Çiftçiler su sıkıntısına rağmen tarımdan vazgeçmiyor

Kuzey ve Doğu Suriye’de tarımla uğraşarak geçimini sağlayan Kevokê Dahir, Türkiye’nin Habur Nehri suyunu kesmesini küresel bir suç olarak değerlendirdi ve bu suçun insan hakları örgütleri tarafından engellenmesi gerektiğini belirtti.

RONÎDA HACÎ

Hesekê – Üretici olan kadınlar tarımı da hayatlarının önemli bir parçası olarak görüyor. Türkiye’nin Rojava Devrim’inden sonra Habur Nehri suyunu kesmesi ve bunun sonucunda yaşanan su sıkıntısı Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerindeki tarımı da kötü etkiledi. Bu bölgede tarımla geçimi sağlayan kadınlar ise Türkiye’nin bütün engellemelerine rağmen tarımla uğraşmakta ısrar ediyor. Bu kadınlardan biri olan 60 yaşındaki Kevokê Dahir, Til Temir ilçesine bağlı Til Necma köyünde yaşıyor ve ekonomik krizden etkilenmemek için bahçesinde sebze ekiyor.

"Tarım hayatımın bir parçası"

Tarımın hayatının bir parçası olduğunu çünkü çocukluğundan beri tarımla iç içe olduğunu söyleyen Kevokê Dahir, "Çocukluğumdan beri hep bahçelerdeydim, o zamanlar herkes tarımla uğraşırdı. Pamuk çiftçiliğini yapmayı, sebze bahçelerini ekmeyi ve ağaç dikmeyi öğrendik. Bahçeden kopamıyorum. Bu yüzden de tarımı geliştirmeyi ve tarımla geçinmeye çalışıyorum. Bağ bahçe ile uğraşınca bütün stresimi atıyorum. Canım sıkılınca bahçeme gidip orada çalışıyorum" dedi.

“Çaresiz kalıp kuyu kazmak zorunda kaldık”

Kevokê Dahir, bağ ve bahçe işlerinde çok emek verdiklerini dile getirerek, “Toprağı kazıyorum ve arazimi bölümlere ayırıyorum. Her bölüme ise biber, domates, patlıcan, salatalık, mısır ve bamya ekiyorum. Bu sebzeleri ektikten sonra solucanların sebzelere zarar vermemesi için suya ihtiyaç oluyor. Şüphesiz sulama da çok zor oluyor. Rojava devriminin başlangıcından bu yana Türk devleti Habur Nehri suyunu kesti. Bu nedenle çiftçiler artık mısır, buğday vb. mahsulleri yetiştiremiyor. Çaresiz kalıp kuyu kazmak zorunda kaldık. Bahçemizi bu şekilde suluyoruz. Bütün bu zorlukları da kadınlar üstleniyor. Kadınlar yazın güneşin sıcağına, kışın ise soğuğa tahammül etmek zorunda bırakılıyor” sözleri ile yaşadıkları zorlukları aktardı.

"Tarımsal kalkınma ekonomik krizi önleyebilir"

Tarımsal kalkınmanın önemine değinen Kevokê Dahir, ekonomik krizin yaşandığı böylesine hassas bir süreçte tarımın gelişmesinin önemli olduğuna vurgu yaparak, “Özellikle genel bir savaşın olduğu bu hassas dönemde tarımın gelişmesi çok önemli. Şuan bir ekonomik kriz var ve bu krizden kurtulabilmemiz için çabalamalıyız. Yazlık-kışlık konserveler yapıyorum. Her şeye rağmen tedbirimizi almamız gerekiyor. Bahçem adeta çocuğum gibi, çalışırken çok yorulurdum ama şimdi ailemle birlikte tadını çıkarınca yorgunluğumu unutup bahçeme aşkla geliyorum. Bahçedeki mahsulleri satarak geçimimi sağlıyorum. İnsan toprağa emek verdiğinde topraktan faydalanabilir” ifadelerinde bulundu.

"Habur suyunu kesmek küresel bir suçtur"

İnsan hakları örgütlerine çağrıda bulunan Kevokê Dahir, Habur Nehir suyunun kesilmesinin küresel bir suç olduğunu kaydetti ve konuşmasını şöyle sonlandırdı: "Herkese sesleniyorum; gelecekte rahat edebilmemiz için şimdi emek vermemiz gerekiyor. İnsani yardım kuruluşlarına sesleniyorum; Türk devletinin Habur Nehri suyunu kesmesi küresel bir suçtur. Ve bu suç engellenmelidir.”