Amed - İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 708’inci haftasında Koşuyolu Parkı'nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları ile İHD yönetici ve üyeleri katılırken, katledilen ve kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı. Bu hafta Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde 10 Eylül 1996 yılında katledilen Hatice Atalay’ın hikâyesi paylaşıldı.

Emniyet bir gün öncesinden bilgilendirildi

İHD Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz Hatice Atalay’ın hikayesini şu şekilde paylaştı: “10 Eylül 1996 tarihinde gece 22.00 ile 23.00 saatleri arasında Hatice Atalay ile eşi, evlerine yaklaşık 1 kilometre mesafede olan ve Dicle Emniyet Müdürlüğü’nün karşısında bulunan sebze bahçelerini sulamaya gitti. Yanlarında komşuları olan Hatice Akkoç ta bulunuyor. Sulama sırası gelen aileler Dicle Emniyet Müdürlüğü’ne bir gün öncesinden bilgi vermek zorunda olduğu için, Atalay ailesi de öncesinde Emniyet’i bilgilendirir.

Yaralı halde sabaha kadar bekletildi

Aile bahçeyi sulamaya başladıktan bir süre sonra Dicle Emniyet Müdürlüğü’nün arka kısmında bulunan Ziyaret Tepesi’nde sürekli bir şekilde konumlanan Özel Harekât Timleri tarafından uzun namlulu silahlarla ateş açılır. İlk taramadan sonra, bir el ateş edilip sonra tekrar seri bir şekilde ateş edilmeye devam edilir. O esnada Hatice Atalay’ın eşi, Emniyet müdürlüğüne doğru feryat-figan koşarak Hatice Atalay’ın yaralandığını ve onu hastaneye yetiştirmek istediğini polislere bildirip ateş etmemelerini söyler. Ancak orada bulunan bir polis, kendisine hakaret edip ‘seni de öldüreceğiz’ diyerek onu tehdit eder ve sabah saat 06.00’ya kadar onları orada oyalar” diye anlattı.

Kan kaybından hayatını kaybetti

Hastaneye kaldırılmayan Hatice Atalay orada kan kaybından hayatını kaybeder. Daha sonra olay yerine Cumhuriyet Savcısı ve doktor gelir. Hatice Atalay’ın cenazesi, hastane işlemleri bittikten sonra aileye teslim edilir. Soruşturma sürecinde emniyet yetkilileri tarafından, olay yerinde mermi bulunamadığı ve kendilerinin olayla ilgilerinin olmadığı belirtilir. Daha sonra da dosya, cumhuriyet savcılığı tarafından kapatılır. Olayın işlendiği tarihten bu yana yetkililer tarafından etkin ve bağımsız bir soruşturma yapılmadığı için olay faili meçhul olarak kalır.”

Eylem, 1 dakikalık oturma eyleminin ardından sona erdi.