İdlib’de kadına yönelik şiddet büyüyen bir sorun

İdlib’de yaşayan birçok genç kadın erken yaşta evlendirilme tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Bu kadınlar evli oldukları erkekler tarafından fiziki ve psikolojik şiddet görürken, yaşadıkları toplum içerisinde de onları destekleyecek bir güç bulamıyor.

HADEEL AL-OMAR

İdlib – Kadına yönelik şiddet, Türk devleti ve HTŞ işgali altındaki İdlib’de kadınlar için daha da karmaşık bir mesele halini alıyor. Kadınlar, fiziki şiddet, tehdit, sömürü gibi durumlarla karşı karşıya kalıyor.

’20 yaş büyük bir adamla evlendirilmeye zorlandım’

23 yaşındaki Amina Haddad, 14 yaşında zorla evlendirilmiş ve 16 yaşında boşanmış. Evliliğin ne olduğunu bilmediğini söyleyen Amina Haddad, “Sadece fakirlik nedeniyle, 20 yaş büyük bir adamla evlenmeye zorlandım. Eşim tarafından sürekli hakarete maruz bırakılıyordum. Sürekli fiziki şiddet görüyordum."

Amina Haddad yaşadıklarını, "Fiziksel şiddeti, evliliğin bir parçası sanıyordum. Başlangıçta hafif olan dayaklar zamanla şiddetlendi. Yardıma ihtiyacım vardı ama hamileliğim ve insanların dedikodularından korktuğum için yaşadıklarımı anlatamıyordum. Ancak bu durumun bitmeyeceğini anladığımda intihar etmeyi düşündüm. Kocamdan kaçtım” diye belirtti.

Amina, şiddete daha fazla dayanamayınca ailesinin evine gittiğini anlatarak, boşandığını belirtti. Çocuğu doğduktan sonra ailesinin çocuğu babasına gönderdiğini ifade eden Amina Haddad, “Çocukluğum kayboldu, eğitim alma hayalimi yitirdim. Boşanmış bir kadın olarak toplum içerisinde değer kaybediyorsunuz” dedi.

Miras hakkı olmayan kadınlar

Ekonomik şiddet ve kadının dışlanması, İdlib'deki yaygın şiddet türlerinden biridir. İdlib’de kadınlar, çalışmaktan veya kendi ayakları üzerinde durmaktan mahrum bırakılıyor.

Raghda Al-Houir, evli olduğu erkekten ayrılmış ve üç çocuğuyla birlikte yaşıyor. Kadınların en temel ekonomik ve sosyal haklarından nasıl mahrum bırakıldığını şöyle anlattı: "Kocam savaşta öldü, çocuklarımı geçindirmek için iş aradım ama toplum bunu kolay kabul etmedi. Gittiğim her yerde eleştirilip sömürülüyordum. Çocuklarımın babasının topraklarındaki hakkım için başvurunca, akrabaları bunu reddetti ve bana 'Sadece bir kadınsın, mirasa hakkın yok' dediler. Ben ve çocuklarım sefalet içinde yaşıyoruz.”

Cinsel şiddet ve sömürü, İdlib’deki kadınların yaşadığı başka bir şiddet biçimidir. Bu tür şiddet, iş yerlerinde veya başka yerlerde hala yaygın ve konuşulmayan bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir.

‘İş yerinde sömürü ve tacize uğradım’

İdlib’teki bir kampta yaşayan 33 yaşındaki Suad Al-Hayat, dört çocuk annesi ve eşinden boşandıktan sonra ailesinin evine gitmiş. Aile evinde de şiddet ile karşılaşan Suad Al-Hayat, "Çalışmama veya evden çıkmama izin verilmedi, bağımsızlığım yoktu, özellikle de birçok kez iş yerlerinde sömürü ve tacize uğradım" şeklinde konuştu.  Suad, boşandıktan sonra insani yardım almak zorunda kaldığını fakat bu yardımları dağıtanlar tarafından da tacize uğradığını belirtti.

Suad Al-Hayat kadınların hakları konusunda hala büyük engeller olduğunu ve kadına yönelik şiddetin, toplumsal eşitlik, kalkınma ve barışın önündeki bir engel olarak devam ettiğini vurguladı. Ayrıca, uluslararası toplumdan daha fazla destek ve şiddet uygulayanlara karşı sert önlemler alınması gerektiğini talep eden Suad Al-Hayat, “Kadınlar, maddi ve manevi destek almadıkları gibi, toplumsal anlayışları değiştirme çabalarına da yeterince değer verilmemektedir” dedi.