Tarlada çalışan kadınlar: 10 saat çalışıyor bir yağ alamıyoruz

Pamuk tarlasında çapa yapan kadınlar günde 10 saat çalışmalarına rağmen geçimini sağlayamıyor. Diğer yıllara oranla artan yevmiyelerinin ekonomik krizle buharlaştığını ifaden eden kadınlar, “Günlük paramızla bir yağ alamıyoruz” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Artan ekonomik kriz her alanda etkisini gösterirken pazarda ürün alan tüketiciden tutalım tarlada çapa yapanlara emekçilerin sorunları ortak. Yaz aylarının gelmesi ile ekim ve hasat zamanının başladığı kırsal bölgelerde kadınlar ekonomik kazanç sağlamak için çapaya gidiyor. Önce çapa yapan ardından yetişen pamuk, mercimek veya mısırları toplamaya giden kadınlar üç ay boyunca kavurucu sıcaklar altında çalışmak zorunda kalıyor. Verdikleri emeğe rağmen haklarını alamayan kadınlar ekonomik krizin etkisiyle giderlerini karşılamakta zorlanıyor.

Çınar yolu üzerinde pamuk tarlasında çapa yapan kadınlar her sabah saat 6’da geldikleri tarlada 10 saat çalışıyorlar. Günde sadece bir saat dinlenme ve yemek molası veren kadınlar kavurucu güneşin altında hem susuzluk hem de hastalıkla mücadele ediyor. Günlük yevmiyelerinin 300 TL olduğunu belirten kadınlar aldıkları parayla bir Ayçiçek yağı bile alamadıklarını söylediler.

‘Her zorluğa göğüs geriyoruz’

Tarlada geniş bir hatta çapa yapan kadınlar bir hattı bitirip diğerine geçiyor ve tarla bitene kadar aynı işlem devam ediyor. 13 yaşından beri tarlada çapa yaparak çalışan Şildan Tunç şimdi 19 yaşında. Şildan Tunç, çapa bittikten sonra gittiği evde de işinin bitmediğini söyledi. Hayvanlara baktığını ve geçinebilmek için yazma yaptığını söyleyen Şildan Tunç, her zorluğa göğüs germek zorunda kaldıklarını ifade etti. Sömürüldüklerini vurgulayan Şİldan Tunç konuşmasının devamında şunlara yer verdi; “Burada saatlerce çalışıyoruz ama verdiğimiz emeğin karşılığını yıllardır alamıyoruz. Güvencesiz bir şekilde çalıştırılıyoruz ne sigortamız ne de düzenli bir gelir kaynağımız var. Burada verilen günlük yevmiyemiz geçen seneye oranla bu sene daha iyi ama yine de ihtiyaçlarımızı karşılayamıyor. Ekonomik kriz bize verilen parayı da değersiz kılıyor” dedi.

’10 saatlik çalışmayla bir yağ alamıyoruz’

“Kimsenin bizden haberi yok” diyerek yaşadıkları güvencesiz çalışma koşullarına dikkat çeken Şildan Tunç, “Burada 3 ay boyunca her gün saatlerce çalışıyorum ama bu süre zarfında aldığım parayla kendime bir telefon dahi alamıyorum. Çalışıyorum ama çalışmama rağmen geçinemediğim için ailemden destek almak zorunda kalıyorum. Biz kadınlara her alanda iş imkânı verilmiyor. Bizler sadece buraya gelebiliyoruz. Başka bir iş imkânım olsaydı gidip orada çalışırdım kalkıp burada güneşin altında çalışmazdım. Burada günlük yevmiyem 300 ama aldığın o parayla bir yağ alamıyorsun” sözlerini kullandı.

‘Aileler çocuklarını çalışması için tarlaya gönderiyor’

Ardından konuşan bir başka emekçi Eda Gündüz ise var olan sorunların altını çizerek yıllardır maruz kaldıkları düzene değindi. Gün içerisinde sadece bir saatlik bir aralarının olduğuna dikkat çeken Eda Gündüz, “Ben de buraya 3 yıldır geliyorum. Her işin olduğu gibi bu işin de zorluğu var. Bazen çok susuyoruz, bazen güneşin altında çok fazla kaldığımız için hastalanabiliyoruz. Bu zorluklar altında çok emek vermemize rağmen emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Ekonomik krizden dolayı her şeyin fiyatı artmış durumda. Krizden dolayı da aldığımız para hiçbir giderimize yetmiyor. Sadece ben değil burada ki bütün kadınlar, çocuklar öyle. Kriz nedeniyle aileler 18 yaşından küçük çocuklarını çalışması için buraya getiriyor” diye konuştu.

‘Kadın ve erkek arasında iş eşitsizliği var’

Son olarak konuşan Helin Şenol ise şunları söyledi: “Üç yıldır buradayım, çok yorulduğum günlerde oluyor. O kadar çalışıyoruz ama hak ettiğimiz parayı alamıyoruz bu da bizi çok üzüyor. Burada kadınların emeğine saygı duyulmuyor. Biz sadece buraya gelip burada çalışabiliriz. Ama erkekler istedikleri yerde çalışabiliyorlar. Bu da şuan her yerde var. Ben kışın okuyorum yazın da çapaya geliyorum. Her şeyi yapıyorum ama yaptığım şeyler dahi istediğim şeyleri ya da ihtiyaçlarımı almaya yetmiyor.”