İran'da öğretmenlerin grevi ayaklanmanın önemli parçası

İki ayı geride bırakan İran halk ayaklanmalarında ön saflarda yer alan eğitimcilerin zor çalışma koşullarından kaynaklı yaptığı genel grev, sivil itaatsizlik eylemi olarak ayaklanmaların bir parçası.

DİLAN MUHAMMEDİ

Mahabad- İran'da eğitim ve öğretim yılının başından bu yana eğitimciler genel grev yapıyor. Bu durum bir sivil itaatsizlik biçimi olarak devrim sürecini önemli ölçüde etkiliyor. Sözleşmeli çalışan ve resmi kurumda çalışan öğretmenler durumlarının kötü ve geçinemediklerini ifade ederken, ucuz işgücü olarak kullanıldıklarını ve sömürüldüklerini dile getiriyor. Okullardaki grev sivil itaatsizlik olarak değerlendirilirken öğretmenler grevleri ile devrim ayaklanmalarının birer parçası oldu.

‘Düşük ücret ile çalışıyorlar’

Sözleşmeli öğretmen olarak çalışan A.B. zorlu koşullar altında yaşadıklarını dile getiriyor. Sözleşmeli öğretmenlerin taleplerini ve kadın öğretmenlerin kadın olmaları nedeniyle yaşadıkları ayrımcılığı anlatan A.B, “İran'da öğretmenlerin işi sınıf temelli hale geldi. İnsanlar yoksulluk içinde yaşıyor” derken “Öğretmenler Jîna Mahsa Amînî’nin katledilmesine ve İran’daki adaletsizliğe karşıydı. Protestocularla öğrencilerin yanında yer aldı. Bu büyük hacimli öğrenci hareketi İran'da yeniydi. İran'da sözleşmeli öğretmenler düşük ücretle çalışıyor. Aslında devlet tarafından sömürülüyorlar. Bu yüzden istihdamları erteleniyor” diye konuştu. Öğretmenlerin, özellikle sözleşmeli öğretmenlerin kötü yaşam koşullarıyla ilgili konuşan A.B, öğretmenlerin maaşlarının geçimlerini sağlamayacak kadar düşük olduğunu söyledi.

11 yıllık belirsizlik

Ayrıca 11 yıldır onay sürecinde bekleyen bir yasanın varlığından söz eden A.B, “Bu yasanın dosyası nihayet bir sonuca varacak. Bunun sonucunda tüm kayıt dışı öğretmenler nota göre istihdama hak kazanacak. Bu yasa 11 yıldır onay sürecini geçti ve bu da kayıt dışı öğretmenler için 11 yıllık belirsizlik ve zor yaşam koşulları anlamına geliyor. İran'daki işçi sınıfının diğer kesimleri gibi maaşları gecikmeli yatırılıyor. Bu maaşlar temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor” şeklinde konuştu.

İnancından kaynaklı işe alınmadı

Yüksek lisansının olduğunu ve doktora sınavlarına girdiğini ifade eden A.B, birçok erkeğe göre notlarının daha yüksek seviyede olmasına rağmen atanamamasının kafada soru işareti bıraktığını söyledi. A.B, “İşe giriş sınavına kabul edildim ve işe alım günü için sembolik olarak çarşaf giydim. Mülakat odasına girdiğimde çarşaf bacaklarıma dolandı ve yere düştüm. Onlar da güldüler. Sonra bana tesettür ve toplumun durumu hakkında sorular sordular ve ben tesettürü benimsemediğimi söyledim” diyerek hayata bakış açısından kaynaklı işe alınmadığından bahsetti. Siyasi ve sosyal ayrımcılıktan dolayı çoğu erkeğin iyi iş bulduğunu ifade eden A.B, “Biz daha az terfi alıyoruz. Siyasi, sosyal ve kültürel yapı tarafından ayrımcılığa maruz kalıyoruz ve toplumda istenilen konuma sahip değiliz” dedi.