Haber Merkezi- Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MEDTUHAD-FED), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın doğum günü olan 4 Nisan’a ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.

‘Ülkeyi bu hale getiren çözümsüzlükteki ısrardır’

Açıklamada ilk olarak DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, konuştu. Çiğdem Kılıçgün Uçar, Türkiye’de derin bir buhranın yaşandığını ifade ederek hiç olmadığı kadar bölünmenin yaşandığını dile getirdi. Çiğdem Kılıçgün Uçar, aynı zamanda seçim sonuçlarına ilişkin “İktidardan yana olup olmama, etnik köken üzerinden, inanç ve sınıfsal durum üzerinden bölünmüşlük içinde. Bütün bunlar AKP-MHP iktidarının tercihi. Bu tercihler ülkeyi ve toplumu da dış siyasete bağlı hale getirmekle birlikte bütün evrensel değerlerden uzaklaşan durumu yaşatmaya devam ediyor. AKP-MHP iktidarı tüm bunları kendi iktidarını devam ettirmek için uyguluyor. 31 Mart’ta ortaya çıkan tablo gösterdi ki iktidar tüm bunlar sebebiyle kaybetti” dedi.

İktidarın tablodan ders çıkarmak yerine kolluk ile seçimi kazanmaya çalıştığına işaret eden Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Yetmedi yaptığı balkon konuşmasında sınır ötesi operasyonda ve Kürt sorununun çözümsüzlüğünün de ısrarını tekrardan dile getirdi. Kürtlerin yaşadığı coğrafyayı ‘teröristan’ olarak tanımladı. Halbuki bu iktidarı bu hale getiren, halkı yoksulluğa sürükleyen, demokrasiyi rafa kaldıran iktidarın Kürt sorununun çözümsüzlüğündeki ısrarıdır” diye ifade etti.

‘Öncelikli mücadelemiz Kürt sorunun çözümüdür’

Çözümüm muhatabının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olduğunu ifade eden Çiğdem Kılıçgün Uçar, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Kürt sorununu çözmeyen çözülür dedik ve seçim sonuçları da bunu teyit etmiş durumdadır. Bizler açısından öncelikli mücadelemiz Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesi ve onurlu kalıcı barışın sağlanmasıdır. Bu bağlamda uzun bir süredir Avrupa’da, Orta Doğu’da ve Türkiye’de çalışmalar, kampanyalar yürütülüyor. 1 Şubat ve 15 Şubat arasında bir özgürlük yürüyüşü gerçekleştirdik. Sahiplenmeyle büyüyen yürüyüşümüz devam ediyor. Cezaevlerindeki siyasi mahpuslar aynı konu bağlamında açlık grevinde ve anneler uzun bir süredir Adalet Nöbeti’nde. Bütün bunların sonucu olarak 8 Mart’ta ‘Jin jiyan azadî’ ile özgürlüğü haykıran kadınlar, 21 Mart’ta Newroz alanlarını dolduran milyonlar tek ses olup demokratik çözüm ve Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması için çok güçlü bir irade ortaya koymuştur. 31 Mart yerel seçimlerinde de iradenin kendisi AKP-MHP iktidarını reddetmiş, demokratik çözümde ısrarını vurgulamış ve Sayın Öcalan’ın çözüm iradesini en güçlü şekilde sahiplenmiştir.”

4 Nisan’da yürüyüş yapılacak

Çiğdem Kılıçgün Uçar, son olarak “Barış ve özgürlük talebiyle gerçekleştirdiğimiz bu yürüyüş 4 Nisan’da Amara yürüyüşü ile devam edecek. Bu yürüyüş hukuksuzluğu, demokrasi ve barışı sağlamak için, savaş politikalarına karşı ortak yaşam iradesini kurmak içindir. Yani bu yürüyüş hepimizindir. Bu vesile ile tüm halklarımızı Amara yürüyüşüne davet ediyor ve 4 Nisan’da saat 10.00’da Aligor’da yapacağımız etkinliğe çağrıda bulunmuş oluyoruz” şeklinde konuştu.

‘Halkımız Dicle ve Fırat gibi yürüyüşe akmalı’

Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın ardından söz alan MED TUHAD-FED Yöneticisi Kerem Canpolat da “Tecrit her alana sirayet etmiş durumda. Bundan dolayı tecridin kırılmasında ve Kürt sorununun çözümünde ısrarcıyız. Bütün halkımızın 4 Nisan’da Dicle ve Fırat nehri gibi bu yürüyüşe akmasını istiyoruz” dedi.