İdlibli kadınlar baskılara rağmen araba kullanmakta ısrarcı
Türk devleti ve HTŞ işgali altında yaşamak zorunda kalan kadınlar yaşamlarını devam ettirebilmek ve işlerine gidebilmek için yasak olmasına rağmen araba kullanmaya ve öğrenmeye çalışıyorlar.
HADİL AL-OMAR
İdlib– Türk devleti ve Heyet Tahrir El- Şam (HTŞ) işgali altında yaşayan İdlibli kadınlar en temel haklarını elde edebilmek için büyük mücadeleleri ve tehlikeleri göze almak zorunda kalıyor. Kadınların araba kullanması geri gelenekleri kırıp yaşamın çeşitli alanlarında aktif olmaya çalışması önemli bir adım. Özellikle Türk devletine bağlı çete gruplarının işgali altındaki bölgelerde yaşayan kadınlar için bu haklara ulaşmak çoğu zaman onların hapse girmesine neden olurken, yaşamlarına mal olabiliyor. Kadınlar tüm bu zorluklara meydan okuyor.
HTŞ’ye bağlı hükümet kadınlara ehliyet alma hakkı tanımıyor. Hala Celal(29), İdlib'in kuzeyindeki Qah kasabasında ikamet ettiği yerden 30 kilometre uzakta bir eğitim kurumunda işe girdikten sonra araba kullanmayı öğrenmeye karar verdiğini söylüyor. Hala Celal işyerine gidiş-dönüş ulaşımını sağlamada birçok engelle karşılaştığı için, eşinin meşgul olması nedeniyle araba kullanmayı öğrenmek istiyor.
Hala Celal ilk başta toplumdan kendisine erkekleri taklit etmeye çalışmak anlamına gelen “erkek Fatma” diyen birçok eleştiriyle karşılaştığını açıkladı. Hala Celal bu eleştirilerin kendisi ve diğer kadınlar için bir hak olarak gördüğü bu deneyimi yaşamaktaki ısrarına engel olmadığını belirtti.
İşini ve hayallerini engellyen tutumları aşıyor
Maram Al Şardoub ise ilk defa araba kullanma deneyimi için şunları söylüyor: “İdlib şehrinden yaşadığım bölgeye girerken çocuklar araba kullandığımı görmek için toplanıyorlardı. Faaliyetlerimin gelişmesi için hayata katılımımı engelleyen kısıtlamaların kaldırılması gerekiyordu ve ikamet yeri ile iş yeri arasındaki mesafe nedeniyle ulaşım sorunu en büyük zorluktu. Kadınlar üzerindeki bu zorbalığı umursamadan araba almaya, araba kullanmayı öğrenmeye ve günlük işime başlamaya karar verdim.”
Her trafik sıkışıklığı veya kazasında karşılaştığı birçok eleştiriye ve bilgisizlik, trafik kurallarına uymama, hiçbir ilgisi olmadığı halde kazalara sebep olma suçlamalarına maruz kaldığını dile getiren Maram Al Şardoub ilişkin olarak, “Maruz kaldığım tüm eleştiriler, eğer bir şey ifade ediyorsa, erkeklerin kadınların liderlik yapamayacağına veya herhangi bir sorumluluk taşıyamayacağına dair inancının bir göstergesidir” dedi.
Maram Al Şardoub, tüm bu baskıların dışında işini ve hayallerini engelleyen tutumları aşabildiğine ve başardığına inanıyor.
Sürücülüğü iş haline getirdi
Salma Al-Dalu(37), gençliğinden beri araba sürmeye olan tutkusu ve sevgisinden dolayı sadece araba kullanmayı öğrenmekle kalmadı, aynı zamanda özel bir şirkette iş bulunca bunu bir iş olarak da geliştirdi. Taşımacılık şirketleri, özellikle kadınların taleplerini karşılamak için kadın şoförlere ihtiyaç duyuyor. Salma Al-Dalu bu işe başlama hikayesini şöyle anlatıyor, “Kadınlar yalnız kaldıklarında taciz ya da kaçırılma korkusu yaşadıkları için erkek şoförler ile yolculuk yapmaktan korkuyorlar, bu nedenle kadın sürücüler yoksulluk nedeniyle ailelerine gelir sağlamak için bu işi yapıyor.”
‘Kadınlar araba kullanmak için eğitim almalı’
Nazira Al-Hason(40) bir eğitmen olarak, kadınların araba kullanma istemlerinin arttığına dikkat çekerek, “ İşlerine ve günlük ihtiyaçlarına ulaşmak için yine geçimlerini sağlamak için kadınların araba sürmeye ilgileri arttı” dedi.
Nazira Al-Hason günümüzde kadınların, karar vermelerinde kendilerine destek olacak, zorlu koşullara ve engellere rağmen adımlarını güvenle atabilmeleri için onlara cesaret verecek birine ihtiyaçları olduğunu belirterek, “Kadınlar araç kullanabiliyor, ancak önce kapsamlı bir eğitimden geçmeli ve deneyim kazanmalıdır” dedi.