‘İdam cezalarına karşı aktif mücadele yürütülmeli’
Efrin-Şehba PYD Eşbaşkanı Hêvîn Reşîd, kadınların verdiği mücadele sonucu İran’da Şerife Muammedi’ye verilen idam cezasının geri çekildiğini hatırlatarak, ‘İdam’ cezalarının tamamının geri çekilmesi için aktif mücadele yürütülmesi gerektiğini belirtti.
HESNA MIHEMED
Şehba- İran’da 2022 yılında Jina Amini’nin katledilmesi ardından kadın öncülüğünde başlayan halk ayaklanmasının etkileri geçen zamana rağmen devam ediyor. ‘Jin jiyan azadi’ felsefesi ışığında süren ayaklanmalar büyük bir isyan ve zihniyet değişimini yarattı. “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyen kadınlar mücadelelerini her alanda sürdürmeye devam ediyor. Ayaklanmayı bastırmak isteyen İran hükümetinin baskı, tutuklama ve idam politikalarına karşıda küresel çapta kampanyalar yürütüldü. Kadınlar tutuklu bulundukları cezaevlerini birer direniş alanına dönüştürdü.
Efrin-Şehba Kantonu Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Hêvîn Reşîd, İran ve Doğu Kürdistan’daki ayaklanmanın etkilerini, devam eden baskıyı ve kadınların ortak mücadelesini değerlendirdi.
‘Rojava Devrimi kadınların özgürlüğüne giden bir köprü olarak tanımlandı’
Kürdistan'da geliştirilen kadın mücadelesine değinen Hêvîn Reşîd, konuşmasına şöyle devam etti: "Kürdistan'da ve dünya genelinde kadınlara yönelik katliam, saldırı sömürü ve benzeri birçok olay yaşanıyor. Ortadoğu'da kadınlar açısından devrimin oluşum zeminine ihtiyaç vardır ve bu değişim de kadın devrimi olarak tanımlanmalı, bu devrim de Ortadoğu’da zihniyet devrimi olarak görülme ve bu eksen de değiştiren, dönüştüren bir bütünen kadını kendi egemenliğine alan kendi iktidarını dayatan erkeği de değiştirecektir. Doğu Kürdistan da yaşayan kadınlar, hakları açısından, istemleri, arayışları diğer parça Kürdistan da yürütülen sistem ve politikalar hemen hemen aynı boyutta. Bu temelde Rojava'da gelişen devrim, kadın devrimi olarak inşa edildi. Rojava Devrimi, kadınların özgürlüğüne giden bir köprü olarak tanımlandı ve Rojava Devrimi’nin yansıması olarak, Doğu Kürdistan ayaklanmaları da kadın devrimi olarak devam ediyor.”
'İnsan onurunu zedeleyen her türlü ahlaksız yaklaşımlara tabi tutuldular'
Doğu Kürdistan'daki kadın devrimine, İran rejiminin kadınlara dönük geliştirilen politikalarına, kadınlarında bu politika ve saldırılara karşı yürüttükleri mücadeleye dikkat çekerek Hêvîn Reşîd, “Doğu Kürdistan'da iki yılı aşkın süredir kadınlar öncülüğünde bir devrim başlamış olup dünya çapında bu devrim kadın devrimi olarak tanım kazanmaktadır. Devrimlerin oluşumu ile beraber kadınlar köleci devlet anlayış ve zihniyetinden kurtulmaktadır. Tüm devrimler de her yönüyle kadınlar hedef alınmakta. Jîna Amînî'in kaltedilmesi ardından İran ve Doğu Kürdistan’da devrim ateşi hızla dağıldı ve yayıldı. İran devletinin siyasi sisteminde kadınlara karşı hak ihlalleri gelişti. Tutuklamalardan işkenceye, gözaltına almalardan, insan onurunu zedeleyen her türlü ahlaksız yaklaşımlara kadar kadınlar her şeye tabi tutuldu. Kadın haklarını savunan, koruyan ve kadın özgürlüğünü talep eden kadın gazeteciler ve aktivistler İran devleti tarafından gözaltına alınıyor ve idam cezasına tabi tutuluyor. Aynı zamanda İran cezaevlerinde bulunan Şerîfa Muhammedi, Pexşan Ezîzî, Warîşe Mûradî ve yüzlerce kadın hakkında da idam kararları ve müebbet hapis cezaları veriliyor."
'Jîn Jîyan Azadî felsefesi sömürülen tüm kadınların kurtuluşuna ışık olacaktır’
Hêvîn Reşîd, örgütlenen kadınların direniş ve mücadelesi iktidarlara son vereceğine vurgu yaparak, şunları söyledi: “Şerîfa Muhammadi ve Pexşan Ezîzî'nin idam edilmeleri kararı Kürdistan ve dünya genelinde kadınlar tarafından reddedilirken, kadınlar her gün alanlarda zengin, yapıcı eylemler gerçekleştirerek mücadeleyi her alana taşıyarak büyüttüler. Rojava başta olmak üzere dünyanın genelinde birlik, dayanışma ve yardımlaşma kampanyaları, aynı zamanda da kadınların mücadelesi sayesinde İran devleti baskı altın da tutularak Şerife Muhammadi’ye vermiş olduğu idam kararını geri çekmek zorunda kaldı. Bu temelde kadınlar kendi öz iradelerine, öz güçlerine dayanarak ve özgürlük felsefesinin değerlerini esas alarak amaçlarına mutlaka ulaşacaktır. Jîn Jîyan Azadî felsefesinin temeli Rojava devrimi olurken sonradan Doğu'ya buradan da dünyanın geneline yayılan bir felsefe ruhu oldu. Tüm kadınlar, 'Jîn Jîyan Azadî' sloganı altında toplanarak tüm iktidara karşı isyan ederek ayaklandı. Mücadelemizin, direnişimizin çıtasını yükselterek ve daha güçlü örgütleyerek devletlerin baskılarına son vermeliyiz.
Sadece Kürdistan’da yaşayan kadınlar değil tüm dünya kadınları ‘Jin Jiyan Azadi’ felsefesi altında birlik olup seslerini yükseltmeli ve özgürlüklerini birlikte talep etmelidirler. Dünya genelinde yaşayan tüm kadınların örgütlülüğü ve birliği iktidarların sonunu getirecektir. Jin Jiyan Azadi felsefesi tüm sömürülen kadınların kurtuluşuna ışık olacaktır.”