EMÎRA ZOZAN

Şengal- Şelgal’de 3 Ağustos 2014’de IŞİD’in soykırımına maruz bırakılan Êzidî kadınlar, hayatın her alanında savunma sistemlerini inşa ederek erkek-devlet şiddetine karşı mücadelelerini yükseltiyor. Örgütlenen kadınlar için kültür-sanat çalışmaları da bu alanlardan biri.

Stiya Nexşan Kültür ve Sanat Merkezi’nde kültür-sanat faaliyetleri yürüten Nîdal Hemo, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü çalışmaları ile ilgili ajansımıza konuşarak, Êzidî kadınların her türlü şiddete karşı ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganıyla 25 Kasım'da meydanlarda olacaklarını söyledi.

Êzidî kadınların öz savunma sistemini ve Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi'ni kurmadan önceki durumundan bahseden Nîdal Hemo, “Toplumumuzda kadına yönelik şiddet yüksek bir orandaydı. Toplumumuzda daha çok erken yaşta evlilik ve çok eşlilik var, bu konular sancılı çünkü toplumda en çok ezilen kadınlar oluyor. Kadınlar daha çocukken evlendiriliyor ve çocuk yaşta çocuk doğuruyor. Daha sonra kadın bir takım sebeplerden dolayı boşanıyor ve çocuğuyla ortada kalıyor. Bu vakaların çoğu Êzidîlere uygulanan fermandan önce de vardı ve ne yazık ki henüz ortadan kalkmadılar. Eskiden kadın söz sahibi değildi, mesela kadın sanatçı yoktu, varsa da az ya da gizliydi, bu erkeklerin ve sistemin kadınlar üzerindeki baskısından kaynaklanıyor” dedi.

‘Alanlarda olacağız’

Özgürlük mücadelesi yürüttüklerini ve bu mücadeleden vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Nîdal Hemo, “Biz Êzidî gençler olarak Önder Apo'nun fikirlerini tanıdıktan sonra erkeklerin aklının sanat yoluyla kadınları nasıl köleleştirdiğini gördük, kadınlar sadece bir meta olarak sunuluyor. Bu algı aynı zamanda kadını sadece fiziksel olarak kullanan, onun duygu ve düşüncelerini bilmeyen erkek kavramını da tanımlar. Bu erkek zihniyetine karşı tüm kadınları kültürlerine ve doğalarına sahip çıkmaya ve özgürlük mücadelelerini kalıcı kılmak için 25 Kasım'da meydanlarda olmaya çağırıyoruz" şeklinde konuştu.