İran Yazarlar Derneği: Kadınların baskı altına alınmasına son verin
İran Yazarlar Derneği, kadınların giyimlerini ve seçme hakkını savunan bir açıklama yayımlayarak baskılara son verilmesi çağrısında bulundu.

Haber Merkezi- İran’da İslami giyinme kurallarının dayatılmasına karşı kadınlar, mücadele etmeye devam ediyor. Tesüttür karşıtı kampanyalara karşılık kadınları baskı altına almaya çalışan politikalar din adamları başta olmak üzere çok sayıda rejim yanlısı kesim tarafından daha da keskinleştiriliyor. Konuyla ilgili açıklama yapan İran Yazarlar Derneği, kadınların giyim tercihleri nedeniyle baskı altına alınmalarına son verilmesi çağrısında bulundu.
“Şiddet azalmadı”
İran Yazarlar Derneği, baskı, aşağılama ve kadın aktivistlere yönelik açılan davalara, hukuksuzluklara son verilmesini talep ettiklerini dile getirdi.
Yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı;
“Kırk yılı aşkın bir süredir hükümet, kadınların her protestosuna ve itaatsizliğine aşağılama, örgütlü şiddet ve fişleme ile karşılık verdi. Yıllardır devletin en özel alanından en kamusal alanına kadar anti-feminist kültürün ve yasaların egemenliğinde yaşamını sürdüren kadınlar, bireysel ve kolektif çabalarıyla bu alanı kırmak için adımlar atmış ve kendilerine yollar açmıştır ancak bu sürekli mücadele, hükümetin kadınlara yönelik çıplak şiddetini azaltmadı.”
“Kadınların örgütlenme hakkını destekliyoruz”
Açıklamada kadın aktivistlere yönelik aleni saldırılar kınanırken, toplu taşıma araçlarında, sokaklarda saçlarını açmak isteyen kadınlara yönelik saldırılar, kadınları kapatmaya çalışanların dayatmalarının da son bulması istendi. Açıklamada “ahlak polislerinin” kadınları daha fazla ezmek ve güvenliklerinden yoksun bırakmakla meşgul olduklarını, kadın iradesini baskılamak için ellerinden geleni yaptıkları ve toplumu kışkırttıkları da aktarıldı.
İran Yazarlar Derneği, son olarak kıyafet seçme hakkını savunduklarının altını çizerken, “Kadınların örgütlenme hakkını desteklediğimizi bir kez daha ilan ediyor ve bu tutuklamaları ve itiraf zorlamalarını, kadınlara yönelik örgütlü baskının bir devamı olarak görüyoruz” diyerek Sepideh Reshnu başta olmak üzere tüm siyasi ve politik tutsakların haklarının var olduğu hatırlatmasında bulundu.