“Çocuklar, ait oldukları güvenli alan yok edildiğinde güven duygusunu kaybediyor”
Rusya’nın Ukrayna işgali bir kez daha savaş ve çatışmalardan en çok çocukların etkilendiğini tüm dünyaya gösterdi. Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Neslihan İnal savaşın yarattığı yıkımın çocuklardaki etkisini değerlendirdi.

ELİF AKGÜL
İstanbul - Rusya’nın Ukrayna’yı işgali bir ayı geride bırakırken milyonlarca kişi de yerlerinden edildi. Yerlerinden edilenlerin çoğunluğunu da yine kadın ve çocuklar oluşturdu.
Ukrayna’daki bu savaş son dönemin yegane çatışması değil. 2011’den beri süren Suriye içsavaşının yanı sıra, daha yakın tarihli Türkiye’nin Efrin’e yönelik işgal harekatı yaşandı. Savaş uzun zamandır gazete manşetlerinde yer alıyor.
Hem sıcak savaşın hem de sıcak savaşın tali etkisi olarak yaratılan militer ortamın çocuklarda yaşattığı etkiyi Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Neslihan İnal ajansımıza değerlendirdi.
“Çocuklarda ait oldukları güvenli alanın yok edilmesi, onları hayata bağlayan ihtiyaçlarını gören, bir anlamda güvenlik bariyerlerinin tahrip edilmesi dünyaya ve hayata karşı güven duygusunun kaybına yol açar” diyen Prof. Dr. Neslihan İnal, “Travmalar bizi içinde olduğumuzda kuşkusuz etkiler ama tanık olduğumuzda da bizi etkilemesi mümkündür” diye ekledi ve bu tür travmaların eklediği yüklerin “bizim gibi gelişmekte olan bir ekonomide, gençlerin ülkesi ile ilgili gelecek kaygısına düştüklerini açıkça gösterdiğini” ifade etti.
“Etrafına güvenmeyen çocuk kendini hep risk altında görür”
*Savaşın, bizatihi yaşandığı ülkelerde çocuklar ve gençler üzerindeki etkileri nelerdir?
Savaş yaşanan coğrafyalarda maruz kalınan zarar kadar; savaşın, şiddetin, cinayetlerin ya da işkencenin yaşattıkları da psikiyatrik bozukluk riskini önemli oranda arttırmaktadır. Çocukların savaş ve şiddet gibi travmatik olaylar sırasında doğrudan yaşadığı korku seviyesi ruhsal sorunlarla ilişkili bulunmuştur. Çocuklarda ait oldukları güvenli alanın yok edilmesi, onları hayata bağlayan ihtiyaçlarını gören, bir anlamda güvenlik bariyerlerinin tahrip edilmesi dünyaya ve hayata karşı güven duygusunun kaybına yol açar. Etrafına güvenemeyen çocuk kendini her an riskte görür ve kendine de anlamlı bir güven duygusu geliştiremez.
“Savaş mağduru çocuklarda depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu görülüyor”
*Savaş nedeniyle göçe zorlanma durumundan çocuk ve gençler nasıl etkileniyor? Bu durumun hem göç etmek zorunda kalan hem de savaştan kaçan göçmenlerin geldiği ülkelerdeki "sınıf arkadaşları" açısından karşılığı nedir?
Yine savaş mağduru çoğu çocuk kendi ülkelerinde ciddi travmatik olaylar yaşamışlardır. Maruz kaldıkları savaştan dolayı çoğu çocuk yaşadıkları okulları, sokakları bağlandıkları oyuncakları, evlerini bırakıp kaçmaya zorlanmışlardır. Çoğu çocuk savaş esnasında veya savaştan kaçarken ölüm korkusunu yaşamış, sevdikleri insanları ya geride bırakmak zorunda kalmış ya da ölümlerine tanıklık etmişledir. Çocuk ruh sağlığının ayrılmaz bir parçası olan okul ise çoğu çocuk için savaşla birlikte geçmişte kalan bir anı halini almıştır. Ciddi savaş deneyimlerinin Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TTSB) gibi psikiyatrik bozukluklar ile ilişkili olduğu belirtilmektedir. Etnik temizlik kurbanı Bosnalı çocuklar, ABD’ye göç ettikten bir yıl sonra yüksek oranda TTSB (%65) ve depresyon (%35) belirtileri göstermişlerdir. Yine aynı şekilde savaş mağduru Afganistanlı gençlerde yüksek oranda depresyon (%34) tanısı almıştır. Gittikleri ülke ve kültüre uyum güçlükleri aidiyet duygusunun kaybı psikiyatrik bozuklukların ortaya çıkması için risktir. Buradaki arkadaşları onlara empati duyabilir, kabul edebilir ya da etrafındaki erişkinlerin yönlendirmesinin etkisi altında da kalıp ret edebilir. Tüm bunlar savaş mağdurlarının yeni kültüre uyumunu etkileyen süreçlerdir.
“Travmalar gençlerin gelecekle ilgili olumlu algılarını değiştirebiliyor”
*Son 3 yıl çok yakın coğrafyalarda bazısında Türkiye'nin de dahil olduğu "sıcak çatışma" ve savaşlar meydana geldi. Bu durumun Türkiye'deki çocuk ve gençlere etkisi nedir? Bilhassa Türkiye mültecilerin en yoğun giriş yaptığı ülkelerden ve bunların milyonlarcası çocuk. Bu savaş gündeminin onlar üzerinde tetikleyici bir etkisi var mı?
Travmalar bizi içinde olduğumuzda kuşkusuz etkiler ama tanık olduğumuzda da bizi etkilemesi mümkündür. Çocuk ve gençler gelişme çağında dünyaya ve hayata güven geliştirme çabasında oldukları için çocuk ve erişkinlerden daha fazla travmalardan etkilenirler. Eğer bu travmalar yaşam alanımıza çok daha yakın ise ve bizi de etkiliyorsa tehdit algısını daha çok artıracaktır. Bizim gibi gelişmekte olan bir ekonomide gelen ekstra yükler gençlerin ülkesi ile ilgili gelecek kaygısına düştüklerini açıkça göstermektedir. Bu çocuk ve gençlerin ruhsal sağlığını bozup gelecekle ilgili olumlu algılarını değiştirebileceği gibi ülkemizin geleceği için de sıkıntı yaratmaktadır.