İranlı öğretmen: Halk artık rejimin gitmesini istiyor

İran ve Rojhelat’ta ilkokullardan üniversitelere kadınlar taleplerini haykırırken, Civanro’dan bir öğretmen, “Halk artık rejimin gitmesini istiyor” diyerek, yaşanan dayanışmanın örnek bir tablo oluşturduğunu söyledi.

MOJDA KIRMANŞANÎ

Haber Merkezi – İran rejimi, özgürlük, demokrasi ve rejim değişikliği talebi ile sokaklara çıkan İranlı ve Rojhelatlı yurttaşlara her türlü zorbalık yöntemini kullanarak saldırıyor. Öğretmenler öğrencilerle dayanışarak taleplerini ortaklaştırıyor, emekçiler kadın erkek birlikte haykırıyor, halkın her kesiminden tepkiler örgütlenerek çıkıyor. Sanat camiası da lokal ve toplu eylemlerine birlikte devam ediyor. 40 yılı aşan İran rejimine tepkilerin başat sloganı “Jin, jiyan, azadi” olurken, rejimin gitmesi ve molla rejiminin sona ermesi öncelik talepler arasında yer alıyor.

Üniversitelerin boykotları, üniversitelere dayatılan uygulamalara karşı eylemler sürüyor, öğretmenler geçtiğimiz Mayıs ayından bu yana taleplerini haykırıyor. Tutuklu öğretmenlerin serbest bırakılması, anadilde eğitim, akademik özerklik gibi taleplerini son yıllarda örgütlü bir şekilde sistematik olarak dile getiren emekçi öğretmenler, Jina Mahsa Amini’nin katledilmesi ardından çıktıkları alanlardaki yerlerini koruyorlar. Civanro’dan A.Y. isimli öğretmen ile konuştuk. A.Y. hem bir eğitim emekçisi, fizikçi hem de aktivist kimliği ile sendikalarda yürüttükleri çalışmalarla süreci birlikte örmeye çalıştıklarını aktarıyor.

‘Ayaklanma kadınların öncülüğünde gelişiyor’

Son bir ayda İran'da hala devam eden ülke çapında bir ayaklanmaya tanık olduk. Öğretmen ve öğrencilerin bir araya gelmesi nasıl bir etki yaratabilir ve haklarını talep etmek için yurttaşların yanında bulunmalarının önemi nedir?

Herhangi bir ayaklanmanın başarı faktörü, toplumun iki önemli kesimi, yani o toplumun işçileri ve öğrencileri tarafından oluşturulduğunda, toplumun bu önemli kesiminin halk ayaklanmalarına katılmasının büyük etkisi vardır. İran'da bugünkü ayaklanma önceki ayaklanmalardan farklıdır çünkü işçilerden, tüccarlardan, alimlerden, öğretmenlerden, öğrencilerden vb. oluşan bu ayaklanma, İranlı kadınların öncülüğünde gerçekleşmiştir. Kazanım elde etmekteki, zafer kazanmaktaki en önemli ayak kesinlikle o toplumun kesimlerinin istek ve motivasyonuna ve o toplumun kadınlarının ayaklanmalarına katılımına bağladır.

‘Rejime karşı yılların öfke birikimi var’

Toplumun aydın ve eğitimli insanları arasına yeni bir düşünce biçimi girdiğinde kesinlikle sistem-rejimler bu kesimi mevcut sistemi sorgulamamaları için siyasetten uzak tutmaya çalışırlar. Ve bu kesim siyasete yakınlaşır, sorgulamaya başlarsa işte o zaman beslenilen düşünce zemininden doğru bir hareket gelişir ve devrim, toplumun köklerini sarsıcı bir şekilde başlar. İslam Cumhuriyeti gibi kapalı sistemlerde bir devim olasılığı yoktur, çünkü bu yapılarda iktidar yapısında yeri olmayan bir yığın becerisi olmayan insan rejimden beslenir ve halklar devrim yapmak istediğinde, kalkışa geçtiklerinde zafere giden yolda kararlı adım atarlarsa zafer kesindir, devrimin gerçekleşmesi oranı artar. Dediğimiz gibi, İran'da bugünkü ayaklanma, toplumun önceki çatışmalarının birdenbire kaynamasının bir sonucu ve bu yüzden devrim olmuyor. Yılların öfke birikimi var rejime karşı. Farklı kesimlerden doğru rejime karşı gelişen bir memnuniyetsizlik var.

‘Öğretmen ve öğrencilerin rolü önemli’

Geri kalmış toplumlarda ve üçüncü dünya ülke diktatörlüklerinde öğretmenler ile öğrencilerin rolü belirgin ve açıktır, öyle ki ulusal ayaklanmaların itici gücü ve onu ulusal bir ayaklanmaya dönüştürmek ve toplumun farklı kesimlerinin öğretmenleri, aydınları ve öğrencilerini birleştirmede rol önemlidir. Ve bu sınıfın-zümrenin ayaklanmalara katılımı ayaklanmaya meşruiyet kazandırmaktadır çünkü eğitimli sınıflar bu ayaklanmalara modern bir anlayışla bakmakta ve onların katılımı dış dünyadaki ayaklanmaya daha fazla meşruiyet kazandırmaktadır.

‘Devrim yaşama temel bir dönüştür’

Geçmişte ve günümüzde dünyada özgürlüğün öncüleri arasında yer alan öğretmenler ve öğrenciler, çevre, savaş ve davalara karşı faaliyetler de dahil olmak üzere çeşitli alanlarda geniş ve etkili bir rol oynamış ve küresel ayaklanmaların deneyimlerini kullanmaktadırlar. Devrimler çıkışlar İran'da daha önce de vardı. Bu durum öğretmenler ve öğrencilerin örgütlenmesinde ne kadar önemlidir?

Devrim, toplumun yaşam havuzunda büyük ve temel bir dönüştür. Sosyolojide devrimin anlamı, eski ve yıpranmış bir sosyal sistemi devirmek ve onun yerine yeni ve ilerici bir sosyal sistem getirmektir. Dediğimiz gibi, toplumun öğretmenleri, aydınları ve öğrencileri, toplumlarında içgörü ve düşünce tarzının, medeni ve insani davranışların artmasında en önemli faktör olarak etkin bir rol oynamaktadır, bu nedenle toplumda isyan ve devrimlerin zaferinin gelişmesi kaçınılmazdır.

‘Dayanışma örnek bir tabloyu ortaya koydu’

Ayaklanmalar tarih içerisinde iki kategoriye ayrılsa da, ülke çapında ayaklanmanın yeniden başlamasında önemli bir rol oynayabilirler; doğu ve batı devrimleri, doğu tipi devrimlerde batı tipi devrimlerden farklı olarak, başkentin ele geçirilmesi devrimin son aşamasıdır, ancak bu zamanda eğitimli insanların, aydınların ve öğretmenlerin, profesörlerin ve üniversite profesörlerinin artması nedeniyle doğu ve batı tiplerinde karışık ayaklanmalar vardır. Ülkenin diğer illeri gibi Tahran şehrinde gençler, öğrenciler, iş adamları ve toplumun diğer kesimleri İran'ın diğer illeri ve milletleriyle dayanışma içinde ayaklandı bu da örnek bir tablo ortaya koyuyor.

‘Askeri yığınağa rağmen Civanro’da eylemler sürüyor’

İran rejimi öğrencilere yönelik katliam, tehdit, işkence, darp ve tutuklama politikalarını uyguluyor. İslam Cumhuriyeti, ayaklanmadan önceki günlere dönüp öğretmenleri ve öğrencileri kontrolü altına alabilecek mi?

Hayır. Başlatılan devrime kadınlar öncülük ediyor ve okullarda gördüğümüz gibi bu ayaklanmanın başında öğretmenler ve kız öğrenciler var. Civanro, küçük bir yerleşim yeri olmasına rağmen neredeyse buradaki insan sayısından fazla asker buraya yığılmış durumda. Ama burada bile okullardaki boykotlar sürüyor, öğrenciler-öğretmenlerle birlikte boykot, eylemlere katılıyor. Şimdi okullar yeni bir renk aldı, öğretmenler oturuyor (Boykot yapıyor) ve öğrenciler arkalarında duruyor. Önce öğretmenler barışçıl protestolar yapıyordu ama şimdi bu öğretmenler diğer milletlerin seslerine katıldı ve İslam Cumhuriyeti'ni devirmek istiyorlar, rejimin gitmesini istiyor.