Kadınlar Batı’dan Doğu’ya ekolojik talana karşı mücadeleyi birleştirecek

Türkiye’de devam eden doğa talanına tepki gösteren kadınlar, Batı’dan Doğu’ya kadınların ekolojik yıkıma karşı mücadelesini ortaklaştıracağını belirterek, “Ülkenin doğasına sahip çıkmak hepimizin görevidir” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU/GÜLNUŞ ERGÜL

Elih - Türkiye ve bölgede yaşanan ekolojik kıyımlara her gün bir yenisi ekleniyor. Bölgede ağaç kesimi, orman yangını, maden ocakları ile süren bu kıyım, Batı’da ise HES, maden arama ve jeotermallerle devam ediyor. Ülkenin dört bir yanında yaşanan doğa talanına “dur” diyen kadınlar, Doğu-Batı ayrımı yapılmadan mücadelenin yürütülmesi gerektiğini söyledi.

“Aydın’da doğa yıkımı en ileri seviyede”

Aydın’dan TJA konferansa katılan Ayfer Demirel, yaşadığı kent özelinde yapılan doğa kıyımının en ileri seviyeye geldiğini vurguladı. Kentte yapılan HES ve jeotermallerin kentin hem tarımı hem de canlılarına zarar verdiğini aktaran Ayfer Demirel, şunları söyledi: “Orada resmen bir doğa katliamı yaşanıyor. Aydın’ın en özeli olan incirine zarar veriyor. Orada yaşayan insanlara zarar veriyor. Türkiye genelinde ölüm oranı yüzde 20’lerde 30’larda iken maalesef bu talanla birlikte kentimizde ölüm oranı yüzde 50’lerde devam ediyor. Bizler Ege’den Kürdistan’a kadar doğa katliamına karşı birlik olacağız. Bütün Türkiye ve dünyadaki doğa katliamlarına karşı sesimizi birleştireceğiz.”

“Doğu-Batı ayrımı yapılmamalı”

Kadın mücadelesinde olduğu gibi doğa talanında da ortak bir mücadelenin yürütülmesi gerektiği vurgusunda bulunan Ayfer Demirel, “Doğu-Batı ayrıştırmadan talana ses vermeliyiz. İktidarın kadın mücadelesine dem vurduğunu, kadınlardan korktuğunu ve bununla birlikte doğanın da düşmanı olduğunu görüyoruz. Ağaç kıyımı da bundan kaynaklanıyor. Talan yaptıkları doğayı, doğa katliamını görüyoruz. Bunlar birbirinin devamı olan katliamlar. Doğu’dan Batı’ya mücadelesini sürdüreceğiz. İktidarın Kürdistan’a, ülkeye yaymış olduğu bu talan karşı hep birlikte ses vermeliyiz. Burası Şırnak, burası Batman veya burası Karadeniz ayrıştırmadan mücadeleyi birleştirerek bütün talana karşı sesimizi yükseltmenin zamanı geldi ve geçiyor. Doğayı korumak kadınların görevi, ülkenin doğasına sahip çıkmak hepimizin görevidir” ifadelerinde bulundu.

“Kadınların doğayı korumada öncü görevi var”

Muğla’dan konferansa katılan Belgin Koç ise ekolojik kıyıma karşı mücadeleyi ortaklaştırma çağrısında bulundu. Geçtiğimiz günlerde yapılan Cudi yürüyüşünü örnek gösteren Belgin Koç, yürüyüşün bu anlamda çok önemli bir adım olduğunu ifade etti. Talan edilen doğayı en önce kadınların savunması gerektiğini belirten Belgin Koç, konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Bugünkü faşist iktidarın yönelimi öncelikle kadınlara ve kadın mücadelesini kırmaya yöneliktir. Doğal yaşam alanlarımızı yok etmeye yönelik bir saldırı var. Ben Muğla’dan geliyorum. Muğla’da ekoloji mücadelesi çok gündemde, ancak biliyoruz ki özel savaş koşullarından dolayı Kürdistan’da büyük bir ekolojik talan var. Bu yıkıma karşı bizim bu mücadeleyi ortaklaştırmamız gerekiyor. Bunun ilk adımı olarak da Cudi’de bir yürüyüş gerçekleştirildi. Bunun önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Ekoloji özellikle kadınlar açısından çok önemli. Öbür türlüsü o alanların yok edilmesi o habitatın yok edilmesi hepimizin yok olması anlamına geliyor. Ekoloji mücadelesi bizim paradigmamızın en önemli sacayaklarından bir tanesi.  Kadınların da bu konuda öncü görevi var diye düşünüyorum.”

“Doğa talanına karşı mücadele vereceğiz”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekilli Şevin Coşkun da, “Bugün baktığımızda özellikle Şırnak, Hakkâri Bingöl’de operasyon adı altında ormanlar katlediliyor yeri geliyor yangınlar çıkarılıyor. Son olarak bunu Şırnak’taki ağaç kesiminde gördük. Şırnak için yapmak istediğimiz Cudi yürüyüşü de gazla, suyla müdahaleye maruz kaldı. Doğa talanına karşı bu saldırı yapılıyorsa bu devletin uyguladığı özel bir politikadır. Biz tabi ki orada uygulananı bir kez daha kınıyoruz. Türkiye’nin neresinde olursa olsun nerde bir doğa talanı varsa bizler bu talana karşı mücadele edeceğiz. Bu sadece ağaç kesimi değildir, ağaçla birlikte birçok canlı orada yok oluyor. Dediğim gibi her noktada mücadeleyi devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.