Sedat Peker’in faili meçhul cinayetlerinde Mehmet Ağar’ı işaret etmesinin ardından kayıp yakınları savcılara görevlerini yapma çağrısında bulundu. Diyarbakır’da bir yıl arayla bir kardeşi sokak ortasında katledilen bir kardeşi de gözaltında kaybettirilen İffet Mutaş, bu ölümlerden sorumlu olan kişilerin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini belirterek, “Türkiye bu kayıplardan asla kaçamayacak. Unutturmak isteseler de asla unutmayacağız. O yüzden bizi görmezden gelmek yerine bu ölümlerde parmağı olanları yargılasınlar”  dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed -  Sedat Pekerin, Youtube üzerinden yayınladığı videoyla, 1993'te evinin önünde bombalı saldırıda yaşamını yitiren gazeteci Uğur Mumcu ile Kürt iş insanlarının cinayetleriyle ilgili eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve eski MİT'çi Korkut Eken'i işaret ederken, Güldal Mumcu, Pervin Buldan ve Cumartesi Anneleri açıklama yaparak faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasını istedi. 

Barolar suç duyurusunda bulundu

İzmir ve Diyarbakır baroları da, Sedat Peker’in “faili meçhul olarak” nitelenen Kürt iş insanlarının öldürülmesinde dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ı işaret etmesi üzerine faili meçhul soruşturma dosyalarının yeniden açılarak etkin bir soruşturma yürütülmesi için ilgili savcılıklara suç duyurusunda bulundu.

Sanıklar hakkında yeniden yargılama kararı

Ankara ve çevre kentlerinde 1993-1996 yılları arasında 19 kişinin zorla kaybedilip infaz edilmesine ilişkin açılan Ankara JİTEM Davası’nın Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 13 Aralık 2019’da görülen karar duruşmasında verilen beraat kararı da bozuldu. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından bozulan kararda, Mehmet Ağar ve diğer sanıklar hakkında yeniden yargılama kararı verildi.

İffet Mutaş’ın iki kardeşi katledildi

Sedat Peker’in açıklamalarının ardından yıllardır kaybettirilen yakınlarının bulunması için mücadele yürüten kayıp yakınları da açıklamalarda bulunarak, faillerin bulunup cezalandırılmasını istiyor. Bunlardan biri de iki kardeşini kaybeden İffet Mutaş. Kardeşi Mehmet Tekdağ’ı Diyarbakır’da 12 Şubat 1993 yılında Bağlar ilçesi Dörtyol’daki iş yerine gederken uğradığı silahlı saldırı sonucu kaybeden İffet Mutaş, “Diğer kardeşim Ali Tekdağ ise 1994 yılında Toros bir araca bindirilerek gözaltına alındı. 20 gün boyunca kendisinden haber alamadık. Görgü tanıklarının ifadelerine göre Diyarbakır Cezaevine götürüldüğü sırada “aileme söyleyin ben buradayım beni öldürecekler” demiş. Tüm başvurulara rağmen nerede olduğunu öğrenemedik. Ali’nin askerler tarafından başına sıkıldığı ve cesedi yakılarak Diyarbakır-Silvan arasında bir tarlaya gömüldüğünü öğrendik. Cinayet Eski bir JİTEM üyesinin Evrensel Gazetesine verdiği röportajla ortaya çıksa da cenazesine ulaşamadık” dedi.

“Acımı ne kadar anlatsam da az”

İki kardeşini kaybetmelerinden bir yıl sonra babalarının da bu acıya dayanamayarak vefat ettiğini söyleyen İffet Mutaş, acılarının halen ilk günkü gibi taze olduğunu dile getirdi. Mehmet Tekdağ’ın en küçükleri olduğunu ve onun beşikte olduğu günlerin hiç aklından çıkmadığını söyleyen İffet Mutaş, “O günleri hala dün gibi hatırlıyorum. Köylerimizden sürgün edildik buraya geldik ama burada da peşimizi bırakmadılar. İki kardeşim de bir yıl arayla öldürüldü. Onların ardından açtığımız davalarda soruşturmalarda bir sonuç vermedi. İki kardeşim de evli ve çocuk sahibi insanlardı. Ali’nin zaten cenazesini bile bulamadık. Ben bu acıya ne desem az kalır ne söylesem anlatamam” şeklinde konuştu.

“Ölümlerde parmağı olanlar yargılansın”

Kendilerine bu zulmü yapan insanların 30 yıldır ellerini kollarını sallayarak gezdiğini belirten İffet Mutaş, kardeşleri gibi binlerce insanın ölümünden sorumlu olan kişilerin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini söyledi. İffet Mutaş konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “O günlerde bizim gibi yüzlerce aile acı çekti çocuklar babasız büyüdü. Bunu bize yapanların kardeşlerimi öldürenlerin en ağır şekilde cezalandırılması gerekir. Biz bunun olması için yıllardır mücadele ediyoruz. Türkiye bu kayıplardan asla kaçamayacak. Unutturmak isteseler de asla unutmayacağız. O yüzden bizi görmezden gelmek yerine bu ölümlerde parmağı olanları yargılasınlar.”