21’inci yüzyılın en güçlü özgürlük çağrısı; Sara ve Ruken yoldaşların eylemidir!
“Kimsenin yükü olmayacağım, yük kaldıracağım” diyen Sara Tolhıldan ve “Dem Dema Azadiye” diyen Ruken Zelal yoldaşların ruhu Kürdistan gençliğinin, genç kadınlarının felsefi yaklaşımı olmalıdır. Sara ve Ruken yoldaşlar, Kürdistan gençliğine bir çağrıdır.
ROTÎNDA AMED
Bu gezegen üzerinde yaşamış en ilham verici kadınlar Kürt kadın savaşçılarıdır. YPJ’nin DAİŞ’le mücadelesinden ve zaferinden sonra herkesin tanıdığı Kürt kadın savaşçılar, esasen yarım yüzyıldır bu topraklarda özgürlük mücadelesi veriyor. Kürt kadınları ne ilk kez savaşıyor ne de son kez insanlık düşmanı olan DAİŞ ile savaştı. Tüm dünya kadınlarının özgürlüğü için mücadele eden Kürt kadın savaşçılar, seslerini ancak DAİŞ ile mücadele de duyurabildi. Çünkü T.C faşist rejimi özgürlük mücadelesi yürüten Kurdistan halkını, savaşçılarını ve Önderliğini tecrit altında tutabilmek için her türlü soykırım aracını kullandı ve kullanmaktadır. Elbette uluslararası güçler de bu durumu kendi çıkarları için onlarca yıl kullanmıştır. Kürtleri devlete, devleti de Kürtlere karşı bir sopa olarak sonuna kadar kullanmıştır. Dünyanın en faşist, en işgalci ve en sömürgeci devleti olan T.C devletiyle mücadele ediyoruz. Dolayısıyla günümüzde dünyanın birçok bölgesinde savaş olmasına, bir takım savaş cepheleri sürekli tartışılıyor olmasına rağmen hiçbir cephede yaşanan savaş bizim cephemizde yaşanan savaş kadar eşitsiz koşullarda yürütülmüyor. Ve yine hiçbir yerde olmadığı kadar kadınlar savaşta bu denli savaşkan, fedakâr değildir. Bu da Kürdistan’daki savaşın farklılığını, düşmanın soykırımcı yüzünün ne denli çirkin olduğunu gösteriyor.
Güçlenen özgür kadın hareketi, sistem tarafından hedeflenmektedir
Önder APO’nun halklara, kadınlara sunduğu özgürlük tercihi ve paradigması sistem tarafından ölümcül düzeyde tehlikeli görülüyor. Yani sistem kendi yokluğunu Önder APO’unun paradigmasında görüyor. Bu nedenle Önder APO’nun tecrit edilmesini, iletişimsiz kalmasını, görünmez olmasını istiyor. 26 yıldır tecrit koşullarında tutulan Önder APO’nın fiziki özgürlüğü için yürütülen mücadele de günden güne büyümektedir. Dolayısıyla küresel hegemonya karşısında direnen, mücadele eden Kürdistan özgürlük hareketi ve Kürdistan özgür kadın hareketimiz hiç olmadığı kadar toplumsal ve geniş kesimlere yayılabilen bir mücadele perspektifiyle hareket ediyor. Hem paradigmanın bir gereği olarak hem de devrimci halk savaşı parametrelerine göre toplumda önceliği kadınlara veriyor. Kadınlarda özgürlük mücadelesi içerisinde önemli bir yer buluyor. Hatta mücadelenin tüm sahalarında belirleyici, inisiyatifli ve etkili bir güç olarak sistemleşip, kurumlaşıyor. Bu nedenle güçlenen özgür kadın hareketi, sistem tarafından bertaraf edilmesi, bastırılması, hatta yok edilmesi amacıyla hedeflenmeye başlanmıştır. Bu yok etme harekatının nirengi noktası ise gerilla olarak görülmüştür.
Nitekim dış güçlerinde desteğiyle faşist soykırımcı rejimin geliştirdiği topyekûn saldırı harekâtı sonrası başta Zap alanı olmak üzere tüm Medya Savunma alanlarına dönük geliştirilen soykırımcı saldırılar, savaşı farklı bir merhaleye taşırmıştır. Önder APO’nun, Özgürlük gerillasının, Özgürlük Hareketinin ve tüm kazanımlarının ortadan kaldırılması hedefiyle başlatılan çöktürme harekâtına karşı en radikal tepkiyi gösteren ise yine Kürdistan fedaileri olmuştur.
Devrim şehitlerimiz mücadelemizin başarıya ulaşacağının garantisidir
Mersin’in Mezitli ilçesindeki polis evine 26 Eylül 2022 günü fedai bir eylem gerçekleştiren Sara ve Ruken yoldaşları şehadetlerinin yıl dönümünde minnetle anıyorum. Yoldaşları olmaktan, aynı yolu birlikte amaç edinmekten gurur duyuyorum. Özlemlerini gerçekleştirme, hayallerini sahiplenme, düş ve düşüncelerini yaşamsallaştırma hepimizin borcudur. Bu borcu hayatımız pahasına ödemeye hazır olduğumuzu PKK-PAJK militan gerçeğini anlayan, bilen herkes bilmektedir. Sara ve Ruken yoldaş başta olmak üzere tüm devrim şehitlerimiz mücadelemizin başarıya ulaşacağının garantisidir. Şehitlerimiz bizleri mücadeleye, kavgaya olduğu kadar onurlu yaşama da sevk etmektedir. Kürt kadını, bireyi olarak bizlere her şeyin anlamını daha fazla sorgulatmaktadır. Sorgulanmamış hayatın yaşanmaya değeri var mıdır yok mudur bunu göstermektedir. PKK ve PAJK gerçekliğindeki yeni özgür yaşam; sorgulanan, irdelenen, anlamlı kılınan bir yaşamdır. Bu nedenle yaşam olduğu gibi kabul edilmemektedir. Sistemin, devletin ve yozlaşmış geri yaşam ölçülerinin tümünden arınan anlamlı bir yaşam öngörüldüğü için verili olan kabul görmemektedir. Sara ve Ruken gibi fedai yoldaşlar mevcut yaşamı, ilişkileri ve vaat ettiği sahte hayalleri erken yaşta fark etmiş, anlamış ve böyle yaşanılamayacağını bilince çıkarmıştır. Bilince çıkarılan bu anlam gücüyle yeni bir yaşamı öz iradeleriyle örme mücadelesine girişmiş ve büyük yüreklerini ortaya koyarak gerillalaşmışlardır. Yani Kürt halkının tercih edeceği en onurlu, güzel ve ahlaklı yolu seçmişlerdir. Kendileri için bir şey istememişlerdir. Kendilerini halklarına adamışlardır. Halklarının öncüsü olmuşlardır. Tarihten günümüze kadar uzanan direnişçi Kürt kadının toplumumuzda halen yaşayan en canlı damar olduğunu bir kez daha göstermişlerdir. Özgürlük mücadelemizde tanrıçalaşan, kadın hareketimize yeni değerler katan ve genç yürekleriyle hepimize öncülük yapan fedailerimizi şehadetlerinin yıl dönümünde anmak büyük bir onurdur.
Sara ve Ruken yoldaş eylemleriyle 21’inci yüzyılın en güçlü özgürlük çağrısını yapmıştır
Binlerce özgürlük gerillası Zap başta olmak üzere ülkenin dört bir yanında en zor koşullar altında Sara ve Ruken yoldaşlar gibi büyük bir direniş içerisindedir. Aynı yolun yoldaşı olan hakikat savaşçıları birbirlerini en derinden hissederler. Tıpkı Sara ve Ruken yoldaşın ardında bıraktığı mektuplarda işlediği direniş destanı gibi. Onlar, Girê Sor direnişçilerini, Werxelê savaşçılarını, Siyanê savaşını unutmazlar. Onların vücut bulmuş hali olan Zilan, Beritan, Sara, Agit, Delal, Zinar olmanın kararlılığını yaşarlar. Yaşanan her direniş onları daha fazla eyleme hazırlamıştır. Kusursuz, sonuç alıcı ve çarpıcı bir eylem yapmanın hazırlığına koyulmuşlardır. Kendilerini, bedenlerini, her şeylerini teslim edecekleri özgürlük mücadelesi mutlaka kazanmalıydı. Özelde de Önder APO üzerindeki tecritti teşhir eden ve hareketimizin, Önderliğimiz’in özgürlüğü için başlattığı özgürlük hamlesini eylemleriyle sahiplenen Sara ve Ruken yoldaş eylemleriyle, 21’inci yüzyılın en güçlü özgürlük çağrısını yapmıştır.
Bu büyük özgürlük çağrısını sahiplenen gerilla ordusu eylem sonrası yaptığı açıklamada, “… hedef tespiti dikkatli ve bilinçli bir şekilde yapılmıştır. Devlet bürokrasisinin güvenliğini sağlama gibi özel görevleri üslenen polisleri hedeflenmiştir. Rastgele önlerine çıkan ilk düşman güçleri değil, halkın vergileri üzerinden nemalanan kesimler hedeflenmiştir... bu şoke eden tarz, vuruş kabiliyeti, taktik, zekâ, yetenek, keskinlik ve özcesi zafer tarzı nasıl ortaya çıktı?” demektedir. Görüldüğü üzere kadının savaşa kattığı özellikler savaşın kaderini değiştirecek niteliktedir. Kürt kadınları savaş alanlarında, tarihi süreçlerde gerçekleştirdikleri yeni eylem tarzları, taktikleri ve planlarıyla düşmanı sürekli şoke etmiştir. Şimdiye kadar hiçbir fedai eylemin nasıl yapıldığı, örgütlendiği anlaşılamamışsa bunun nedeni Kürt kadın savaşçıların kişilik özellikleri ve ideolojisinde gizlidir. Tıpkı Sara Tolhıldan ve Ruken Zelal yoldaşların düşmanı derinden sarsan fedai eylemi gibi. Zilan-Zeynep Kınacı yoldaşın izinden giden fedai özgürlük savaşçıları günden güne artmakta ve mücadeleyi daha fazla büyütmektedir.
Sara ve Ruken yoldaşlar, Kürdistan gençliğine bir çağrıdır
“Kimsenin yükü olmayacağım, yük kaldıracağım” diyen Sara Tolhıldan yoldaşın ve “Dem Dema Azadiye” diyen Ruken Zelal yoldaşın büyük sorumluluk ruhu Kürdistan gençliğinin, genç kadınlarının temel felsefi yaklaşımı olmalıdır. Aslında Sara ve Ruken yoldaşlar, Kürdistan gençliğine bir çağrıdır. Kürdistanlı genç kadın ve genç erkekler bu duyarlılık ve sorumlulukla parti saflarına yönelmeli, gerilla mücadelesini büyütmelidir. Kurdistan’da onurlu olmanın temel yolu gerillalaşmaktan geçmektedir. Halkına, ailesine, toprağına, inancına, kültürel değerlerine ve iradesine saygı göstermek isteyen ve saygı duyan herkesin Sara ve Ruken yoldaşların aydınlattığı yolda yürümesi gerekir. Bunca genç yürek öyle kolay kolay kendisini feda etmemiştir. Bu fedai eylemin doğru anlaşılması her şeyden daha fazla önemlidir. Bu yoldaşlarımız ağır bir sorumluluk almış ve PKK-PAJK militanı, fedaisi olmanın gereğini kendi canlarını da ortaya koyarak göstermiştir. Elbette özgürlük mücadelesi fedailerin yeridir. Gerilla olmak, Önder APO’nun fedaisi olmaktır. Ancak tarihin tekerrür ettiği, düşman saldırılarının ayyuka çıktığı, tüm insani değerlerimize hunharca saldırdığı, Önder APO’yu mutlak bir tecrit altında tuttuğu, kimyasal silahlara varana dek her türlü silahı gerilla ordusunu imha etmek için kullandığı bu tarihi süreçte arkadaşların gerçekleştirdiği fedai eylem T.C. faşist, sömürgeci rejimini alt üst etmiştir. Türkiye’nin içinde gerçekleşen bu eşsiz eylem düşmanın, tüm saldırılarına karşı bir cevap olmanın yanı sıra uyarıcı bir etkisi de olmuştur. Halka moral verdiği düzeyde düşmanda korku ve panik yaratmıştır. Gerillanın gücünün sınanamayacağını anlamıştır. Zira günlerce süren tartışmalara rağmen gerillaların Türkiye’nin merkezine nasıl girdiği bile anlaşılamamıştır. “Denizden yüzerek geçmiştir, havadan uçarak gitmiştir, araçla karayolundan geçmiştir” vb. tarzında birçok tartışma ve gündem yaratılmasına rağmen, T.C. tüm istihbarat ve askeri kanallarını kullanmış ancak arkadaşlarımızın nasıl eyleme gittiği ya da eylem alanına ulaştığı dahi anlaşılmamıştır. Eylemde öldürülen polis sayısı da gizlenmiştir. Bir süre sonra gündemden düşürülmesi için devlet gereğini de yapmıştır! Devlet zayıflığını örtmek için gözaltılar furyası başlatmış, ilgisiz birçok Kürt yurtseverini işkenceden geçirmiştir. Kamuoyu baskısını azaltmak ve üstünlük psikolojisini yaratmak için her zamanki yollara başvurmuştur. Ancak eylemin etkisini kıramamıştır. Dolayısıyla düşman güçleri o gün olduğu gibi şimdide özel savaş yöntemleriyle gerilla direnişini görünmez kılmaya çalışmaktadır. Özel savaş oyunlarıyla Kürdistan gençliğinin gerilla saflarına akmasının önüne geçmeye çalışmaktadır. Ancak Kürdistan’ın yiğit evlatları ve fedai kadınları bulunduğu her yerde ve özelde de görkemli özgürlük dağlarında her zamankinden daha fazla özgürlük ateşini gürleştirmiştir. Özgürlüğe kavuşmak isteyen bir kadını durdurmak kolay değildir. Onurluca yaşamak isteyen bir bireyi sınırlandırmak imkansızdır. Kürdistanlı halklar özgürlükte karar kılmıştır. Ve bunu hiçbir savaş durduramayacaktır. Gerilla saflarında oluşan enternasyonal ruh, Önder APO’nun demokratik ulus projesinin somutlaşmış halidir.
Kadın özgür seçim ilkesine ulaşmıştır. JIN, JIYAN, AZADİ serhıldanı Sara ve Ruken yoldaşlarda ruh kazanmıştır. Bu ruhun yaşatılması, her kadının yüreğinde şahlanması mücadelemizin başarısına bağlıdır. Çağrım tüm Kürdistan kadınlarına ve gençlerinedir. Sara ve Ruken yoldaşları şehadetlerinin yıl dönümü vesilesiyle onurlandırmanın yegâne yolu olan gerillalaşmayı esas alalım. Gerilla mücadelesini büyütelim, savaşı kazanalım, faşizmi ve işgalci düşman güçlerini topraklarımızdan söküp atalım.