DİSK'li Hanife Kardaş: Türkiye’de kadının emeği de yaşamı da yok sayılıyor

Geçtiğimiz 2022 yılında 108 kadın işçinin çalışırken yaşamını yitirdiğine dikkat çeken DİSK Genel-İş Diyarbakır 2 No’lu Şube Eşbaşkanı Hanife Kardaş, gerekli önlemlerin alınmadığını ve emekçilerin yaşamlarının yok sayıldığını söyledi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed –  İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin 2022 yılına ait iş cinayetleri raporuna göre geçtiğimiz yıl Türkiye’de bin 843 işçi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren işçilerden 108’ini kadınlar oluştururken, 37 çocuk işçi ise çalışırken hayatını kaybetti. İstihdam alanı yok edilen ve kamudan uzaklaştırılan kadınlar mevsimlik tarım işçisi olmaya veya fabrikalarda çalışmaya mecbur bırakılıyor.

Kadın işçilerin tarım, eğitim, ticaret, büro, metal, taşımacılık, sağlık, konaklama ve genel işler işkollarında çalıştığına dikkat çekilen raporda, “SGK iş kazası istatistiklerinde kadın işçi ölümleri toplam ölümlerin yüzde 2’sidir. Oysa biz kısıtlı olanaklarımızla 3-4 kat daha fazla kadın işçi ölümü tespit ediyoruz. Bu ölümler esas olarak tarımda yoğunlaştığı (sigortasız olduğu) için kayda alınmıyor. Diğer yandan bildirimler yoluyla da birçok kadın işçi ölümünü kaydediyoruz. Buradan ‘kadın işçi ölümlerinin saklandığı, basına yansımadığı’ sonucuna ulaşabiliriz” sözlerine dikkat çekiliyor. Raporda ayrıca sayısı giderek artan göçmen işçilerin iş cinayeti sonucu ölümlerine işaret edilirken, 2022 yılında 90 göçmen işçinin hayatını kaybettiği ifade ediliyor.

Konuyla ilgili ajansımıza konuşan DİSK Genel-İş Diyarbakır 2 No’lu Şube Eşbaşkanı Hanife Kardaş, iktidarın işçi politikasını eleştirdi.

‘Kefenleri koltuklarının altında’

Bir yılda 108 kadın işçinin yaşamını yitirdiğini ve bu sayının az olmadığına dikkat çeken Hanife Kardaş, bu ölümlerin en çok yollarda yaşandığına yer verdi. Özellikle mevsimlik tarım işçisi kadınların bu ölümleri göze alarak çalışmaya gittiklerini belirten Hanife Kardaş, “Yollara çıkan kadınlar kefenlerini koltuklarının altına koyup şehirlere gidiyor. İşe giderken ve yine iş sırasında çok sayı da kaza yaşanıyor. Geçtiğimiz yıl en çok tarım işçisi ve evlere temizliğe giden kadınların ölümü dikkatimizi çekti. İki yıldır evlerde çok sayıda temizliğe giden kadınların şüpheli ölümleri meydana geldi. Kadınlar asgari ücret almadan emeklerinin karşılığını almadan bu tür riskli işlerde çalışıyor” sözlerini kullandı.

‘Kadınların istihdam alanları yok ediliyor’

Cinsiyet eşitsizliğinin bulunduğu iş alanlarında kadının emeğinin ve isminin yok sayıldığına değinen Hanife Kardaş, “İstihdam alanı verilmeyen, çalışma alanı kapatılan kadınlar geçinmek için farklı iş alanlarında çalışmak zorunda bırakılıyor. Bu işlerin çoğunun da sosyal güvencesi olmuyor. Kadınlar fabrikalar da sömürü alanlarında çalışmaya mecbur bırakılıyor. Kamuda yer alan işlerde özellikle cinsiyet eşitsizliğine rastlıyoruz. Erkeklere verilen imkanlar kadınlara verilmiyor yine yapılan iş başvurularında en çok erkeklere iş imkanı sağlanıyor. Genelde erkekleri alıp kadınları işsiz bırakıyorlar. Kadınların çalışmasını da bu şekilde yokuşa sürüklüyorlar. Bu da güvencesiz sömürü işini karşımıza çıkarıyor” şeklinde konuştu.

‘Kadınlar emeklerinin karşılığını alamıyor’

Hanife Kardaş, kadınların ekonomik kriz karşısında verdikleri emeğin karşılığını da alamadıklarını söyledi. Hanife Kardaş, konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “En çok emek veren kadınlar ama bu kadınların bir geleceği, bir sigortası yok. Günlük olarak çalışıp evlerine ekmek götürebiliyorlar. Yaşanan ekonomik kriz sürecinde geçinmek çok zor. Kadınlar kriz karşısında çalışmak istiyor ancak bunun karşılığında birçok engelle karşılaşıyor. Bu noktada sendikalar olarak kadınlara istihdam alanları açılmalı, kooperatifler kurulmalı. Bunun için devlet yetkilerine çağrıda bulunuyor. Kadınlar bugün çok emek sarf ediyorlar ama emeklerinin karşılığını alamıyorlar.”

‘Kadınların iş alanlarına dair çalışmalarımız olacak’

“Gerekli önlemler alınmıyor ve emekçilerin yaşamları yok sayılıyor” diyen Hanife Kardaş, yaşanan ölümlerin önlenebilmesi için etkili adımların atılması çağrısında bulundu. Hanife Kardaş, “Kadınlar yalnız erkek hegemonyası tarafından değil aynı zamanda ağır şartlarda çalışmak zorunda kaldıkları için de cinayete kurban gidiyor diyebiliriz. Bu konuda yapılan herhangi bir tedbir olmamakla beraber bundan önce yapılan hiçbir söylemde dikkate alınmamıştır. Kadınların ağır şartlarda çalışması, bünyesine uygun olmayan işlerde çalışmak zorunda kalması, çocuk yaşta çalışması vb. birçok konuyu sayabiliriz buna benzer olarak. Bu ölümlerin durdurulması için etkili adımların atılması gerekiyor. İşçinin emeği gibi işçinin canı da yok sayılıyor. Sendika olarak kadınların iş alanına dair bir çalışmamız olacak. Bu çalışma sürecinde emekçi birçok kadınla bir araya geleceğiz” ifadelerinde bulundu.