‘Feminist inisiyatifler çalışan annelerin hakları için büyük rol oynuyor’
İşyerlerinde çalışan annelerin yaşadığı zorluklara dikkat çeken Dilbilimci ve tercüman Sara Serhan ve Muanes Salêm üyesi Şeyma Deheb, feminist inisiyatiflerin çalışan annelerin hakları için büyük rol oynadığını belirtti.
ASMAA FATHI
Kahire – Çalışma yaşamında özellikle çocuğu olan kadınlar çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Çocuğu olan kadınlar kolay kolay işe alınmazken, alınan kadınlar ise çalışma şartlarından kaynaklı çocuklarına gerekli ilgiyi gösteremiyor. Dilbilimci ve tercüman Sarah Sarhan ile Muanes Salêm girişimi üyesi Şeyma Deheb, kadınların genel olarak çalışma yaşamında yaşadığı zorlukları anlattı.
‘Nöbet geçirdikten sonra istifaya zorlandım’
On altı yaşından bu yana çalıştığını kaydeden Sara Serhan, “Kızım şu an 9 yaşında. Çalıştığım için kızımın sorumluluğunu yeterince yerine getiremedim ve önem veremedim. Kızımla daha fazla zaman geçirebilmek için çalıştığım işyerlerinde girişimlerde bulundum ancak hepsi sonuçsuz kaldı. İşyerinde tam zamanlı çalışıyordum ve alternatifsiz bırakıldım. Kızım 7 yaşındayken 4 ay boyunca kızımı evde yalnız bırakmak zorunda kaldım ve bunun acısını çok hissettim. Başına kötü bir şey gelmesinden korkuyordum. Sinirlerim artık çok yıpranmıştı ve bir gün nöbet geçirip bayıldım. Ardından istifamı sunmam için baskı yapıldı” diye belirtti.
‘Çocuğu olan kadınlar işe alınmıyor’
Sonrasında birden fazla kurum tarafından reddedildiğini kaydeden Sara Serhan, sözlerine şöyle devam etti: “İşe alınmamamın sebebi ise çocuğumun olması. Çocuğu olan kadınların mazereti çok oluyormuş ve bu nedenle işe alınmıyorlarmış. Bir buçuk yıldır uygun bir iş bulamıyorum. Kızımı doğurduğum ilk dönem sadece 8 aylık bir süre boyunca yeni doğum yapmış bir annenin tüm ihtiyaçlarını dikkate alan bir yerde çalıştım. Ancak kızımın özel bakıma ihtiyacı olduğu için işten ayrılmak zorunda kaldım. O süreçten sonra annelerin ihtiyaçlarını dikkate alan bir kurumla karşılaşmadım” şeklinde konuştu.
‘Hem çocuk bakmak hem çalışmak sancılı bir süreç’
Çalıştığı başka bir kurumda ise kızını işyerinin bitişiğindeki bir kreşe bıraktığını kaydeden Sara Serhan, “Kızımı görmeye gidiyordum ve 10 dakikalık gecikmeler yaşıyordum. Bu durumumdan kaynaklı söylentiler oluyordu. Anneler özellikle çalışma yaşamında birçok sorunla karşı karşıya. Örneğin sadece çocuğum olduğu için iki kurum tarafından reddedildim. Çalışabilmek ve çocuğuma bakabilmek için 9 kez ulaşım aracı değiştirdiğim zamanlar oldu. Bu beni çok çaresiz hissettiriyordu. Bunun psikolojik olarak da etkileri ağırdı. Artık bitkin hissediyordum, bana yardım edebilecek kimseyi bulamıyordum. Bu psikolojik durumdan kaynaklı çocuğuma baskı kurduğumu da fark ettim. Hem çalışmak hem de çocuk bakmak gerçekten sancılı bir süreç” sözleri ile yaşanan zorluklara dikkat çekti.
‘Farkındalık yaratılmalı’
Çalışan kadınların toplum içerisinde ‘kadınlar işte başarılı olamaz, kadının yeri evidir, kadının işi çocuğuna bakmaktır’ gibi baskılara da maruz kaldığına dikkat çeken Sara Serhan, son olarak şöyle konuştu: “Kadınlar baskı altında istedikleri üretimleri sağlayamaz. Kadınlar her alanda desteklenmeli ve çalışma yaşamında kolaylıklar sağlanmalı. Anne sayısının 50’yi geçtiği kurumlarda bir kreşin açılması da kadınların üzerindeki yükü azaltmaktadır. Çalışan annelerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi için köklü değişimler yapılmalıdır. Konuyla ilgili farkındalıklar yaratılmalıdır.”
‘Kadınlar özgüvenlerini kaybediyor’
Muanes Salêm girişim üyesi Şeyma Deheb,, “Bir kadın çalışıyorsa, çocuk doğurma döneminin bir sonucu olarak örneğin nitelikli olsa bile terfi hakkı ve aynı işte çalışan erkeklerle eşit ücret dahil olmak üzere birçok haktan mahrum bırakılıyor. Kadınlar çocuk doğurduktan sonra birçok baskıya maruz kalıyor ve bunun engellenmesi için çeşitli mekanizmalara ihtiyaç var. Bazı kadınlar çocuk doğumundan sonra maruz kaldıkları baskılar nedeniyle özgüvenlerini kaybediyorlar” ifadelerinde bulundu.
‘Girişimlerimiz yaşanan krizlere ışık tuttu’
Feminist inisiyatiflerin bu tür sorunlarla baş etmede büyük rol oynadığını belirten Şeyma Deheb, "Kadın gazeteciler cinsiyet ayrımı yaşamadan güvenli bir ortamda çalışmalı. Kadın gazetecilerin hamilelik ve doğum sırasında maruz kaldıkları ihlaller ve şimdiye kadar yayınladığımız 10'a yakın tanıklık çok acımasız, bu da bizi destek sağlamak için psikoterapi konusunda uzmanlaşmış gönüllülere başvurmaya sevk etti. Hukuki desteğin yanı sıra girişimlerimiz kadınların yaşadığı krizlere ışık tuttu” dedi.