İzmirli Kadınlar 8 Mart İçin Hazır!

İzmir Kadın Platformu öncülüğünde, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için hazırlıklar sürüyor. Platformun bileşenlerinden Kadın Savunma Ağı üyesi Gizem Coşkun, tüm kadınları alanlara davet ediyor. Pandemi döneminde artan kadına yönelik şiddet için, “Bizim yaşamımız normalleşmedi, bundan sonra da normalleşmeyecek; çünkü şiddet artmaya devam ediyor” diyor.  
ZEYNEP PEHLİVAN
İzmir- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaştıkça, İzmir’de uzun zamandır büyük bir heyecanla devam eden hazırlıklar da hız kazandı. Türkiye’nin pek çok bölgesinde olduğu gibi İzmir’de de kadınlar, pandemi koşullarının yarattığı tüm olumsuzluklara inat, seslerini alanlarda coşkuyla yükseltmeye kararlı görünüyor. 8 Mart haftası boyunca pek çok eylem ve etkinlik planlayan kadınlar, programlarını da büyük ölçüde netleştirmiş durumda. İzmir Kadın Platformu bileşenlerinden Kadın Savunma Ağı üyesi Gizem Coşkun ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşırken yapılacak etkinlikleri ve kadınların taleplerini konuştuk.
“Bu sene 8 Mart’a yönelik çağrımız, ‘feminist öz savunma’ yönünde. Tüm kadınları, hakları ve yaşamları için öz savunmaya çağırıyoruz. Dünyada ve Türkiye’de uzun zamandır devam eden çok canlı kadın direnişleri var. Bizler de İstanbul Sözleşmesi’ne dönük saldırılar karşısında, İzmir’de de aylarca ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ sloganı ile eylem ve etkinlikler düzenledik. Şu an için bunu durdurabildik; ama saldırılar devam ettikçe mücadelemiz devam edecek.”
Yaşamımız normalleşmedi, normalleşmeyecek!
Bilindiği üzere bu sene, daha önceki senelerde kutlanan 8 Mart’lardan çok daha farklı bir tablo söz konusu. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, İlk kez pandemi koşullarının ve çeşitli kısıtlamaların gölgesinde kutlanacak. Doğal olarak bu özel durum, oluşturulan programlarda da kendine sıklıkla yer bulacak. Gizem, 8 Mart haftasında; hem kadın düşmanı politikalara hem de pandeminin büyüttüğü yoksulluğa karşı seslerini daha çok yükselteceklerini söyledi: 
“8 Mart’a giderken; bir yandan içerisinden geçtiğimiz pandemi süreci ve yoksulluk gibi ciddi sorunlar, bir yandan da kaybettiğimiz bütün kadın arkadaşlarımızı anarak ‘mücadeleye devam’ çağrısı yapıyoruz. Pandemi döneminde bugüne kadar kadın hareketinin mücadelesini verdiği ve talep ettiği her şey aslında yüzümüze çarpmış oldu. Ev içinde artan şiddet, evlilik içi tecavüz, istismar ve tacizin artışını gördük. Devletin uyguladığı veya uygulamadığı her şeyin bize dolaylı olarak şiddet olarak geri döndüğünü gördük. Ekonomik, psikolojik şiddetin yanında yaptığımız eylemlerde de direkt fiziksel şiddete maruz kaldık. Tüm bakım emeği; temizlik, yemek, yaşlı ve çocuk bakımı hepsi kadınların sırtındaydı. Pandemi bizleri eve hapsettiği için bunlar daha da artmış oldu ve faillerimizle aynı evde yaşamak zorunda bırakıldık. Ekonomik olarak zaten pandemiden kaynaklı işsizlik ve yoksulluk arttığı için ilk işten atılanlar, yine kadınlar oldu. Bizim yaşamımız normalleşmedi, bundan sonra da normalleşmeyecek; çünkü şiddet artmaya devam ediyor!” 
Kadınlar yürüyüş için Alsancak’ta buluşacak
Bu dönemde devletin kadın düşmanı politikalarına karşı yaşamını savunmak zorunda kalan kadınlar olarak ayakta durmaya çalıştıklarını ifade eden Gizem, İzmir’de son aşamasına geldikleri hazırlıklara dair şu detayları aktardı:
“İzmir’de 8 Mart yürüyüşleri İKP çağrısı ile yapılıyor. Kadın Savunma Ağı olarak biz de platformun aktif bir bileşeneyiz. 8 Mart 2021’de 18.30’da Alsancak ÖSYM binasının önünde buluşacağız. Oradan Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bir yürüyüş gerçekleştireceğiz. Bütün kadın örgütlerinin olduğu geniş bir platformuz. 1 Mart itibarı ile ‘8 Mart’a Çağrı’ videomuzu paylaşacağız. Hem sosyal medyadan hem sokaktan kadınlara 8 Mart’ta hayatlarını ve haklarını savunmaya çağrılarımızı yapmaya devam edeceğiz. 8 Mart günü de coşkulu ve enerjik bir 8 Mart yürüyüşü yapacağız. Çocuk istismarını, kadın cinayetlerini, ekonomik, fiziksel ve psikolojik şiddeti bu sene de sloganlarımıza taşıyacağız. Her gün kadın arkadaşlarımızı kaybetmeye devam ediyoruz. O yüzden sloganlarımızdan biri ‘Memleketi kadın mezarlığına çevirmenize izin vermeyeceğiz!’ oldu. Öte yandan; ‘Çocuk istismarı faillerini aklamanıza izin vermeyeceğiz!’ , ‘İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaya devam edeceğiz!’, ‘Renklerimizle, tüm farklı dil ve kültürlerimizle bir aradayız!’ gibi sloganlar üreterek, yalnız ve çaresiz olmadığımızı, her koşulda omuz omuza olduğumuzu birbirimize anlatmaya çalışacağız. 8 Mart günü, bütün bunlar aynı zamanda taleplerimiz olacak.”
“Kitlesel ve coşkulu bir yürüyüş olacak”
Gizem, kadınların zaten gündelik yaşamın her alanında mücadele ettiklerini hatırlatırken, 8 Mart’ın ise tüm bu mücadele biçimlerinin ve var olan taleplerin bir anlamda görünür hali olduğunu ifade etti:
“Taleplerimizi yüksek bir sesle duyurmak ve mücadelemizi büyütmek açısından 8 Mart’a bütün kadınların katılımı çok önemli. Bu nedenle kadınları, her yeri 8 Mart alanına çevirmeye davet ediyoruz. Alana gelemeseler bile bulundukları yerden mücadeleye katkı sunabilirler; ama elbette yürüyüşte yan yana olmak hepimizi çok mutlu eder. Taleplerimizi birlikte söylemek, haykırmak ve sesimizi daha fazla çıkarmak için bu çok önemli. Kitlesel ve coşkulu bir yürüyüş olacağına inanıyoruz. İzmir’de 8 Mart yürüyüşleri genelde bu yönde olur. Tüm kadınları 8 Mart Pazartesi günü 18.30’da Alsancak’ta ÖSYM önünde buluşmaya çağırıyoruz. Yaşamlarımızı ve haklarımızı savunmak için tüm kadınları, feminist öz savunmaya çağırıyoruz.”