HADEEL AL-OMER

İdlib- Suriye Müdahale Koordinatörleri Ekibi’ne göre Suriye'nin kuzeyindeki bölgelerde yoksulluk oranı yüksek seviyelere çıktı. Açlık sınırının altındaki aile oranı yüzde 89,24'e ulaşırken açlık sınırına ulaşan ailelerin oranı ise yüzde 39,64. İdlib'deki kadınlar, çalışma yaşamında birçok zorlukla karşı karşıya kalıyor. Kadınlar ağır koşullarda erkeklerle eşit bir şekilde çalıştıklarını ancak eşit işe eşit ücret alamadıklarını anlattı.

Erkekler daha fazla maaş alıyor

Kadınlardan 36 yaşındaki Salwa Al-Jaa, İdlib'in kuzeyindeki Sarmada şehrinde bulunan süt ve peynir fabrikalarından birinde çalışıyor. Salwa Al-Jaa, “Fabrikada kadın ve erkek işçiler bulunuyor. Sabahın erken saatlerinden 16.00 sıralarına kadar çalışıyoruz. Başlarda erkeklerle eşit bir şekilde ücret aldığımızı düşünüyordum ancak sonradan fark ettim ki erkekler bizden daha çok alıyor” dedi.

‘Sessiz kalmak zorunda kaldım’

Maaşlarını haftalık olarak aldıklarını kaydeden Salwa Al-Jaa, “Erkek işçilere haftalık 800 lira verilirken, kadınlara da 500 lira veriliyor. Şartlarımız çok zor olduğundan kaynaklı ne itiraz edebildim ne de işten ayrılmayı düşündüm. Çünkü hayatımız İdlib'in kuzeyindeki yerinden edilmiş kamplarda geçiyor. Uzun bir süre iş aradım ve sonunda bu mandıra fabrikasında çalışma fırsatı yakalayabildim. Bu nedenle düşük ücrete itiraz edemedim, çünkü çatışmaların yaşandığı bir ülkede kolay kolay alternatif iş bulamayacağım. Yüksek fiyatlar ve iş fırsatlarının olmayışı beni bu konuyu görmezden gelmeye zorladı. Adaletsizlik ve sömürüye dair tepkilerime rağmen sessiz kalmak zorunda kaldım” sözlerine dikkat çekti.

‘Kadınlar sesini yükseltmeli’

İdlib kentindeki bir dikiş atölyesinde çalışan 28 yaşındaki Rawaa Al-Surani ise çalışma koşulları ve yaşamını şu sözlerle anlattı: “Çalıştığım alanlarda eşit işe eşit ücret talebinde bulunduğum için çoğu zaman kovuldum. İşverenler, zor koşullar altında yaşam mücadelesi veren ve çalışmak zorunda kalan kadınların emeğini sömürüyor. Herhangi bir gözetim veya hesap verebilirlik olmadığı için istedikleri gibi davranıyorlar. Kadınlar da işini kaybetme korkusuyla eşitlik talep edemiyor ve kendisi için belirlenen ücrete boyun eğiyor. Ben eşitlik talep etmekten herhangi bir pişmanlık duymuyorum. Kadınlar eşit işe eşit ücret hakkını elde etmesi için, haklarının kısıtlanmaması ve emeklerinin boşa gitmemesi için çabalamalıdır. Bölgedeki tüm kadın işçiler, ücret eşitsizliğine karşı seslerini yükseltmelidir.”

‘Kadınların statüleri arttırılmalı’

Psikolojik ve sosyal danışman Safaa Al-Bayoushi da ücret ayrımcılığının kadınların geçimi ve psikolojik yaşamları üzerinde olumsuz etkiler bıraktığını ifade ederek, kadınların ekonomik statüsünü yükseltmenin önündeki engel olduğunu kaydetti. Ayrımcılığın ortadan kaldırılmasının, cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının, eşit işe eşit ücretin uygulanmasının, kadınlara dair bakış açısının değiştirilmesinin önemli olduğunu belirten Safaa Al-Bayoushi, kadınların ailedeki ve toplumdaki statülerinin artırılması gerektiğini ifade etti.

‘Kadınlar tek başına mücadele ediyor’

Ücret eşitsizliğinin gelişmekte olan ülkelerde bir sorun olduğunu kaydeden Safaa Al-Bayoushi, sözlerini şöyle tamamladı: “Kadınlar çalışma alanında erkeklerden daha düşük ücrete tabi tutuluyorlar. İşverenler, kadınların geçimlerini sağlamak için çalışmak zorunda olduklarını bildikleri için kadınlara daha ücret veriyorlar. Günümüzde kadınlar zorlu bir yaşam koşulunda hayatlarını sürdürüyorlar. Özellikle de savaşta geçimini sağlayanları kaybeden, ailelerinin sorumluluğunu üstlenen kadınlar… Kadınlar yaşamın en temel gereksinimleri sağlamak için tek başına mücadele ediyor. Kendi kendine yetmeye çalışıyor. Büyük zorluklara rağmen çocuklarını büyütmek için çaba harcıyorlar.”