Tahran’da kayıt dışı istihdamın çoğunu seyyar satıcı kadınlar oluşturuyor

Tahran’da kadın seyyar satıcıların sayısı ve sorunları da artarken, kayıt dışı istihdamın önemli bir bölümünü oluşturan kadınlar, ekonomik güvence ve güvenliklerinin sağlanmasını istiyor.

PERGİN HAKİM

Tahran- İran’da artan ekonomik kriz yoksulluğu gün geçtikçe derinleştiriyor. Ucuz iş gücü olarak görülen kadın ve çocukların emeği ise kayıt dışı işlerde çalıştırılarak sömürülüyor. Tahran sokaklarında özellikle son aylarda seyyar satıcı kadın ve çocukların sayısı arttı. Sabahın erken saatlerinde sokaktaki tezgah ve sehpalarını açan kadınlar, gün boyu sıcağın altında evlerine ekmek götürmeye çalışıyor. Seyyar satıcı kadınlar, tezgahlarının başında müşteri ve belediye çalışanları tarafından hakaret, sözlü tacize maruz bırakılıyor.

Hiçbir güvencesi olmayan kadınlar

Ahşap bir masanın üzerinde müşterilerine çorba servisi yapan bir kadının yanına yaklaşıyoruz. 10 yıldır akşamları yemek servisi yaptığını kaydeden kadın, “Uzun yıllardır yemek yapıp satıyorum ve bununla geçimimi sağlıyorum” diyor.

‘Çok çalışmam gerekiyor’

Biraz daha yukarıda 45 yaşlarında Meryem A. isimli bir kadın ise kıyafet satıyor. Meryem A. “10 yıl önce muhasebecilik yaptığım firmada işten çıkarmalar nedeniyle kendime ve anneme destek olmak için tişört satmaya başladım. Annemle beraber yaşıyoruz. Ayda yaklaşık 10 milyon tümen kazanıyorum ve burada geçirdiğim saatlerden memnunum. Önemli olan ise zamanım kendi ellerimde ve spor salonuna gitmek, ev işleri ile ilgilenmek gibi diğer işlerime de rahatlıkla zaman ayırabiliyorum. Tezgâhım evimizin yakınında olduğu için burada rahatım o yüzden bir sıkıntım yok. Bir standım olsun isterdim. Tabii orada birkaç saat çalışmak yerine sabahtan akşama kadar çalışmam gerekiyor çünkü stant kiralamak için daha çok çalışmam gerekiyor” ifadelerinde bulunuyor.

Elbise satıyor

Tahran'ın en işlek meydanlarından birinde Meryem'le vedalaşırken, yolun boş köşesine diz çökmüş, elbiselerini sermiş, kendisine mataradan çay dolduran genç bir kadın dikkatimi çekiyor. Mahayam kendini Ermeni olarak tanıtıyor ve şöyle diyor: “Şu anda oturduğum yer orayı kiralayan başkasına ait. Korona döneminden önce mahallelerden biri olan Bazarche'de çalışıyordum ve Korona'nın yayılmasıyla belediyemiz farklı yerlere bölündü, şimdi buradayım. Görevliler, çalışmaya devam etmemize izin vermek için bizden aylık bir miktar alıyor. Eşyalarımızı almakla tehdit ettikleri için çalışabilmemiz için bu parayı ödememiz gerekiyor. Her işin kendine göre zorlukları vardır. İşimi seviyorum çünkü insanlara ilgim var ve kız kardeşim bana Ermenistan'dan kaliteli olan tüm malları gönderiyor. Kadınlara ve kızlara kaliteli giysiler satmaktan zevk alıyorum.”

‘Kendim için çalışıyorum’

Sebzeleri küçük paketler halinde bir masaya dizen ve masada pirinç tozu ve küçük kuru sebze paketleri ile görülen 70 yaşlarında bir kadın ise ajansımıza şu ifadelerde bulunuyor: “Sebze almak için günde 350 tümen ödüyorum ve günde 650 bin tümen kazanıyorum ve bundan memnunum. 20 sene eşim vefat ettiğinden beri çalışıyorum ve iki çocuğuma ben baktım, iki kızım da yanımda, her birinin kendi işi var ama ben kendim için çalışıyorum ve bağımsızım. Akşamları birkaç saat buraya gelip temizlediğim sebzeleri satıyorum.”