İşgal edilen Serêkaniyê ve Girê Spî’de üç yılda neler oldu?
Serêkaniyê ve Girê Spî'nin işgalinin üzerinden üç yıl geçti. Bu sürede bölgede “güvenli yaşam alanı” inşa edilecekti. Peki ne oldu? Sadece iki bölgede 185 kişi kaçırıldı, 68 kadın ve 42 çocuk tutuklandı, 11 kadın katledildi. Bu rakamlar ise sadece özet…

SORGUL ŞÊXO
Hasekê – Kadim Mezopotamya toprakları tarihte sık sık işgale, talana maruz kaldı. Maalesef 21’inci yüzyılda tüm insanlığın gözleri önünde yine aynı vahşet görüntüleri tekrar yaşandı. Dicle ve Fırat’ın beslediği iki kent Serêkaniyê ve Girê Spî, Türk devletinin NATO’yu arkasına alarak işgal edilmesine tüm insanlık tanıklık ederken, insanların yurtlarını terk etmemek için direnişlerini hatırlatmaya gerek dahi yok.
Garantörler Türk işgalinin önünü açtı
Bölgede kendilerini “garantör” olarak isimlendiren güçlerin varlığına rağmen Kuzey ve Doğu Suriye’nin topraklarına halen de saldırılar sürüyor. Üstelik deyim yerindeyse Serêkaniyê ve Girê Spî’nin işgal edilmesi önündeki bariyerleri kaldıranlarda bunlar olmuştu. Serêkaniyê, Girê Spî, Efrîn, Cerablûs, Bab ve Ezaz. Suriye’nin iç politikalarındaki karmaşa ve iç savaşının halen sonlanmamış olmasından faydalanan Türkiye, Suriye’nin sınırlarını NATO’nun desteği ile kullanıyor. Uzun yıllardır Türkiye-Suriye sınırında yer alan illerde göçmen çadırları açarak buralarda paramiliter çeteler için her türlü desteği sağlandığını tüm dünya biliyor ve bu faaliyetlerine ise halen devam ediyor.
Koalisyon güçlerinin çekilmesi
Öncelikle tartışılmaya başlanan güvenli bölge adı altında bölge boşaltılmak istendi. Özetleyecek olursak hemen ardından 6 Ekim’de ABD’nin çekilme kararının açıklanması geldi, 7 Ekim’de ise koalisyon güçleri çekilmeye başladı bölgeden. Ve tarih 9 Ekim’i gösterdiğinde Türk devleti bölgeyi işgal amaçlı saldırılarına başladı.
“Güvenli bölge” gerçeği
Serêkaniyê ve Girê Spî’nin işgal edilmesinin ardından güvenli bölge adı altında dayatılan gerçeklik ise gün yüzüne çıktı. Halkın evlerine el kondu, çeteler bölgeye yerleştirildi. Bölgenin tüm kültürel ve maddi zenginlikleri bir bir talan edilmeye başlandı. Çocuklara okul-Kürtçe yasaklandı, okullara kimyasal bombalar yağdırıldı.
Serêkaniyê’nin yüzü kan ağlıyor
Hol Kampı’nda kalan çok sayıda IŞİD’li aile buraya kaçarak yerleşti. Onbinlerce ev, iş yeri talancılar tarafından el kondu. Yurdunu bırakmak istemeyenler her bir köşesinde anıları olan evlerinde işkence gördü, tutuklandı, katledildi. Özellikle Türk işgaline karşı çıkan Süryani, Arap ve Kürt ailelerin evleri çetelere verildi. Bölgenin demografik yapısı tamamen değiştirilmek için eğitim dili Türkçe yapıldı.
IŞİD yuvası!
Serêkaniyê artık Türk devletinin birlikte çalıştığı paramileter çetelerin ve özellikle de IŞİD’in resmi yuvası haline getirilmeye çalışıldı ve IŞİD adına El Nusra çeteleri bu görevi üstlendi. Burada eğitim gören çeteler Rojava ve Kuzey Doğu Suriye topraklarına saldırı gerçekleştirmeye halen devam ediyor. IŞİD bayrakları kentin sokaklarında defalarca dalgalandırıldı. Farklı farklı isimlerle anılan paramiliter grupların asıl adı ve kimliği ise IŞİD. İç Güvenlik Güçleri tarafından Hol Kampı’na gerçekleştirilen operasyonlarla da aslında bu gerçek bir kez daha ortaya çıkmıştı. Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına saldırılarda ele geçen malzemelerde de, ifadelerde de, itiraflarda da gün yüzene çıkan ve resmileşen bir gerçeklik olmuştu bu.
2022 Newrozu’nda ne oldu?
El-Hemzat olarak bilinen ve El-Sairûn Hareketi’ne bağlı olan grup 21 Mart 2022 tarihinde Eyn Hisanê’de yıkım yaptı. 107 yıldır burada kutlanan Newroz, Eyn Hisanêliler için 2022 yılında yıkım olarak karşılarına çıktı. Eyn Hisanê köyü Serêkaniyê’ye 2 kilometre uzaklıkta yer alan tarihi bir köy olma özelliği taşıyordu. Yıkımın gerekçesi olarak ise köylülere, “askeri güvenlik” denildi.
İnsan kaçakçılığı
“Encûmena Netewî ya Kurd” isimli Türkiye’ye bağlı oluşturulan ve kaçakçılık ve şebekelerini yürüten güç, önce insanları güvenli şekilde kaçakçılık yapabileceklerine inandırıyor ardından ise yol var diyerek kaçırıyor. Bu yol ile kaybolan insanların çoğuna bir daha ulaşılamadığı bir kısmının ise ailesine şantaj yapıldığı ve para koparmak istendiği biliniyor. Fakat tüm bu süreç organizeli bir şekilde gerçekleştiriliyor.
Gözler halen dönüş yolunda...
Serêkaniyê ve Girê Spî’den zorla göçertilen 500 bin insanın gözleri halen geri dönüş yolunda. Her yıl umut tazeliyor ve geri dönüş yolundaki umutlarını hiç kaybetmemeye çalışıyorlar. Peki raporlar ne diyor?
Serêkaniyê ve Girê Spî’nin işgal edilmesinin ardından yaşananların bilançosunu insan hakları örgütlerinin raporlarında şöyle özetliyor:
Tutuklama:
511 yurttaş tutuklandı bunlardan 68’i kadın 42’si çocuk
185 yurttaş kaybedildi
325 işkence belgelendi. İşkence görenlerden 5 kişi işkencede katledildi
92 yurttaş Türkiye’ye teslim edildi. 48’i halen tutsak, 13 kişiye de müebbet hapis cezası verildi
Katliam bilançosu:
56 sivil katledildi, bunlardan 4’ü kadındı
11 kişi katledildi-idam edildi
Zorla göçertme
150 binden fazla insan Serêkaniyê ve Gire Spî’den zorla çıkarıldı
Yüzde 85’i evlerine bir daha hiç geri dönemedi
2 bin 500’ü zorla göçertilen aile Suriye’nin farklı kamplarında yerleştirildi
55 IŞİD’li aile buraya yerleştirildi
İnsanların mülklerine el kondu
5 bin 500’den fazla eve el kondu
Bin 200’den fazla iş yerine el kondu
55 köy boşaltıldı
100 bin dönüm tarlaya el kondu
Güvenlik
Kaniya Aştiyê ya da Nebih El-Selam’da 72 patlama meydana geldi buralarda meydana gelen saldırılarda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 145 sivil hayatını kaybetti. 300 kişi yaralandı.
Paramiliter grupların kendi içerisinde yaptıkları çatışmalarda 46 olay yaşandığı kaydedildi. Ancak sivillerde zarar gördü, çete çatışmaları nedeniyle 3 sivil katledildi 25 yurttaş-sivil yaralandı.