İtalyan araştırmacı: Jineoloji kadınları birleştiren bir çatı olabilir

Kadın Devrimi'ni yakından görmek için Rojava'yı ziyaret eden İtalyan yazar, araştırmacı ve gazeteci Marilù Mastrogiovanni, kadın mücadelesinin dünya çapındaki önemine vurgu yaparak, jineolojinin kadınları birleştiren bir çatı olabileceğini söyledi.

BÊRÎVAN ÎNATÇÎ

Hesekê- jineoloji bilimi çerçevesinde yapılan çalışmalar, kadınların Kuzey ve Doğu Suriye Devrimi’nden sonra elde edilen kazanımların korunmasına temel teşkil ettiği kadar aynı zamanda dünya kadınlarının da ilgisini çekiyor. Gazeteci, araştırmacı, yazar ve aynı zamanda İtalya'daki Bori Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan Marilù Mastrogiovanni, Suriye'nin Kuzey ve Doğu Özerk Bölgesi'nde meydana gelen gelişmeleri jineolojiyle birlikte toplumda yaşanan değişimleri yakından görmek için yönünü buraya çevirdi.

Sorularımızı yanıtlayan Marilù Mastrogiovanni, Kadın Devrimi’nin yaşandığı Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik gözlemlerine gözlemlerini aktardı. Marilù Mastrogiovanni söyleşimizde, küresel kadın mücadelesine ve jineolojin bundaki rolüne dikkat çekerek, "Jineoloji dünya kadınlarını birleştiren bir çatı olabilir” dedi.

Marilù Mastrogiovanni ayrıca jineoloji fikrini geliştiren ve ağır tecrit altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için, "Önder Apo bugünün Nelson Mandela'sıdır" dedi.

‘Yıllardır Kürt sorunuyla ilgileniyorum’

Kürt sorununu yakından takip ettiğini söyleyen Marilù Mastrogiovanni, şunları söyledi: "Yıllardır Kürt sorunuyla ilgileniyorum, özellikle Kürt kadınının durumu, devrimi ve mücadelesi, Kürt direnişindeki rolü ilgimi çekiyor. 2016 yılında arkadaşlarımla birlikte ‘Akdeniz Kadın Gazetecileri Forumu’nun kuruluşuna katıldık. Son 9 yıldır bu forum çerçevesinde diğer gazeteciler, Giulia gazetecileri (İtalya'daki Kadın Gazeteciler Birliği), Bari Üniversitesi ve birçok kurumla Kürt sorununu ve özellikle de kadın gazetecilerin durumunu tartışmak üzere Kürt kadınları ve gazetecileri ile paneller düzenledik. Bu yüzden Avrupa'nın çeşitli yerlerinden Kürt gazetecileri ve aktivistleri Avrupa’ya davet ettik ve ben bu şekilde jineoloji ile tanıştım.”

Jineolojinin yaşamın tüm alanlarıyla ilişkisi

Marilù Mastrogiovanni, Kürt halkının mücadelesini öğrendikten ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın kitaplarını okuduktan sonra etkilendiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Bana göre şehit kadın arkadaşların yazıları çok etkiliydi. Sözlerini, yaşamlarını otobiyografik bir şekilde anlatabilme yetenekleri çok etkili. Onların tekniklerinin kendilerini anlatma biçimlerinin farklı feministlere yakın olduğunu gördüm. Farklı feminist akımlar üzerine gençliğimden beri eğitim aldım bu yüzden bu yaklaşımlarla ilgileniyorum. Uzun yıllardır araştırmacı bir gazeteci olarak ekoloji, özellikle de çevre hakları, çevresel adalet ve bunların insanlara ve azınlıklara yönelik çeşitli baskı biçimleriyle nasıl bağlantılı olduğuyla ilgileniyorum ve bu konuda jineoloji ile güçlü bir ilişki yakaladım.”

Jineolojinin toplumsal dönüşüm pedagojisi ile ilişkisi

Marilù Mastrogiovanni, bir bilgi tekniği olarak yazma arasındaki ilişkinin, feminizm ile yaşam alanı hakları ve çevre adaleti arasındaki simbiyotik ilişkinin, doğal bilginin yeniden keşfinin kendisini jineoloji okumaya yönelttiğini söyleyerek, konuşmasına şöyle devam etti: "Şu anda özel eğitim alanında sosyolojik bir yaklaşımla doktora yapıyorum. Bu araştırmada, toplumu dönüştürücü bir pedagoji olarak jineoloji ile başka bir bağlantı buldum. Jineolojinin neler sunabileceğiyle çok ilgileniyorum. Ama bu bir yaklaşımdan öte, politik bir proje ve dolayısıyla eğitim, bilgi, pedagojinin devrimci bir politik proje olarak görülmesi ve aynı zamanda toplumsal değişimin devrimci pratiği olarak görülmesi benim için bir aydınlanmaydı. Bu nedenle yazılarımda ve çalışmalarımda jineoloji yaklaşımına yer verdim.”

‘Jineoloji birçok sorunun cevabıdır’

"Jineolojinin diğer feminist yaklaşım türlerinin gündeme getirdiği pek çok sorunun yanıtı olduğuna inanıyorum" diyen Marilù Mastrogiovanni, jineoloji ile ilgili gözlemlerini şu şekilde dile getirdi: "Jineolojide diğer yaklaşımların gündeme getirdiği birçok sorun ki bunlar Güney Afrika kadın feminizminde sömürgecilikten kurtulma ve kesişimsel yaklaşım gibi konuların cevaplarını görüyorum. Ama bana göre jineolojinin başka bir şeyi daha var. Herkes için politik bakış açısı olacaktır. Bu nedenle jienoloji kadınları birleştiren bir çatı olabilir. Ama bana göre, kadın hakları ve ataerkilliğin yıkılmasından yola çıkmazsak, yeni bir demokratik ve toplumsal modelin gerçekleşemeyeceği daha büyük bir devrim meydana gelebilir."

Marilù Mastrogiovanni şöyle devam etti: "Bu anlamda ataerkilliğin, kapitalizmin, neoliberalizmin ve bunlarla bağlantılı her şeyin yarattığı her türlü baskıyı analiz ediyor. Ataerkillik kadınları ezdiği gibi erkekleri de eziyor. Jineoloji, herkesin haklarından başlayarak, ataerkilliği ortadan kaldıracak araçlara sahip olmamızı sağlar. Kadınlarla başlıyor ama herkes için ama erkekler için de bir çözüm.”

Kadın konfederalizmi’nin kurulması gerekiyor

Marilù Mastrogiovanni, Dünya Demokratik Kadın Konfederalizmi inşa etmenin önemi ve bu bağlamda jineolojinin rolü hakkında şunları söyledi: "Dünya Kadın Konfederalizmi konusunda, jineoloji araçları içerisinde bulunan kültürde ortaklaştırıcı bir faktör olabilir. Bu nedenle kendimizden, kültürümüzden yola çıkarak, yeni özgürlük pratikleri geliştirelim. Bu, jineolojiyi evrensel olarak geçerli bir araç haline getiriyor çünkü esnek ve farklı kültürlere uyum sağlıyor.”

Jineolojinin evrenselleşmesi

Marilù Mastrogiovanni, konuşmasına şu sözlerle devam etti: "Ben inanıyorum ki tarihin hiç bir zamanında böyle tüm kültürleri, cinsiyetleri ve kişilikleri içinde barındıran feminist bir paradigma olmamıştır. Jineoloji bizden kendimize kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi sormamızı ve böylece pratiklerimizi başkalarıyla değişim halinde olan bir ilişki içinde başkalarıyla kendimizi yeniden keşfetmemizi ister. Jineolojinin evrenselliğini bu tür bir bağlantıda, kişiliğimde, kökenimde görüyorum.”

'Önder Apo bugünün Nelson Mandela'sıdır’

Jineoloji fikrini öneren Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecritti değerlendiren Marilù Mastrogiovanni, "Önder Apo bugünün Nelson Mandela'sıdır. Uluslararası düzeyde Önder Apo’nun başına getirilenler çok büyük bir utançtır. Çok büyük bir sessizlik var. Aynı zamanda onun serbest bırakılmasını sıklıkla talep eden birçok aktivist topluluk da var. Üzerindeki ağır tecride karşı neredeyse tam bir sessizliğin yanı sıra, Kürt halkına yönelik zulüm ve baskıya karşı da tam bir sessizlik var. Burada Kürt halkına karşı gerçek bir apartheid (milliyetçilik) sistemi görüyorum. Bu, Filistin halkının başına gelenin ve gelmekte olanın aynısıdır. Bu halkın toprağının, suyunun, ağaçlarının, evlerinin, doğduğu topraklarda yaşama hakkının çalınması ve dolayısıyla ahlaki ve kültürel açıdan ayrıştırılması durumudur” dedi.

Marilù Mastrogiovanni sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu aynı zamanda siyasi ve kültürel nedenlerle de ilgilidir. Çünkü demokratik konfederalizm teorisi halkların, kültürlerin ve dinlerin barış içinde yaşamasına dayanmaktadır. Uğruna mücadele ettiğimiz sistem için devlet sistemi bunu kendisine büyük bir tehdit olarak görüyor. Şimdi buraya geldiğimde devletin ve uluslararası kurumların Kürt sorununa yönelik sessizliğinin sebeplerinin ne olduğunu daha iyi anlıyorum. Olan biteni kendi gözlerimle görüyorum. 97 yıldır suyu çalınan ‘plastik çiçeklerin şehri’nde burada kalmak çok güçlü bir deneyim. Buna rağmen halk burada. Kendi topraklarında yaşamak istiyor. Hayatını devam ettirebilmek için demokratik örgütlenme biçimleri buluyor. Siyasi önerileri gerçekten güçlü ve göz ardı edilemeyecek evrensel değerlere dayanıyor.”

Marilù Mastrogiovanni şu çağrıyı yaparak, “Bir gazeteci ve öğretmen olarak, herkesin okumasını, devletin bize verdikleri ile yetinmemesini istiyorum. Gidin insanların hikayelerini onların sesinden dinleyin çünkü bu hayatınızı değiştirir ve bunu yapmak bizim görevimiz” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.