2021’in basın özgürlüğü karnesi

Gazeteci örgütleri 2021’deki gazetecilere yönelik ihlallerin raporlarını açıklarken, DİSK Basın İş Genel Sekreteri Özge Yurttaş da medya çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesinde demokratik bir toplum yaratmanın önemine dikkat çekti.

ELİF AKGÜL

İstanbul- Gazetecilik ve ifade özgürlüğü örgütleri 2021 yılına dair basın çalışanlarına yönelik kendi kriterlerine göre belirledikleri  ihlal verilerini açıkladı. Buna göre örgütler 2021’de gazetecilere yönelik cinayetlerde belirgin bir düşüş olduğu konusunda hemfikir. Lakin Press Emblem Campaign’in verilerine göre 2020 yılından beri dünyayı kasıp kavuran pandeminin etkisi gazeteciler için de ölümcül oldu.

Gazetecilere yönelik saldırı ortamını ajansımıza değerlendiren DİSK Basın İş Sendikası Genel Sekreteri Özge Yurttaş, şiddetin ve cinayetlerin önlenmesinde basın ve ifade özgürlüğünün tesis edildiği, gazetecilerin mesleki dokunulmazlıkla özgürce haber yapabildiği bir toplum inşasının en az hukuki önlemler kadar elzem olduğunu ifade etti.

RSF: 46 gazeteci öldürüldü, 488 gazeteci hapsedildi

Basın örgütlerinin yayınladığı verilere şöyle: Fransa merkezli Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün verilerine göre 2021 yılında 46 gazeteci mesleki faaliyetleri nedeniyle öldürüldü. RSF’ye göre bu son 20 yılın en düşük seviyesi. Verilere göre en çok gazetecinin öldürüldüğü iki ülke Meksika ve Afganistan oldu. 2021’de Meksika’da 7 gazeteci, Afganistan’da 6 gazeteci öldürüldü. Öte yandan, RSF 2021 yılının gazetecilere yönelik tutuklamalarda rekor yılı olduğunu ortaya koydu. Dünyada 488 gazeteci hapsedildi, bunların 60’ı kadın. Bu rakam 2020’nin yüzde 20 daha fazlası.

CPJ: 24 gazeteci öldürüldü, 293 gazeteci hapsedildi

New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) verilerine göreyse, 2021 yılında mesleki faaliyetlerinden ötürü 24 gazetecinin ölümü kayda geçti. Bunlardan biri, Afganistanlı kadın gazeteci Mina Khairi idi. CPJ verilerine göre, 2021 yılında 293 gazeteci hapsedildi. Bu rakamın 40’ını kadın gazeteciler oluşturdu. CPJ’nin kaydettiği Türkiye hapishanelerindeki gazeteci sayısıysa 2’si kadın olmak üzere 18. CPJ’in listesinde tutuklu olarak yer alan gazeteciler Ayşegül Parıldak ile Hatice Duman.

PEC: Pandemi nedeniyle en az 1400 gazeteci hayatını kaybetti

Cenevre merkezli Press Emblem Campaign (PEC) dünya çapında gazeteci cinayetlerinin yüzde 14 azaldığını açıkladı. 2021’de 29 ülkede 79 medya çalışanı öldürüldü. Bu sayı 2020’de 92 idi. Afganistan ise gazeteciler için en ölümcül ülke oldu. Öte yandan PEC, Kovid-19 pandemisinin başından beri pandemi sebepli ölen gazeteci sayısını da açıkladı. Buna göre 1 Mart 2020'den bu yana toplam 1940 gazetecinin Kovid-19 nedeniyle öldü, bu rakamın 954'ünü Latin Amerika, 556'sını Asya, 263'ünü Avrupa, 98'ini Afrika ve 69'unu Kuzey Amerika ülkelerinden gazeteciler oluşturdu. Bazı ülkelerde güvenilir bilgilerin gelmediğini kaydeden PEC, bu rakamın 2000’e ulaşma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti.

“Gazeteciler devlet şiddetinin ve sivillerin şiddetinin hedefinde”

Türkiye’de 1905’ten beri 79 gazetecinin öldürüldüğünü hatırlatan DİSK Basın İş Sendikası Genel Sekreteri Özge Yurttaş, Türkiye’deki gazetecilere yönelik şiddetin karnesini ajansımıza değerlendirdi. “Son 5-6 yıla doğrudan bir cinayetin, katliamın hedefinde gazeteciler yok ama gazetecilere yönelik baskı şiddet devam ediyor. Sokakta hem devlet şiddeti, hem de bazı eylemlerde gördüğümüz gibi sivillerin şiddeti gazetecilere sık sık yöneliyor” diyen Özge Yurttaş dünyada da gazetecilerin suç odaklarının hedefinde olduğunu kaydetti.

Özge Yurttaş, 2017’de  Malta’da Daphne Caruana Galizia’nın yaptığı haberler nedeniyle çetelerin hedefi olduğunu, benzer biçimde Hollanda’daki araştırmacı gazeteci Peter R de Vries’in yaptığı haberler nedeniyle suç örgütleri tarafından katledildiğini hatırlatarak “Gazetecilik mesleğinin doğası itibariyle bir takım suç odaklarının ya da iktidar odaklarının hedefinde olduğuna üzülerek tanık oluyoruz. Zaman zaman suikastlerle, zaman zamansa başka yıldırma yahut baskı altına alma uygulamalarıyla hedef haline getiriliyor gazeteciler” dedi.

“Kontrgerilla cinayetlerini gördük”

“Türkiye’de gazeteciler, ağırlıklı olarak faili meçhul cinayetler dediğimiz ama arkasında kontrgerilla güçlerinin olduğuna inandığımız cinayetlere, suikastlere kurban gitti” diyen Özge Yurttaş şöyle konuştu:

“Yakın tarihimizde katledilen gazetecilere baktığımızda 1996’da Metin Göktepe’nin katledildiğini hatırlayacağız. Metin Göktepe 1996’da polis işkencesinin ardından hayatını kaybetti. 1999’da Ahmet Taner Kışlalı bombalı bir suikastle öldürülmesi, 2007’de Hrant Dink’in doğrudan katledilmesi. Bunlara baktığımızda, bu olayların da arkasında bir kontrgerilla izi olduğunu görüyoruz. Dink cinayetinde bu çok açık bir şekilde ortaya saçıldı. Kışlalı cinayetinde de yine bütün işaretler bu suikastin bir kontrgerilla faaliyeti olduğunu gösteriyordu. 1990’lı yıllar boyunca Özgür Gündem gazetesinde çalışan basın emekçilerinin hedef alınması da kontrgerilla faaliyeti olarak nitelendirilebilecek cinayetlerdi.”

“Cezasızlık şiddetin önünü açıyor”

“Gazetecilere yönelik şiddetin önlenmesi, gazetecilere yönelik katliamlar denilince akla gelen ilk şey bugüne dek öldürülen gazetecilerin davalarında, gerçek anlamda bir hesaplaşmanın, gerçek bir yüzleşme yaşanmaması” diyen Özge Yurttaş, cezasızlığın altını çizerek “Tıpkı Türkiye’de toplumsal bellekte yer eden katliamla açıktan hesaplaşılmaması gibi, bunların gerçek sorumluları, tetiği çekenlerin ve emri verenlerin kamuoyu önünde ve vicdanlarda mahkum edilmemesinin bu cinayetlerin önünü açtığını acı tecrübelerle görüyoruz” diye konuştu.

Gazetecilere yönelik şiddet ve cinayetlerin bir “yönetme stratejisi” olduğunun altını çizen Özge Yurttaş, şiddetin ve cinayetlerin önlenmesinde basın ve ifade özgürlüğünün tesis ediliği, gazetecilerin mesleki dokunulmazlıkla özgürce haber yapabildiği bir toplum inşasının en az hukuki önlemler kadar elzem olduğunu ifade etti.