İsrail saldırıları 1‘inci yılında: Kadın ve çocuklar hedef alındı
Katledilen binlerce kadın ve çocuk, açlıktan ölen bebekler, yerinden edilen milyonlarca insan, tecavüz ve işkence…. İsrail’in Gazze Şeridi ve Lübnan’a saldırıları 1’inci yılında.
JIYAN EKİN
Haber Merkezi- İsrail 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ni 8 Ekim 2023’ten itibaren de Lübnan’ı bombalıyor. On binlerce ton bombanın kullanıldığı saldırılarda tüm dünyanın gözleri önünde insanlar katlediliyor. Kadın ve çocuklar her an sıkıştırılmış bir alanda kendilerine ‘güvenli’ bölgeler ararken bombaların hedefi oluyor. Televizyon ekranlarında, dijital medyada kadın ve çocukların hayatlarını kaybetmesi canlı yayınlarda izlenirken yaşanan soykırım her gün dozunu daha da arttırarak devam ediyor. Gazze’de en temel yaşam ihtiyaçları, ekmek, temiz su, ilaç hatta mama İsrail’in elinde silah olarak kullanılıyor.
Doğrudan yaşam alanlarının hedef alınarak gerçekleştirilen saldırılarda Filistinliler kıtlık şartlarında yaşam haklarının inkar edildiği bir durumla karşı karşıya. Üstelik bu durum tüm dünyanın sessizliği ile daha da derinleşiyor.
Katledilenlerin yüzde 60’ı kadın ve çocuk
7 Ekim öncesinde 2,3 milyon insanın yaşadığı Gazze, İsrail ablukası nedeniyle ‘dünyanın en büyük açık hava hapishanesi’ olarak tanımlanıyordu. 7 Ekim’in ardından 365 kilometrelik alanda bir yılda hedef gözetilmeksizin İsrail tarafından 50 binden fazla bomba ve füze atıldı. Okul, sığınma kampları, hastane, yetimhane, evler vuruldu. Gazze’de yaşamını yitirenlerin sayısı 42 bine ulaştı. En son açıklanan verilere göre yaşamını yitirenlerin yüzde 60’ını kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Filistin Sağlık Bakanlığı İsrail’in saldırılarında en az 710 bebeğin katledildiğini duyurdu. Katledilenlerin sayısının daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Veriler sadece hastanelere ulaştırılan ya da kimlik tespiti yapılabilen kayıpları kapsarken Gazze’de her saatte 2 kadının her gün en az 50 kadının katledildiğini gösteriyor. Yıkılan binaların enkazında kaybolan, deforme olan ya da engellemeler nedeniyle ulaşılamayan çok sayıda kişinin olduğu belirtiliyor.
Kadınlar insanlık dışı koşullarda doğum yaptı
Uluslararası sözleşmelere göre savaş bölgelerinde kadınların özel olarak korunması gerekiyor. Hamile kadınların ya da çocukların çatışmalı bölgelerden serbest bir şekilde geçişine izin verilmeli. Ancak Gazze’de öyle olmadı. Saldırılar başladığı zaman bölgede hamile kadın sayısı 50 bin olarak ifade ediliyordu. Raporlara göre günde 180 kadın savaş ortamında insanlık dışı koşullarda doğum yapmak zorunda bırakıldı. Bu kadınlardan kimisi yine İsrail’in engellemeleri sonu hastanelere ulaşamadı. Sağlık merkezlerine çoğu kadının anestezi olmadan doğum yapmak zorunda kaldığı bildirildi. Hamile kadınların düşük yapma oranı ise yüzde 300 olarak arttı. Raporlara göre İsrail, Gazze’nin en büyük üreme kliniğini de tahrip etti. Bu klinikte 3 bin embriyo yok edildi.
İnsanlar defalarca göçe zorlandı
2 milyon kişinin bir yılda defalarca göçe zorlandığı Gazze’de saldılar altında yaşam savaşı veren kadınlar yanlarına yalnızca taşıyabilecekleri eşyaları alarak yer değiştirmek zorunda kaldı. Bu göç yollarında, barınaklarda ya da kamplarda toplanan kadınlar her türlü tehlikeye açık bir şekilde kendini korumaya çalıştı. Mahremiyetin olmadığı barınaklarda kadınlar örneğin 700 kişiye bir tuvaletin düştüğü yerlerde kaldı. Suyun ve hijyenik malzemelerin olmayışı kadın ve çocukları salgın hastalıklarla baş etmek zorunda bıraktı.
Kadın ve çocuklar İsrail cezaevlerinde
Yerinden edilen kadın ve çocuklar İsrail askerlerinin saldırısına maruz kalırken gözaltına alınanlar ve tutuklananlar oldu. Bu işlemler sırasında taciz edildikleri, işkenceye ve cinsel saldırı biçimlerine maruz kaldıkları haberlere yansıdı. İsrail cezaevlerinde, 7 Ekim 2023'ten Ağustos ayına kadar açıklanan verilerde cezaevlerinde 250'si çocuk, 86'sı kadın yaklaşık 10 bin Filistinlinin tutulduğu belirtildi. 93 gazeteci saldırıları haberleştirirken tutuklandı. Bu gazetecilerin 6’sının kadın ve hala cezaevinde olduğu biliniyor. İsrail cezaevlerinde alıkonulduktan sonra yaşamanı yitirenler oldu ama bu kişilerin kimlikleri açıklanmadı ayrıca cenazeleri de ailelerine teslim edilmedi.
Barınma alanları oluşturulmalı
Birleşmiş Milletler’e (BM) göre Filistinlilerin kaldıkları çadırların yüzde 74'ü kullanılamaz durumda. Bu Gazze’de 1 milyon kişinin kış öncesi acil barın alanlarına ihtiyaç duyduğu anlamına geliyor. İnsani felaketin daha da kötüleşeceği belirtilirken harekete geçilmesi çağrıları yineleniyor. Barınma alanlarında kalan kadınlar yaşadıkları yeri “Yavaş yavaş ölüyoruz” sözleriyle tanımlıyor.
Çocuklar açlıktan yaşamını yitiriyor
Yer değiştirme ile sadece güvenlik değil yaşamak için su ve yemeğe de erişim sağlanamadı. 9 Ekim 2023 tarihinden itibaren İsrail, bölgeye elektrik, gıda, su ve yakıtın girmesini engelledi. Benzeri görülmemiş bir kıtlık yaşandı. Kadınların en son çare olarak hayvan yemlerinden ekmek yaptığı görüntüler basına yansıdı. İnsani yardımların ulaşması engellenirken bu yardımları dağıtmak isteyen kurumlara da ateş açıldı. Kısaca Gazze’de açlık İsrail tarafından bir silah olarak kullanıldı. Aralarında çocuklarında bulunduğu 40’ı aşkın kişi açlık nedeniyle yaşamını yitirdi. Bu sayının yarıdan fazlası çocuktu. Uluslararası örgütler çıkan tablo karşısında Gazze’ye saldırıları ‘çocuklara yönelik savaş’ olarak tanımladı.
Alt yapının tahrip edildiği, okulların ve hastanelerin vurulduğu Gazze’de yüzlerce çocuğun tıbbi bakıma muhtaç olduğu ifade ediliyor. Gazze’de çocuk felci hastalığına yakalananlar oldu. Bunun bir salgına dönüşmemesi için 640 binden fazla çocuğun aşılanması için çalışmalar yapıldı.
Su savaşları
İsrail saldırılarının başladığı Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze'de içme, yemek pişirme, yıkanma dahil tüm kullanımlar için kişi başına günlük yalnızca 4,74 litre su düştüğü belirtiliyor. Bu saldırı öncesindeki verilerle kıyaslandığında yüzde 94'lük azalma anlamına geliyor. İsrail suyu da silah olarak kullanırken bu halk sağlığının hiçe sayılması salgın hatalık anlamına geldi. Bölgede hijyenden kaynaklı hastalıklar hızla arttı. İsrail saldırılarında özellikle alt yapıyı hedef aldı- alıyor.
Kadınları koruyacak mekanizmalar yok
Gazzeli kadınların yasaların, mahkemelerin ve kadın kurumlarının yokluğunda şiddetin birçok türüne maruz kaldığı belirtiliyor. Bölgeden gelen haberlerde savaşla birlikte kadınları koruyacak mekanizmalarında bulunmadığına vurgu yapılıyor. Bu durum kadınları daha fazla ayrımcılığa maruz kalması ve erkek şiddeti yaşaması anlamına geliyor. Savaştan önce yaşadıkları ihlaller karşısında hukuk yoluna başvuran kadınlar şimdi bu konuda yasal bir boşluk yaşıyor. Filistinli kadınlar savaş devam ettikçe işlerin daha da karmaşık hale geldiğini belirtirken kendilerine koruma sağlayacak, haklarını geri verecek mekanizma bulamadan yenilerine tanıklık ettiklerini anlatıyor. Nafaka, miras, velayetle ilgili haklarını elde etmek için büyük çabalar sarf eden kadınlar, savaşla birlikte velayet hakkı nedeniyle çocuklarını da göremiyor. Bu durum kadınların yaşadıkları acıyı ikiye katlıyor.
Lübnan’a saldırılar şiddetleniyor hayatını kaybedenlerin sayısı artıyor
Lübnan’da 8 Ekim 2023 tarihinden İsrail tarafından gerçekleştirilen saldırılar 23 Eylül 2024 tarihinde farklı bir boyuta ulaştı. İsrail ordusu, Lübnan'ın güney kentlerinin yanı sıra Bekaa ve Baalbek bölgelerine yüzlerce hava saldırısı düzenledi. Lübnan hükümetine bağlı Afet Yönetim Birimi tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, İsrail'in 8 Ekim 2023'ten bu yana Lübnan'a düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının 2 bin 11'e, yaralı sayısının da 9 bin 535'e çıktığı bildirildi. Lübnan makamlarına göre, Hizbullah’ın kullandığı iletişim cihazlarının patlatıldığı 17 Eylül'den bu yana ise 104'ü çocuk ve 194'ü kadın olmak üzere toplam bin 411 kişi saldırılarda yaşamını yitirdi. Bu rakamların her an dozunu arttıran bombardıman nedeniyle daha fazla olduğu kaydediliyor.
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail ordusunun 27 Eylül'de Beyrut'a düzenlediği hava saldırılarında katledildi. Hizbullah ise İsrail’e roket ve füzelerle karşılık veriyor. İsrail tarafında çoğunlukla ordu üslerini hedef alan bu saldırılarda büyük bir hasar bildirilmedi. Lübnan'da Ekim 2023'ten bu yana en az 77 sağlık çalışanı görevi başında katledildi. BM Lübnan İnsani Yardım Koordinatör Yardımcısı İmran Rıza, “Sağlık sistemi çöküşün eşiğinde” açıklamasında bulundu. Ayrıca hastaneye kaldırılan yaralıların neredeyse çoğunun kadın ve çocuklar olduğu bildirildi.
Yüz binlerce kişi göç etti
İsrail bombardımanı nedeniyle ülke içinde yüz binlerce kişi yerinden oldu. Ülkenin güney kesimlerinden başkent Beyrut ve kuzeye göç dalgası devam ederken, Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Lübnan Ofisi Başkanı Mathieu Luciano, İsrail'in saldırılarına devam ettiği Lübnan'dan yaklaşık 235 bin kişinin Suriye'ye geçtiğini duyuruldu. Ayrıca 50 bin kişinin Beyrut Havalimanı'nı kullanarak, bin 60 kişinin de deniz yoluyla ülkeden ayrıldığı ifade ediliyor.
Yerinden edilenlerin hızla arttığı ülkede farklı kentlerde okul ve kimi alanlar barınma merkezlerine dönüştürüldü. Saldırılar nedeniyle yerinden edilenlerin çoğunun başka bölgelerdeki evlerine ya da yakınlarının yanına, kiralık ev ve otellere yerleştiği kaydedildi.
Göç etmek zorunda kalan 16 aile, Kuzey ve Doğu Suriye'de bulunan Serêkaniyê Kampı'na yerleştirildi. Kamp Eş Başkanı Selwa Ehmed, ANHA'ya, "Lübnan'dan gelen aileleri karşılamak için kampı biraz genişlettik. 16 aile Hesekê’deki okullardaydı, kampa yerleştirildiler. Onlara çadır ve yardım dağıtıldı" açıklaması yaptı.
Kadınlar kampanyalar başlattı
900 okulun sığınma merkezine dönüştürülmesi çocukların eğitimden uzaklaşmasına neden oldu. Bu barınaklarda kalanların ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizden de kaynaklı ihtiyaçlarının karşılanamadığı belirtiliyor. Bu yoksunluk aynı zamanda özellikle kadın örgütleri arasında dayanışma kampanyalarının gerçekleşmesine neden oldu. Kadınlar savaştan zarar gören hemcinslerinin barınma ve temel ihtiyaçlarının karşılanması için kampanyalar örgütledi. Birleşmiş Milletler (BM) Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) Lübnan’a gerçekleştirilen saldırılarda özellikle çocukların zarar gördüğünü açıkladı.
Yasaklı silah kullanılıyor
Güney ve Doğu Lübnan'a yönelik saldırılarda insanları katlediliyor, tarım arazileri vuruluyor ve İsrail’in yasaklı olan beyaz fosfor kullandığı ifade ediliyor. Ülkede İsrail tarafından 2 bin 500’den fazla çağrı cihazı ve telsizin patlatılarak yapılan saldırının ardından yeni saldırılar da hızla tırmandı.
Gazze ve Lübnan’dan tüm dünyaya seslenen kadınlar, savaşın son bulması için adım atılmasını istiyor. ‘Savaştan en çok kadın ve çocuklar zarar görüyor’ sözünün 1 yılda tüm çıplaklığı ile yaşandığını belirten kadınlar her şeye rağmen özgürlükleri için bir arada mücadele ediyor.