Mülteciler iş yaşamında da kayıt dışı
Mülteciler kayıt dışı, günde 13-14 saati bulan çalışma süreleriyle, sigortasız, sosyal hak ve güvenceden yoksun, karın tokluğuna çalıştırılıyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Batı Avrupa Bölgesi Araştırmacısı Izza Leghtas da yaptığı saha araştırmasında bu gerçekleri tekrar ortaya koydu. Leghtas’ın yaptığı saha araştırmasına göre birçok işverenin yasal ücret ödemekten ve sosyal güvenlik payını yatırmaktan kaçındığı bu nedenle işverenin ucuza kaçak işçi çalıştırmayı tercih ettiği ifade edildi.
ZEYNEP AKGÜL
Ankara- Mülteciler barınma, sağlık, eğitim hizmetlerine yeterli erişimleri olmadan ve çalışma hakkından mahrum edilmiş bir şekilde yoksulluk içinde yaşam savaşı veriyor. Mültecilerin kayıt dışı ekonomide yer almaları ile çok boyutlu sömürü biçimleri ortaya çıkıyor. Mülteciler ucuz iş gücü olmaları ve kayıt dışılıkları nedeniyle sermaye sahiplerinin yeni gözdeleri haline gelmiş.
International öncülüğünde İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Batı Avrupa Bölgesi Araştırmacısı Izza Leghtas tarafından hazırlanan “Türkiye’deki Mülteciler için Güvensiz bir Gelecek: Zorla Geri Gönderme ve Yasal İş İmkânlarına Erişimdeki Sorunlar” saha araştırması da mültecilerin çoğunun kayıt dışı ekonomide, güvenceden yoksun ve genelde istismara maruz şartlarda çalıştığını ortaya koyuyor.
Rapora göre, Türkiye’de ekonominin yavaşladığı ve işsizliğin arttığı bir ortamda, ülkedeki mültecilere karşı tavrın da kritik bir döneme girdiği ifade ediliyor.
Mültecilerin işgücü piyasasına erişimi konusunda araştırma yapan Izza Leghtas hazırladığı çalışmada kadınların karşılaştığı sorunlara, kimlik denetimlerinin yarattığı etkilere ve bunun ardından Suriyelilerin sınır dışı edilmeleri konularına yoğunlaştı.
Rapora göre, Türkiye’de geçici koruma kapsamında bulunan Suriyeliler yasal işgücü piyasasına erişim konusunda büyük engellerle karşılaşıyor. Benzer zorluklar Suriyeli olmayan mülteciler için de geçerli. Çalışma izinlerinin işverenler tarafından yapılması gerekliliği bu duruma yol açan nedenlerden biri olarak gösteriliyor.
Araştırmaya göre, çoğu mülteci küçük tekstil atölyeleri ya da inşaat işçiliği gibi düşük ücretli işlerde çalışmaktan daha ileri gidemiyor. Ayrıca raporda, mültecilerin kendi mesleklerini ifa etme konusunda engellerle karşılaştıkları için kayıt dışı işlere yönelmek zorunda kaldığına da dikkat çekildi.
“İşlerinin ellerinden alındığını düşünüyorlar”
Türk halkının Suriyeli mültecilere karşı giderek artan bir memnuniyetsizlik içinde olduğu ifade edilen raporda şöyle denildi:
“Türklerin önemli bir kısmı Suriyeli mültecilerin işlerini ellerinden aldığını ve hükümetin bu insanlar için çok fazla kaynak sarf ettiğini düşünüyor; bu kanı gün geçtikçe yayılıyor. Türkiye’de Suriyelilere karşı yükselen bir düşmanlık ve ayrımcılık havası hakim.
Örneğin, 2019 Temmuz ayı sonlarında, İstanbul’da Suriyelilere ait işyerlerine karşı bir dizi saldırı oldu.11 Refugees International’ın Gaziantep ve İstanbul’da görüştüğü Suriyeliler, bazı Türkler tarafından kendilerine ters bir tavırla bu ülkedeki varlık nedenlerinin sorulduğunu, sokakta başka düşmanca davranışlara da maruz kaldıklarını anlattılar. Araştırmada bazı Suriyeliler ev bulmanın giderek zorlaştığını, çünkü ev sahiplerinin kendilerine ev kiralamak istemediklerini söyledi. Görüşülen kişiler medyanın Suriyelileri kötü gösterme konusunda çok etkili olduğu görüşünü sıklıkla belirttiler.
Araştırmaya göre, Türkiye’deki Suriyeli ve Suriyeli olmayan mültecilerin çoğu kayıt dışı ekonomide, güvenceden yoksun ve genelde istismara maruz şartlarda çalışmaya devam ediyor. Çalışma çağındaki 2 milyon Suriyeli mülteciden 1 milyon kişinin çalıştığı tahmin ediliyor. Türkiye’deki mültecilerin çok büyük bir bölümü çalışma izni olmadan çalışmakta olduğu için yasaların koruması altında değiller. Sosyal güvenlikten yararlanamıyorlar ve genelde asgari ücretin daha da altında ücret alıyorlar. Aslında Türk işçiler arasında da kayıt dışı ekonomide çalışmak çok rastlanan bir durum. Türkiye’de yaygın bir kayıt dışı ekonomi bulunuyor ve çalışanların üçte biri herhangi bir sosyal güvenlikleri olmadan çalışıyorlar.
İşveren kaçak işçi çalıştırmayı tercih ediyor
Birçok işverenin yasal ücret ödemekten ve sosyal güvenlik payını yatırmaktan kaçındığı ifade edilen araştırmada işverenin ucuza kaçak işçi çalıştırmayı tercih ettiğine işaret edildi. Ayrıca araştırmada, İstanbul hem yasal hem kayıt dışı iş imkânları nedeniyle mültecileri çeken bir kent konumunda.
Kadınların sadece yüzde 15’i gelir getiren bir işte çalışabiliyor!
Araştırmada Türkiye’de bulunan Suriyeli nüfusun yarısını kadınların oluşturduğunu fakat kadınların işgücü piyasasına katılımlarının son derece düşük seviyede kaldığı ifade edilerek şöyle denildi:
“Suriyeli kadınların yalnızca yüzde 15’i gelir getiren bir işte çalışabiliyor; bunlar arasında çalışma izni olanların sayısı daha da az. Suriyeli kadınlar genellikle çalışmak istiyor ve buna ihtiyaç duyuyorlar, ancak bulabildikleri fırsatlar genelde kayıt dışı işlerde, fabrika ya da atölye gibi çalışma saatlerinin uzun, gelirin düşük olduğu yerlerde oluyor. Buna ilaveten, kadınların üzerinde çocuk bakımı ve ev işi gibi sorumluluklar da bulunuyor. Bazı ailelerde eşler ya da diğer aile bireyleri kadınların evin dışında çalışmasına karşı çıkabiliyor.”
Kadın mültecilerin kaynaklardan en az yararlanan grubu oluşturduğuna dikkat çekilen raporda, “Bu durumun değişmesi için kadınların karşılaştığı sorunlara el atılması, devreye sokulacak programlar aracılığıyla çocuk bakımı gibi konularda destek verilmesi ve kadının evi dışında çalışmasına karşı var olan kültürel engellerin aşılması için çaba gösterilmesi gereklidir. Ayrıca, sunulacak meslek eğitimlerinin cinsiyete bağlı kalıpların ötesine geçerek, geneldeki iş ihtiyacına göre düzenlenmesi hedeflenmelidir. Bu eğitimler aracılığıyla, kadınların, hem yasal çalışan, hem de toplum bireyleri olarak haklarının bilincine varmaları desteklenmelidir.” denildi.
Çocuk bakımı ve ev işi yükümlülükleri kadının ev dışında çalışma şansını azaltıyor
Suriyeli kadınların üzerindeki çocuk bakımı ve ev işi yükümlülükleri ev dışında çalışma şanslarını önemli ölçüde azaltıyor. İş fırsatlarının genelde uzun çalışma saatleri isteyen fabrika ve atölye gibi yerlerde olduğu düşünülecek olursa, bu sorun daha iyi anlaşılabilir. Türkiye’deki birçok Suriyeli kadın çocuk bakımı için güvenebilecekleri bir aile desteğinden yoksun, başka alternatiflere de erişimi bulunmuyor.
“Zorla gönderilme uygulamasından vazgeçilmeli”
Raporda, İçişleri Bakanlığı’na da öneride bulunularak, “Uluslararası hukuka bir an önce uyulmalı, mültecilerin Suriye, Afganistan veya işkence, kötü muamele ya da zulme maruz kalabilecekleri diğer bir ülkeye zorla yollanma uygulamasından vazgeçilmelidir. Türk halkına yönelik bir iletişim kampanyası başlatılmalı; bu yolla Suriyeli mültecilerle ilgili yanlış bilgilerin düzeltilmesi, haklarındaki olumsuz düşünce kalıplarının zayıflatılması ve ayrımcılığın önüne geçilmesi amaçlanmalıdır.” denildi.
Izza Leghtas kimdir?