Çêwlig'de işletilen "Tandır Evi" kadınlara umut oldu
Çêwlig’de kurdukları “Tandır Evi” ile hem ekonomik özgürlerini sağlayan hem de birçok kadına umut olan üç kadının yaptığı ekmeklerde kent halkı tarafından tercih ediliyor. Kadınlardan Zehra Ataoğlu, çalışmanın özgüveni arttırdığını söyledi.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Çêwlig - Kadın emeğinin her alanda görüldüğü Bingöl’de kadınlar tarlada, dükkânda ya da yaylalarda çalışıyor. Muhafazakâr yapının kadınlar tarafından kırıldığı kentte, kadınlar yaşamın her alanında kendini emekleriyle var ediyor. “Kadınların çalışması ayıp” sözlerine aldırış etmeden bir araya gelen üç kadın kentte kurdukları “Tandır Evi” işletmesi ile hem kazanıyor hem de diğer kadınlara örnek oluyor. Kadınlar kurdukları tandır evinde kente özgü yöresel ekmek ve tandır ekmeği yapıyor. 3 yıl açılan tandır evinde kadınlar sabahın erken saatlerinden akşama kadar çalışıyor. Tandır ateşini yakarak işe başlayan kadınlar, haftanın 7 günü iş başında. Gülüp eğlenerek yaptıkları işten zevk aldıklarını söyleyen kadınlar, Bingöl’deki herkes tarafından tanınıyor.
Tandır Evi ile ekonomik özgürlüklerini sağladılar
İş dağılımı yaparak çalışan kadınlardan Zehra Ataoğlu, gün içinde ateşle yarıştıkları için çok hızlı hareket ettiklerini ifade etti. Zehra Ataoğlu, “Tandırlarımızı odunlarla dolduruyoruz. Serun, kahta, kılıç ve ince ekmekleri yapıyoruz. Buraya özgü bütün ekmekleri bu dükkândaki tandırlarda yapıyoruz. Hepimiz bir iş yapıyor burada. Öğlen tandırları dolduruyoruz, birimiz tandıra bakıyor birimiz hamur yoğuruyor. Diğer arkadaşımız da ekmekleri tezgâha koyup satıyor. Her işin zorluğu var ama tandır işi daha zor. Burada biz sadece öğlen ara veriyoruz onun dışında sabahtan akşama kadar çalışıyoruz. Biz burada ateşle yarışıyoruz o yüzden çok hızlı olmamız gerekiyor” diye konuştu.
“Kentteki insanlar bizi örnek alıp tercih ediyor”
Geçim sıkıntılarından kaynaklı çalışmaya başladığını dile getiren Zehra Ataoğlu, çalışma kaygısının zamanla yok olduğunu söyledi. Kadınlarla çalıştığı ortamda çok mutlu olduğunu ve para kazanmanın kendisine ayrı bir mutluluk verdiğine yer veren Zehra Ataoğlu, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Ekonomik kaygılardan öte bir insanın kendi parasını kazanması kimseye muhtaç olmaması çok güzel. Çalışmak insanın özgüveni yerine getiriyor. Bir yere gittiğinde kendi cebinden para çıkarıp kimseye ihtiyaç duymamak çok güzel bir duygu. Burası diğer dükkânlardan daha temiz olduğu için burada ki insanlar genelde burayı tercih ediyor. İnsanlara bu duyguyu verdiğimiz için kendi çağımızda çok iyi bir iş başardığımızı düşünüyorum. Bu da hepimizi daha güzel şeyler yapmaya teşvik ediyor.”
“Eve gittiğimde çocuğuma bir şey alabilmek her şeye değer”
Kentte eskiden kendisine ayıplayarak bakanların şimdi örnek aldığına dikkat çeken Zehra Ataoğlu, kadınların son iki yıl içerisinde iş hayatına atıldığına değindi. Kentte yaşayan kadınlara bu anlamda çağrıda bulunan Zehra Ataoğlu, “Çalışmak ayıplanacak bir şey değil. İnsanlara el açacağıma kendi ellerimle para kazanırım. Kadınlar oturup sıkıntı içerisinde yaşayacağına çalışsınlar kendi paralarını kazansınlar. Burada üç kadınız ortamımız çok güzel. Çok güzel anlaşıyoruz. Ben eve gittiğim zaman çocuğuma bir şey aldığımda çocuğum mutlu oluyorsa bu benim için her şeye değer. O yüzden gittiği yere kadar çalışmaya devam edeceğim. Burada yaşayan kadınlarda kimseye kulak asmadan çalışıp her şeye karşı dirensinler” dedi.