“Çekinmeden öz savunma kullanırdık”

Türkiye’de her geçen gün artan kadın cinayetleri ve kadına dönük şiddete karşı konuşan Amedliler, artan cinayetlerin en büyük nedeninin devletin yürüttüğü cezasızlık politikası olduğunu belirtiyor.  Halk şiddete karşı kalıcı önlemlerin alınmasını isterken kadınlar şiddet karşısında çekinmeden öz savunmada bulunabileceklerini söylüyor. 
Amed- Tüm Türkiye’de artan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddeti sokakta Amed halkına sorduk. Mikrofonlarımızı uzattığımız yurttaşlar artan kadın cinayetlerinin en büyük nedeni olarak ülkedeki yargı sistemini ve cezasızlığı gösteriyor.
Merve Akkuş: Meşru müdafaa kişinin en doğal hakkı 
Şuan bizim için bu durum sıradan hale geldi.  Sadece bizim içinde değil Türkiye’de yaşayan herkes için maalesef sıradan hale geldi. Haberlerde de gördüğümüzde bunla ilgili şaşırma duygumuzu kaybettik. Bu durumun bu hale gelmesinde ki en büyük neden adalet sistemi. Adalet hiçbir şekilde düzgün işlemiyor.  Bunun için gerekli düzenlemelerin yapılması lazım. Faillere daha caydırıcı cezalar verilmesi gerekiyor. Fakat her şey lafta kalıyor.  Bu yüzden ülkeye ve kadın cinayetlerinin duracağına dair bir umut göremiyorum. Ben saldırıya uğrasaydım önce telefona sarılıp yardım çağırırdım ama bu imkânım da yoksa hemen öz savunmamı kullanırdım. Kesinlikle o an elime geçtiyse yaparım. Kendimi savunmak için hiç düşünmem. Bu yönde bütün kadınlara da çağrım var öz savunma kullansınlar. Bu yönde öz savunma kullanan insanların da ceza almaması gerektiğini düşünüyorum. Meşru müdafaa kişinin en doğal hakkı. Haberlerde gördüğüm kadarıyla kendisine şiddete maruz bırakan kocasına öz savunma kullanan kadınların ceza aldığını görüyorum ve buna çok şaşırıyorum. Öyle bir durumda yapılacak tek şey bu. 
Ali Taş: Yargı adaletli değil 
Kadınlara üzülüyorum. Bu tarz erkeklerin ceza alması gerekiyor ama ne oluyor hemen çıkıyor yine aynı şekilde başka kadınlara şiddet uyguluyor. Yargı adaletli değil. Adama en büyük cezayı vermeleri gerekiyor. Sadece bunla bu şiddetin önüne geçilmeli. Ben bugün sokakta şiddete uğrayan bir kadın görsem müdahale ederim. Ama elinden çok bir şeyde gelmez sen bir şey desen adam aile sorunudur der. Bu konuda devletin adım atması müdahale etmesi gerekir. 
Benginur Abur: Şiddet uygulayan hiçbir erkek ceza almıyor
Ben bana saldıran şiddet uygulayan birine karşı dururum. Gerekirse meşru müdafaa mı da kullanır öldürebilirim. Onların nasıl gözü kararıyor ve beni öldürmeye kalkıyorsa ben de ölmemek için tabi ki kendimi koruyacağım. Bir de çocuğum varsa da onu da düşünmek zorundayım. O caniyi düşünmektense kendimi düşünürüm. Kendimi buna karşı korurum. Bizim ülkede şöyle bir şey var kadınlar şiddete uğradıklarında eşlerinden korkuyorlar. “Karakola gidip şikâyet edeceğim” diyor ama yapamıyor. Türkiye’de şuan en büyük sıkıntı şudur kadına şiddet uygulayan hiçbir erkek ceza almıyor. Ben de baksam eşim ceza almıyor yarın yine gelip beni öldürecek korkusuyla yaşarım. “Ben ne zaman öleceğim” diye bekleyen binlerce kadın var. Türkiye’de bugün kadına dair bir adalet yok. Bu bana büyük bir tedirginlik veriyor. Yarın öbür gün bu benim de başıma gelebilir. Hani ben öldüm çocuğumun önünde ölmek de var. Ona bakacak kimse kalmaz hayattı allak bulak olur. Kadir Şeker’in davasından sonra insanlar artık korkmaya başladı. Belki o ara benim de elimde kesici bir alet olur ben de öldürürüm ama Türkiye’de adalet olmadığı için ben de cezalandırılabilirim. Benim de bir geleceğim var bundan dolayı tedirgin de olabilirim. 
Kübra Kalkan: Kadınlar tedirginlik içinde yaşıyor 
Bana karşı yarın öbür gün bir şiddet uygulayan olursa ben de tabi ki meşru müdafaa mı kullanırım. Karşıda ki beni öldürecek ben de izleyecek değilim. Kendim için kendimi korumak için her şeyi yaparım. Türkiye’de bu süreçte gerçekten adalet yok. Özellikle kadınlara için hiç yok. Kadınlar çok savunmasız.  Anayasada yargıda kadına dair yeni yasalar çıkması gerekir. Biz bugün kadınlara dair çok ez şey duyuyoruz. Basına yansımayan çok daha fazla şey var. Bu hepimizi olduğu gibi beni de tedirgin ediyor. Şuan Türkiye’de bütün kadınlar tedirginlik içinde yaşıyorlar. Şuan burada bir kadın şiddete uğrasa ben hemen müdahale ederim. Ben bu durumu asla kabul edemem. Belki yargının bu tür durumlarda vicdanı rahat ama benimki asla kabul etmez. Bir kadın olarak bunu kabul edemem. Kadınların bu şiddete ellerinden ne geliyorsa yapması gerekir. Bütün derneklere başvursunlar. Ama bunların başında aile geliyor. Ama günümüzde kadınlara sen evden çıkarsan kefeninle çıkarsın diyorlar.  
Vesile Dinç: Kadın cinayetinden en büyük suç devletin 
Kadın cinayetleri konusunda en büyük suç devletin. Kadınların da şikâyetlerinden vazgeçmemesi gerek. Şiddet varsa kadınların buna karşı susmaması gerekir. Devletin yerinde olsaydı şikâyet eden kadınların hayatını yaşamlarını araştırırdım. Erkek dışarıda tek bir iş kadınlar içeride on iş yapıyor. “Namus için adam öldürüyor” diyorlar ama beyinleri olmadığı için insanları öldürüyor erkekler. Kadınlara hayvanlara yapmadıkları şey yok. Bu duruma bir an önce müdahale edilmesi gerekiyor.  
Yılmaz Aslan: Erkekler kendilerini eğitmeli 
Kadınlara kalkan eller kırılsın. Kadına saldırmak erkeklik değil. Erkekler kendilerini kadınların yerine koymalı. Erkeklerin kendini eğitmesi gerekiyor. Zihniyetlerini değiştirmeliler. Devletin bu noktada ağır bir ceza vermesi gerekiyor. Ceza verilseydi eğer bu duruma gelmezdi.  Gereken ceza verilmediği için şuan bu durumdayız. 
Zehra Çelik: Adalet erkekten yana 
Kadına yönelik şiddetin her türlüsü yaygınlaştı. Devlet erkeklerin gözünü korkutmuyor. Erkekler uzaklaştırma alıyor ve hiçbir şekilde korkmuyor. Bu şekilde bu tarz alınmayan önlemler yüzünden kadın cinayetlerinin sonu gelmiyor. Adalet dediğimiz şey bu olmamalı. Adalet erkeklerden yanaymış gibi duruyor. Onları durdurmaya yönelik bir şey yapılmıyor. Sürekli kadınları ortamdan çekmeye çalışan politikalar yürütülüyor ama erkeklere ceza bile vermiyorlar. En basit örneği bir kadın boşanmak istediğinde yıllarca boşanamıyor.