SORGUL ŞÊXO

Hesekê- Kuzey ve Doğu Suriye’nin Cizîr Kantonu’nun en yüksek dağı olan Kizwan Dağı, aynı zamanda stratejik öneme sahip. 2012 yılı sonuna kadar Baas hükümeti kontrolünde olan Kizwan Dağı’nda, 2013 yılı başından itibaren ise El Nusra Cephesi üslerini kurdu. YPJ/YPG savaşçılarının Serêkaniyê’yi El Nusra Cephesi çetelerinden kurtarıp planlarını bozmasının ardından aynı çeteler, Kizwan Dağı'nı IŞİD çetelerine teslim etti.  Til Temir ve Hesekê'ye saldırmaya başlayan IŞİD çeteleri, Kizwan Dağı’nı Irak'taki Musul ve Suriye'deki Rakka'ya bağlantı noktası haline getirdi.

YPJ/YPG savaşçıları çağrıldı

Til Temir kentine 23 Şubat 2015 tarihinde düzenlenen ve 250 Asuri'nin kaçırıldığı saldırının ardından Kizwan Dağı halkı ve bölgedeki aşiretlerin çağrısı üzerine YPJ/YPG savaşçıları, 6 Mayıs 2015 tarihinde “özgürleştirme hamlesi” başlattı. YPJ ve YPG savaşçıları, 21 Mayıs 2015 tarihinde Şehid Rubar Qamişlo Hamlesi ile Kizwan Dağı'nın Sukera kalesini de alarak bölgenin özgürleştiğini duyurdu. Özgürleştirilen Kizwan Dağı 9 yıldır Demokratik Ulus ve kadın özgürlüğünü esas alan sistemle kendi kendini yönetiyor.

‘İçeride erkekler, dışarıda DAİŞ kadınların yaşamlarını daralttı’

Kizwan Dağı Xera Beldesi Meclisi Eşbaşkanı Mehatî Mihemed, Kizwan Dağı’nın özgürleştirilmesinin yıldönümü nedeniyle ajansımıza konuştu. 2013 yılında Baas rejiminin tek kurşun atmadan Kizwan Dağı'nı Nusra Cephesi'ne teslim ederek çekildiğini belirten Mehatî Mihemed, o dönem yaşananları şöyle aktardı:

“Kizwan halkı ve kadınları olarak özellikle iki yıllık DAİŞ’in elinde çok acı çektik. Sokaklarda, mahallelerde, köylerde, tarlalarda ve fabrikalarda kadınların rengi görülemiyordu.  DAİŞ din adına saldırdı. Ancak din halklar arasına fark koymuyor ‘birbirinizi öldürün’ demiyor. DAİŞ’in gelişiyle birlikte kadınlar şiddete maruz kaldı, işkenceye uğradı. İçeride erkekler dışarıda DAİŞ kadınların yaşam alanlarını daralttı. DAİŞ’e bağlı El-Hisbê kadınları ki bunların çoğu yabancı kadınlardan oluşuyordu, kadınları kırbaçlıyorlardı bu süreçler en sancılı ve güvensiz süreçlerdi.”

‘9 yıldır Kizwan Dağı’nı kadınlar yönetiyor’

Mehatî Mihemed, 9 yıldır Kizwan Dağı'nı kadınların yönettiğini belirterek, "DAİŞ'in vahşeti ve onların yarattığı şiddetin intikamını almak için Kizwan kadınları dalga dalga örgütlendiler. Komün örgütlenmesinde rollerini oynadılar. 2016’dan bu yana sistemini oturtmaya başladılar. Meclislerin oluşmasında, köyün korunma komitesinde Kongra Star örgütlenmesi içerisinde, Mala Jin, HPC-JIN ve belediyede yer aldılar. Kizwan Dağı kadınları Reber Abdullah Öcalan’ın fikirleriyle daha önemli adımlar attılar, komünal özüne dönüyorlar. Kadınlar artık silah kullanmayı öğreniyorlar, öz savunmayı kendi kişiliklerinde oluşturmaya başladı. Kadınlar kendi savunma sistemlerini oluşturabilseydi, DAİŞ’e karşı toplumu ve topraklarını koruyabilirdi. O zaman biz bu bilinçte değildik” dedi.

‘Dayanışmayı güçlendirmeliyiz’

Kadınlar olarak birçok başarı elde etseler de mücadelelerinin devam ettiğini vurgulayan Mehatî Mihemed, şunları kaydetti:

“Çünkü kadınlar sadece bir grup çeteye karşı mücadele etmiyor. Bunu yanlış anlayan toplum zihniyetine karşı da mücadele ediyor. Erkeklerin ve toplumun zihniyeti bir gecede değişmeyecek ama bu mücadeleyi sürdürerek güzel sonuçlar elde edebiliriz. Bu nedenle tüm kadınların YPJ/YPG'nin özelde Kizwan Dağı’nın özgürleştirme gününü kutluyoruz. Savaşçılarımız bize yeni bir hayat sundular. Ülkemizi olası saldırılardan koruyabilmemiz ve kimliğimizi korumak için kadınlar olarak birlik olmalı ve dayanışmayı güçlendirmeliyiz."

Devrim uğruna ödenen bedeller ve acılara işaret eden Mehatî Mihemed, başarılarını koruma mesajını verdi. Türk devletinin işgal ve soykırım planlarını unutmadıklarını vurgulayan Mehatî Mihemed, “Şimdi Türk devleti, DAİŞ'in intikamını almak için, Kizwan Dağı'na ulaşıp oraya kadar her yeri işgal etmek istiyor. Bu karanlığı tekrar yaşamamak için dağlarımıza kalkan olalım" çağrısında bulundu.