Erk baskıya rağmen tavuk çiftliğini kuran Zikra işini büyütmekte kararlı

Tunus’ta ailenin erkek üyelerinin karşı çıkmasına rağmen “ataerkil zihniyete direndim” diyerek tavuk yetiştiriciliği kursuna giden ve bu alanda önemli başarılar el ederek işinde büyüme sağlayan Zikra Al-Saedani, kadınlardan projelerini genişletmelerini ve iş imkanı için kendilerini devlete bağlı kılmamalarını istiyor.

ZIHÛR EL-MEŞRIQÎ

Tunus – Tunus Tarım Bakanlığı'na göre kadınlar tarım sektöründeki işgücünün yüzde 70'ini temsil ediyor ve çok azı sosyal korumadan yararlanıyor. Bu da tarım sektöründeki kadın işçilerin sadece yüzde 33'ünün çalıştığını ve sosyal güvencesinin olduğu anlamına geliyor. Kırsal alanlardaki Tunuslu kadınların gıda güvenliğini sağlamadaki önemli rollerine rağmen ihmal edildiğini ve sömürüldüğünü belirtmekte fayda var. Tunus'un korona pandemisi sonucunda yaşadığı sağlık krizi nedeniyle kırsal kesimdeki kadınlar hala zorlu koşullarda çalışıyor. Tavuk bakıcılığı Tunus’ta yaygınlaşan bir faaliyet haline geldi. Bu iş genellikle mesleği olmayan ve aynı zamanda ailenin sorumluluğunu üstlenen kadınlar tarafından yürütülüyor. Zikra Al-Saedani, ekonomik bağımsızlığını elde etmek ve yoksullukla mücadele etmek için kendi projelerini yürütebilen kadınlardan biri. Zikra Al-Saedani, köyde yaşamasına rağmen zor koşulların üstesinden gelerek ortaokul üçüncü sınıfa kadar eğitimine devam eder, ancak erken yaşta evlenmesiyle okulu bırakmak zorunda kalır.

Tavuk yetiştiriciliği için kursa gitti

İki çocuğu olan 36 yaşındaki Zikra Al-Saedani, “Okuluma devam etmek ve okulu bitirdikten sonra başkentte çalışmak istediğim bir süreçte evlendim. Planlar değişti, çiftçi olarak çalışan eşimle özel bir proje kurmak ve zorlu yaşam koşullarına karşı mücadele etmek için anlaştım. Ayrıca çocuklarımın ihtiyaçlarını karşılamak için bana destek oldu ve tavuklara bakmamı önerdi. Tavuk projesi ilk olarak 2016 yılında ülkenin kuzeyindeki Bizerte ilinde iki ay üst üste uzman bir kurumda hayvan yetiştirme konusunda bir eğitime katıldım. İyi bir sertifika aldım ve ardından küçük başlayan ve zamanla büyüyen işimin doğuşunun ilk adımlarını attım” diyor.

Pandemi projeyi etkiledi

Fonu sağlama konusuna da değinen Zikra Al-Saedani, “En başta korkmuştum. Para mukayesesinde iyi sonuç alıyorduk. Bu yüzden 2019 yılında 500 tavukla başlayan ve birkaç ayda 3 bini bulan tavuk projeme başlamak için kullandık. Projemin sonuçlarını görmeye başladığım için çok mutluyum” ifadelerini kullanıyor. Bu, Zikra Al-Saedani'yi sürdürülebilir ve projenin istikrarını sağlayan çözümler hakkında düşünmeye sevk etti, ancak koronavirüsün ekonomik sonuçları projesine etki etti. Buna ilişkin Zikra Al-Saedani şunları söylüyor: “Korona virüsün ekonomik sonuçları, özellikle köylerde olmak üzere Tunuslu ailelerin hayatlarını etkiledi ve tavuk talebinde düşüşe yol açtı. Bu da beraberinde projedeki bazı adımları da etkiledi. Ancak inanıyorum ki pandemi bittiğinde her şey eskisi gibi olacak.”

Hem dışarı hem de ev işi ile ilgileniyor

Yaşadığı zorlanmalara ilişkin ise Zikra Al-Saedani, “Bu sorun, şehrimin komşu bölgelerine yayılmanın yanı sıra günlük hareket ve pazarlarda düzenli olarak bulunmayı gerektiriyor. Bu da benim için çok fazla çaba gerektiriyor. Erken saatlerde kalkıyorum ve tavukları gösterip satmak için merkez çarşısına gidiyorum. Ama işim burada bitmiyor. İşimi bitirdikten sonra eve dönüyorum ve evin bütün işleriyle ilgileniyorum. Eşim çiftçilikle uğraşıyor ve çocuklarımda henüz küçükler. Döndüğümde bütün yorgunluğuma rağmen evi temizlemek, yemek yapmak, çocuklarıma bakmak, tavuklara bakmak zorunda hissediyorum kendimi” sözlerini ifade ediyor. Zikra Al-Saedani, köyün uzak bir yerinde kaldığı için merkez çarşısına ulaşıncaya kadar saatlerin geçtiğini söylüyor. Tavuk yemeğini bulmanın zor olduğunu sözlerine ekleyen Zikra Al-Saedani, ekonomik krizin birçok gıdaya vurduğu gibi tavuk yemine de vurduğunu kaydediyor.

Projesine karşı çıktılar ama o direndi

Yorgunluk ve bitkinliğe rağmen Zikra Al-Saedani, "Aile üyelerini desteklediğim için çok mutluyum. Ülkenin içinde bulunduğu salgın koşullarına rağmen rekabet edebileceğimi ve ülke ekonomisine katılabileceğimi düşünüyorum. Eşimin 70 yaşındaki babası tarafından şiddetle reddedildim. Projeye başlamamı istemedi. Diğer birçok erkek tarafından da reddedildi. Bu kabul etmeme durumu üzerinden gelişen tepkiler beni etkilemedi. Ataerkil zihniyete karşı direndim. Yakın gelecekte başarıya ulaşmaya çalışıyorum” sözleri ile çalışma yaşamındaki kararlılığına dikkat çekiyor.

Kadınlara destek az

Köylerde yaşayan kadınların içinde bulunduğu duruma ve çektiği acılara ilişkin de Zikra Al-Saedani şunları söylüyor: “Hem yerel yetkililerden hem de devlet tarafından kaynaklı eksik destek verme durumu söz konusu. Kimi kadınlar başarılı olmak istiyor. Ancak siyaset gerçekliği hedeflerinin önünü kapatıyor. Tunuslu kadınlar ne kardeşinden ne de babasından ne de eşinden destek görmüyor. Hayallerini gerçekleştirmek için cesurca hareket etmiyorlar ve bu nedenle köylerdeki kadınlar nadiren öne çıkıyor.”

Kadınlara borç yok erkeklere var!

Köyün dağlık bir bölgesinde bulunduklarını ve birçok kadının projelerini finanse etmek için borçlandıklarını ancak çabalarının reddedildiğini veya ihmal edildiğini söyleyen Zikra Al-Saedani, bunun tersine erkeklere borç verildiğini belirtiyor. Bu ayrımcılığı acayip karşıladıklarını sözlerine ekleyen Zikra Al-Saedani, bunun aynı zamanda utanç verici bir durum olduğunu vurguluyor. Bazı patronların, projelerini sunmak için uzak kırsal bölgelerden kadınlarla görüşmeyi reddettiğini dile getiren Zikra Al-Saedani, ekonomik döngünün tersine çevrilmesinin ve yerel kalkınmanın sağlanmasının önemli bir parçası olan ve Tunuslu kadınların yüzde 32'sini temsil eden köyde yaşayan kadınların koşullarına dikkat çekilmesini istiyor. Köylü kadınlara seslenerek kendilerine önem vermelerini isteyen Zikra Al-Saedani, kadınlardan projelerini genişletmelerini ve iş imkanı için kendilerini devlete bağlı kılmamalarını istiyor.