İran hükümeti yurt dışında da aktivistlere baskı-tecrit politikası uyguluyor

İran hükümeti, İran ve Rojhilatlı aktivist ve gazetecilere yönelik baskılarını sadece ülke sınırları içerisinde değil yurt dışında da sürdürüyor. Aktivistler, tehdit, kaçırma ve ajanlık dayatması ile karşı karşıya kaldıklarını anlatıyor.

MOJDA KIRMANŞANÎ

Haber Merkezi –Tahran’da, Saqizli Kürt kadın Jina Mahsa Amini’nin ‘ahlak’ polisleri tarafından katledilmesi ardından İran ve Rojhilat kentlerinde başlayan halk ayaklanması 5’inci ayında devam ederken hükümetin tehdit, baskı, işkence, tutuklama, idam politikaları da artarak devam ediyor. Aktivistler baskılarla yüz yüze kalırken, işçisinden sinemacısına, yazarından öğrencisine, öğretmeninden tüm kesimlere kadar halk İran sisteminin değişmesi, gerici uygulamaların kaldırılmasını istiyor. Halk ortak taleplerini ise haykırmayı sürdürüyor.

Aktivist ve gazetecilere baskılar artıyor

İran ülke içindeki baskılarıyla yetinmeyip ülke dışında yaşamak zorunda kalanları da baskılamaya çalışıyor. İran hükümeti sınır ülkesi Irak-Federe Kürdistan Bölgesi’nde de aktivistlere kaçırma ve tehdit gibi baskılar uyguluyor. Baskılarını, insanlık dışı uygulamalarını ülke içinden ülke dışına da taşıran İran hükümet organları, muhalif kesimlerin seslerini bastırmak için seferber olmuş durumda. Ajans olarak Federe Kürdistan Bölgesi’nde yaşamlarını sürdüren İranlı aktivist ve gazeteciler ile görüştük. Görüştüğümüz aktivist ve gazetecilerin hemen hepsi İran hükümetine bağlı polis, asker ve istihbarat elemanları tarafından tehdit edildiklerini anlattı.

İstihbaratçılardan ajanlık dayatması

Siyasi aktivistlerin tehditlere maruz bırakıldıklarını ve kendisinin de aynı tehditlere uğradığını belirten R., “İran hükümetine bağlı istihbaratçılar ailem üzerinde baskılarını artırdı. ‘Bizimle iş birliği yapmazsanız siyasi faaliyetlerinize devam edemezsiniz, kız kardeşinizi tutuklarız’ diyerek tehditlerde bulunuyorlar. İran’da kalan aile üyelerim üzerinden tehdit ediliyorum. Onlarla İş birliği yapmadığım için alı konuldum. Ailemin nerede yaşadığını bildiklerini, onlara her türlü zararı verebileceklerini söylediler” şeklinde konuştu.

‘Mücadeleye devam edeceğiz’

Politik aktivist ve gazeteci Shiva, birkaç yıldır Federe Kürdistan Bölgesi’nde yaşadığını paylaşırken, “Jîna’nın katledilmesi ardından devrimci ayaklanma patlak verdi ve sonrasında ‘bilgi alma’ adı altında çağrıldım saatlerce sorgulandım. Bilgi paylaşımı yapmam için baskıya maruz kaldım ama alamadıkları için serbest bırakmak zorunda kaldılar” dedi. Shiva’nın kendisinin yanı sıra kardeşleri de birkaç kez istihbarat tarafından çağrılmış, gözaltına alınmış ve sorgulanmış. Shiva, “Tehditler faaliyetlerimizi etkilemeyecek, gerici iktidara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Devrimci ayaklanmayı desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

‘Mesajlarla taciz edildik’

Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde yaşamını sürdüren K.A. defalarca tehdit edilmiş bir siyasi aktivist figür. İran hükümetinin siyasi-politik aktivistleri susturmak için her türlü kirli yöntemi kullandığını söyleyen K.A. “İlkin defalarca mesajlarla taciz edildik. Kardeşlerim çağrıldı, gözaltına alındı. Ailem üzerinlerinde çok fazla baskı olmasına rağmen yaratılmak istenen korku atmosferine asla kapılmadılar. Kürt ulusu ve İran’ın diğer mazlum uluslarının hedefi olan özgürlük için mücadele etmekten vazgeçmiyorum” dedi. K.A. İran’dan aile bireylerinin Federe Kürdistan Bölgesi’ni ziyaret edemediklerini, her ziyaret için özel bilgilendirilme istendiğine dikkat çekti.