“Doğa tahribatları her geçen gün yeni felaketlere neden oluyor”

İklim değişikliğinin 21’inci yüzyılın en büyük küresel sorunlarından biri olduğunu belirten çevre konusunda uzman olan gazeteci Susan Ebu Seid, bu konuda herkese sorumluluklar düştüğünü ifade etti.

CAROLİNE BAZZİ

Lübnan – Çevre konusunda uzman olan gazeteci Susan Ebu Seid, iklim değişikliğinin 21’inci yüzyılın en büyük küresel sorunlarından biri olduğunu belirtti. İklim değişikliğinin volkanlar, güneş aktivitesi ve diğer doğal sorunların yanı sıra en çok insan faaliyetlerinin neden olduğunu ifade eden Susan Ebu Seid, “İklim değişikliğinin yüzde 90’ından fazlasının elektrik üretimi, aktarımı, sanayi, kavga ve savaş gibi insan faaliyetlerinden kaynaklandığını söyleyebiliriz. İklim değişikliği sanayi devriminden başlayarak günümüze kadar gelmiş ve bu da küresel ısınmaya yol açmıştır” dedi.

“Sıcaklar korkulacak derecede arttı” uyarısı

İnsanların çevrenin bozulmasındaki etkilerine değinen Susan Ebu Seid, “Daha önce insanın rolü hakkında şüpheler vardı. Ancak Uluslararası İklim Değişikliği Panelinin (IPCC) altıncı raporu, insan eylemlerinin iklimdeki rolünü açıkça kanıtladı. Rapor ayrıca insanlığı, iklim değişikliği ile başa çıkma yöntemlerimizi değiştirmemiz gerektiği konusunda uyardı. Raporda bunun aksi durumunda insanlık ve dünya üzerinde giderek daha zor klinik belirtilerle karşı karşıya kalacağımızı ifade etti. Bunu şimdi birçok ülkede görüyoruz. Örneğin dünyanın bazı ülkelerinde daha önce görmediğimiz sıcaklıkların kayıt edildiğini görüyoruz. Kuveyt ve Irak'ın bazı bölgelerinde sıcaklık derecesi 50 dereceyi aşmış durumda. Bilim insanları Ortadoğu'nun bazı bölgelerinin 2050 yılına kadar yaşanmaz hale geleceği yönündeki endişelerini ifade ediyorlar” diye konuştu.

“Felaketlerle karşılaşacağız!”

Şu anda şiddetli fırtınaların, karların erimesine ve su seviyelerinin yükselmesine neden olduğunu gördüklerinden bahseden Susan Ebu Seid, “Glasgow'daki son iklim değişikliği konferansı da bazı ülkelerin haritadan silineceği konusunda uyarılar yapıldı. Bu bir anlamıyla bir çığlıktır aynı zamanda. Bu insanlık için bir felaket olabilir ve 'iklim mültecileri' adında bir durum oluşabilir. Glasgow'da buluşan ülkeler ulusal çözüm ve vaatler konusunda ambargolar almazlarsa feci sonuçlarla karşı karşıya kalacağız” ifadelerini kullandı. İklim değişikliğinin başta kadınlar olmak üzere tüm insanları etkilediğine dikkat çeken Susan Ebu Seid, “İklim değişikliğinin kadınlar üzerindeki etkisi bölge, nesil, yaş ve sınıfa göre değişiyor. Yukarda bahsettiğimiz altıncı rapor en mağdur olan kesimlerin kadınlar ve yoksullar olduğunu belirtti. İklim değişikliğine uyum sağlamak için stratejilere ihtiyaç duyuluyor” şeklinde konuştu.

“En çok kadınlar etkileniyor”

İklim değişikliği nedeniyle birçok faktörün kadınları diğerlerinden daha fazla etkilediğine işaret eden Susan Ebu Seid, “Kadınlar, sosyal, ekonomik ve kültürel faktörler de dahil olmak üzere bir dizi faktörden büyük ölçüde etkilenir. İstatistiklere göre, 1,3 milyar insandan kadınların yüzde 70'i yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Ayrıca kadınların yüzde 40 bölgede ailelerine bakıyor. Dünyadaki gıda üretiminden yüzde 50 ile 80 arasında sorumlu, ancak bunun karşılığında toprağın yüzde 10'unu alabiliyorlar. Birçok gelişmiş ülkede kadınlar, insan hakları, siyasi ve ekonomik durum, arazi mülkiyeti, barınma koşulları, şiddet, eğitim ve sağlık açısından cinsiyet eşitsizliği ile karşı karşıya kalıyor. Bu nedenle iklim değişikliği, kadınların acılarını şiddetlendirecek artan bir stres faktörü olacaktır” diye konuştu.

“Çözüm çok zor”

İklim değişikliğinin tehlikelerini önleme çözümlerinden bahseden Susan Ebu Seid, “Glasgow'da düzenlenen İklim Değişikliği Zirvesi'nin konusu bu. İstenen çözümler çok zorlu. İklim Değişikliği Zirvesi öncesinde G20 Zirvesi toplandı ve kararlar alındı. Değerlendirmesinde anlaşmazlıklar vardı ama genel olarak talepleri karşılanmadı. Çünkü alınan kararlar bir başlangıç olarak görülüyor. Glasgow Konferansı'nın amacı Paris Konferansı kararlarının uygulanmasıdır” diye belirtti. Birey ve devletlerin bu konudaki sorumluluklarından söz eden Susan Ebu Seid, herkese bu konuda sorumlulukların düştüğünü ifade etti.

Kararların aynası

COP26 iklim değişikliği zirvesi hakkında konuşan Susan Ebu Seid, bunun Paris Konferansı kararlarının uygulanmasının bir aynası olduğunu söyledi. Susan Ebu Seid, “COP26 konferansı, 2015 yılında imzalanan Paris Konferansı'nın kararların aynasıdır. Amacı kararların uygulanmasıdır” diye ifade etti. Glasgow'daki en önemli noktanın karbon ticareti olduğuna dikkat çeken Susan Ebu Seid, “Karbon ticaretin para birimi haline geldi. En çok yayılmaya neden olan ülkeler çifte vergi ödeyecek. Toplanan ülkeler arasındaki çatışmaların konusu vergi oranıdır” diye belirterek çevre felaketlerinin en kısa zamanda çözümlenmesi, yol haritası çizilmesi gerektiğini yoksa geri dönülemeyecek zararların meydana geleceği uyarısı yapıyor.