HESNA MIHEMED

Şehba – Kürt özgürlük mücadelesinin önderleri Kemal Pir, Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevinde Türk devletinin işkencelerine karşı başlattıkları ölüm orucu eyleminde 14 Temmuz 1982 tarihinde yaşamlarını yitirdi. Kürt halkının mücadele tarihindeki yerini alan 14 Temmuz, her yıl “büyük direniş günü” olarak karşılanıyor.

‘Cezaevi direnişi özgürlüğe giden bir köprü oldu’

Efrin-Şehba Şehit Aileleri Meclisi Yönetimi Xedîce Îbo da, 14 Temmuz direnişinin yıldönümü vesiylesiyle ajansımıza konuştu. Türk devletinin saldırılarına karşı 14 Temmuz direnişinin ruhuyla çalışmalarına devam ettiklerini vurgulayan Xedîce Îbo, şunları ifade etti:

“Baskılarla tutsakların iradesini zayıflatmak ve teslim almak istiyorlardı. Tutsakların cezaevlerindeki direnişi, zulme maruz kalan halkın özgürlüğe açılan kapısı oldu. Tutsakların başlattığı cezaevi direnişi özgürlüğe giden bir köprü oldu. Bizler de bu göç alanlarında direnişimizi sürdürüyor ve çalışmalarımızı yürütüyoruz. Gücümüzü cezaevlerindeki direnişten alıyoruz. Türk cezaevlerindeki tutsaklar ölüm oruçlarıyla hayatlarının sonuna kadar teslimiyeti asla kabul etmediler. Bu direnişte Sakine Cansız'ın şahsında kadınların rolü cesurca ön plana çıktı. Türk devletinin politikasına karşı çıktık."

‘Yeni nesilleri de bu direniş ruhuyla yetiştiriyoruz’

Davaları için sonuna kadar mücadele ederek vazgeçmeyeceklerini söyleyen Xedîce Îbo, ihaneti de asla kabul etmeyeceklerini vurguladı. Xedîce Îbo, “Gücümüzü ve moralimizi cezaevleri direnişinden alıyoruz. Kürt özgürlük mücadelesinin canlı kalması için yeni nesilleri de bu direniş ruhuyla yetiştiriyoruz. 14 Temmuz ruhuyla hem Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlayacağız hem de işgal altındaki bölgeleri özgürleştireceğiz. Cezaevi direnişi Mazlumlarla başladı ve şu ana kadar devam ediyor. Eylemlerimiz ve çalışmalarımızla cezaevlerindeki tutsaklara destek oluyoruz. Barış ve özgürlük gelene kadar çalışmalarımızı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.