42 yıllık kayıp: Hayrettin Eren

Cumartesi Anneleri, bugün bir kez daha Hayrettin Eren’in akıbetini sordu. Ailenin üç kuşaktır Hayrettin Eren’i ve adaleti aradığı ifade edildi.

İstanbul - Cumartesi Anneleri, 921’inci hafta eylemlerini de Galatasaray Meydanı'nın kendilerine yasaklanmasından dolayı online olarak gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde İstanbul’da 21 Kasım 1980 tarihinde gözaltına alınan ve 42 yıldır kendisinden haber alınamayan Hayrettin Eren’in akıbeti soruldu.

Açıklamayı okuyan Hayrettin Eren’in yeğeni Setenay Yarıcı, Hayrettin Eren’i aramaktan ve adalet taleplerinden vazgeçmeyeceklerini belirtti. Setenay Yarıcı, İstiklal Caddesi’nde yaşanan bombalı saldırıya ve hedef gösterilmelerine dikkat çekerek, şöyle konuştu:

“Bu sorumluluğun layıkı ile yerine getirilmemesi sonucunda gerçekleşen İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırıda altı insanımız yaşamını yitirdi, 81 insanımız yaralandı. Kamuoyuna yansıdığı gibi, olayın hemen ardından Cumartesi Anneleri’nin evladı ve avukatı Jiyan Tosun; bu menfur saldırı ile ilişkilendirilmek istendi. Hem Jiyan’ı, hem ailesini hem de hak savunucularını hedef gösteren bir komplo girişimi ile karşılaştık. Avukatlarımız Jiyan Tosun ve Eren Keskin’e örgütlü bir biçimde yapılan ölüm tehditleri karşısında, tüm çağrılarımıza rağmen, İstanbul Valiliği ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü başta olmak üzere yetkililer uzun süre suskun kaldı. Adalet Bakanı ise olaydan 3 gün sonra açıklama yaptı ve koruma kararı verildiğini açıkladı. Saldırganları cesaretlendiren bu suskunluğu daha önce de yaşadık, tanıyoruz. Bugün susanların, tarih önünde insan hakları savunucularına yönelebilecek her türlü saldırının sorumlusu olacaklarını hatırlatıyoruz.”

‘42 yıl hukuk işletilmedi’

“Elmas ve Kemalettin Eren’in bıraktığı yerden, 12 Eylül işkencehanelerinde gözaltında kaybedilen ‘Hayrettin Eren için adalet istiyoruz’ diyerek” yaşananları anlatan Setenay Yarıcı, Hayrettin Eren’in hikayesini paylaştı.

“26 yaşındaki Hayrettin Eren, İstanbul’da yaşıyordu. 12 Eylül darbe koşullarında hakkında arama kararı vardı. 21 Kasım 1980 tarihinde otomobili ile İstanbul Saraçhane’ye gitti. Burada buluştuğu arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı. Hayrettin, arkadaşı ve otomobili önce Karagümrük Karakoluna, oradan da Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Hayrettin, Gayrettepe Siyasi Şube’nin bodrum katında ağır işkence altındayken, kapıda bekleyen annesine ‘Gözaltında böyle biri yok!’ denildi. Emniyetin bahçesinde duran otomobili gösterip, ‘Oğlumun arabası burada kendisi nasıl yok?’ diye ısrar eden Elmas Eren tartaklanarak dışarı atıldı. Sonra Hayrettin’in arabası da kaybedildi. Hayrettin Eren’i gözaltına alınırken, karakolda tutulurken ve siyasi şubede işkencedeyken gören çok sayıda tanık vardı. Ancak gözaltına alındığı inkar edildi. Sıkıyönetim Savcılığı’na yapılan suç duyuruları sonuçsuz bırakıldı. Aradan geçen 42 yılda hukuk işletilmedi. Hayrettin Eren’in akıbeti gizlendi, onu kaybedenler cezasız bırakıldı.”

Setenay Yarıcı, ailesinin üç kuşaktır Hayrettin Eren’i ve adaleti aradığının altını çizerek, “Adli mercileri hukuku işleterek Hayrettin Eren’in akıbetini açığa çıkartma ve sorumluların cezalandırılmasını sağlama görevini yerine getirmeye çağırıyoruz” şeklinde konuştu.

İkbal Eren: Failler korunuyor

Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren de  42 yıldır Hayrettin Eren için adaletin işlemediğini söyledi ve “Failler korunuyor, kollanıyor. Devlet bu yüzden işlediği işi kabullenmiş oluyor. Devlet eli ile ölen ve öldürülen sevdiklerimizin faillerini korudukları müddetçe bu suça ortak oluyorlar. Mezar hakkı vardır her insanın. Hem ölen hem de geride kalanların onları anmak için. Ama bu hak da ellerinden alındı. Kalan insanlara dönük psikolojik baskı her geçen gün artıyor” dedi.