Haber Merkezi - İran İslam Cumhuriyeti'nin 43 yıllık yönetiminin ardından kadınlar hala istediklerini giyme hakkına sahip olmak için mücadele veriyor ve kadınların zorunlu peçeye karşı kullandığı sloganlardan biri de "Tesettüre Hayır" oluyor. İran'da kişisel özgürlükler bastırılırken, zorunlu peçeye karşı kampanya başlatan insan hakları aktivistleri de kampanyadan bir gün sonra tehdit edildi. İran’da 12 Temmuz “iffet ve tesettür” günü olarak karşılanırken, kadınlar bugünü hicab-tesettür karşıtı kampanya ile karşıladı. İranlı kadınlar 7’den 77’ye kamuya açık alanlarda tesettürlerini çıkararak sosyal medyada paylaşmaya başladı.

Kadınlar saldırılara rağmen eylemlerini sürdürüyor

İranlı insan hakları aktivistleri de kadınlara seslenerek, tutuklama riski olsa da halka açık yerlerde başörtülerini çıkarmaya çağırdı. Kamuya açık mekanlarda tesettürlerini ve uzun elbiselerini çıkaran kadınlar, “ahlak bekçileri” olmak üzere erkeklerin ve güvenlik güçlerinin saldırılarına maruz kaldı.

Ancak tüm saldırılara rağmen kadınlar video paylaşmaktan ve tesettürlerini atmak, yakmaktan da vazgeçmiyor. Günlerdir süren ve sosyal medyada da “Tesüttüre Hayır” hastaag’i ile devam eden kampanyada ilginç görüntüler ortaya çıkıyor.

Görüntülerini paylaşan kadınlar ise kamuya açık mekanlarda başörtülerini çıkardıkları için 10 günden başlamak üzere 2 ay hapis cezası ve para cezası ile karşı karşıya kalabilir. İran İslam Cumhuriyeti’nin öngördüğü en hafif ceza ise bu oluyor.

Darbenin ardından çıkarılan ilk yasa: Tesettür zorunluluğu

İran’da İslam Cumhuriyeti’ne geçiş yani 1979 yılında gerçekleşen darbenin ardından ilk çıkarılan yasalardan biri Hicab zorunluluğu, yani kadınlara tesettür takma zorunluluğu getirilmesi olmuştu. Monarşik yönetimden “İslam Cumhuriyeti’ne geçişte tesettür takmak zorunluluk halini alırken, kadınların İslami kıyafeti olmaksızın sokağa çıkması da yasaklanmıştı. 43 yıldır kadınların giyim ve bedenleri üzerinde sürdürülen bu zorbaca zorunluluk yasasına karşı İranlı kadınlar son yıllarda sık sık eylemler gerçekleştirdi. Bu eylemlerden ilki darbenin hemen ardından gerçekleştirilen 8 Mart 1980 tarihindeki Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde İran Başbakanlık binası önünde olmuştu. 15 bin İranlı kadın siyah elbiseler giyerek kararı protesto etmişti. Ardından ise irili ufaklı olmak üzere zorunlu elbise ve tesettüre karşı eylemler, aktivistlerin protestoları kesintisiz sürdü demek yanlış olmaz. 2018 yılında darbenin 39’uncu yıldönümünde ise beyaz başörtülerinin çubuklara bağlanarak taşınması zorunlu başörtüsü protestolarında simge halini almıştı.

Ülkede yine kadınlar iki gündür aktif şekilde zorunlu başörtüsü ve islami giyim elbiselerini protesto ediyor.