 1990’lı yıllardan bugüne baskıların farklı şekillerle sürdüğüne dikkat çeken gazeteciler, “Yöntem değişse de devlet aklı değişmedi” dedi.
ELİF AKGÜL
İstanbul - Tam 27 yıl önce 3 Aralık 1994'te Özgür Ülke gazetesinin İstanbul Kadırga'daki teknik binası, Cağaloğlu'ndaki merkez bürosu ve Ankara bürosu bombalı saldırıya uğradı. Saldırıda Kadırga bürosundaki ulaştırma görevlisi 32 yaşındaki Ersin Yıldız öldürüldü, 23 çalışan yaralandı. Saldırının ardından Özgür Ülke gazetesi, dönemin Başbakanı Tansu Çiller imzalı "gizli" ibareli bir belge yayınlandı. Belgede gazetenin ismi verilerek "Bölücü ve yıkıcı faaliyetlere destek verecek şekilde yayın yapan basın organlarının faaliyetleri son günlerde devletin bekası ve manevi değerlerine açıkça saldırı şeklini almıştır. Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne yönelik bu önemli tehdidin bertaraf edilmesi maksadıyla önlemlerin alınmasına..." deniyordu.
“Devlet aklı değişmedi”
Aradan geçen 27 yılda saldırıdan sorumlu tek bir kişi yargılanmadı. Kürt basınına yönelik baskılarsa yöntem değiştirerek varlığını sürdürdü. Özgür Basın ise her sene saldırının olduğu Kadırga’da sorumluların yargılanması için biraraya geliyor. Konu hakkında ajansımıza konuşan Özgür Gündem gazetesinin eski eş genel yayın yönetmeni Eren Keskin, “Yöntem değişse de devlet aklı değişmedi” diyerek, “Bu gazetenin birçok yazarı hatta küçük yaştaki dağıtımcıları dahi öldürüldü. Bunların hiçbiriyle yüzleşilmedi. Hiç kimse cezalandırılmadı. O nedenle hiçbir şey değişmedi. Bu gazetenin bombalandığı 1990’lı yıllarda o dönemin derin devletinin tüm aktörleri bugün hala ortadalar, hiçbir şey olmamış gibi dolaşıyorlar” ifadelerinde bulundu.
“Hayatımız sürekli kısıtlı”
Geçmiş ve şu an ki uygulamalara dikkat çeken Eren Keskin, “O dönem insanlar öldürülüyor, gözaltında kaybediliyordu ama şimdi de ifade özgürlüğü önünde eskiye oranla çok büyük engeller var. Sadece düşünceleri nedeniyle insanlar daha ifade vermeye gittiklerinde tutuklanıyor. Örneğin ben de bu gazetenin genel yayın yönetmeni olarak adım yazdığı için bu gazetede şu anda 26 yıl 9 ay hapis cezam var. Birçok insan cezaevinde, hepimiz cezaevine girmeye adayız, yurtdışına gidemiyoruz, hayatımız sürekli kısıtlı. O nedenle yöntemler değişse de devlet aklı hiç değişmedi” dedi.
“Baskılara rağmen gerçekler yazıldı”
Atılım gazetesi editörü Nadire Gürbüz ise saldırının ardından oluşturulan dayanışma ortamını anlattı. Atılım ofisinde buluşularak ertesi gün 4 sayfa olarak Özgür Ülke’yi çıkardıklarını anlatan Nadire Gürbüz şöyle devam etti: “Aslında bunun mesajı şu: Katletseniz de, sokak ortasında infaz da etseniz, gözaltına alıp tutuklasanız da Özgür Basın geleneğinin, sosyalist Kürt basın geleneğinin hiçbir zaman susmayacağı ve her zaman gerçekleri yazmaya devam edeceğiydi. O günden bugüne de bu gelenek sürdürüldü.”
“Boyun eğmiyoruz”
Yeni Yaşam editörü Nevin Cerav da, Kürt basınına, Özgür Basına yönelik baskıların azalmadığını belirterek, “20 yıl önce vahşi bir şekilde bu saldırılardan biri yaşandı. Bir arkadaşımızı kaybettik. Ama bugüne gelindiğinde değişen bir şey yok. Arkadaşlarımız görev sırasında işkenceyle gözaltına alınıyor, haksızlıklara karşı mağdur olan insanların seslerini duyurdukları için yıllarca cezaevinde yatırılıyorlar. Çıplak arama işkencelerine maruz kalıyorlar. Her zaman bu baskılar yükselerek, yöntemler değişe değişe devam ediyor. Ama biz de buna boyun eğmiyoruz. Yayınımızda, Özgür Basın’da haksızlığa uğramış insanların seslerini duyurmaya, gerçekleri yazmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.