Şirnexlı kadınlar doğa katliamına karşı halka “ayağa kalkın” diyor

Şirnex’ta ağaç kıyımında yer alan şahısların arsa sahiplerine, “Ya satın, ya kesin, ya da bizler keser veya yakarız” tehdidinde bulunduğu ortaya çıktı. Yaşanan doğa katliamına tepki gösteren kadınlar, halka “ayağa kalkın” çağrısında bulundu.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Şırnex - Şirnex'ta Besta ve Cudi bölgelerinde iki yılı aşkındır devam eden ağaç kesimi günlük 50 TIR’a ulaştı. Kentte ağaç kesimi için dağlara özel yollar yapılırken, yaşanan talanda binlerce korucu yer alıyor. Ağaç kesiminde toplama ve dağıtımında yer alan kişilere günlük yevmiye verilirken, kesilen ağaçların bir kısmı şehir dışına bir kısmı da kışın yakılması için askeri üst bölgelerine gönderiliyor. Yaşanan ekolojik kıyıma kentteki yetkililerin sessizliği devam ederken, Şirnexlı yurttaşlar doğanın talan edilmesiyle kentin insansızlaştırılmak istendiğini ifade etti.

Arsası olanlar tehdit ediliyor

Kesilen ağaçlar her gün saat 16:00 sularında kent merkezinden çıkarak önce sanayiye gidip ardından da başka şehirlerin yolunu tutuyor. İddialara göre talanın yoğun olarak yaşandığı Şenoba beldesinde ağaçların kesiminin ihalesini alan korucu aileleri, satış karşılığı aldıkları paralarla zenginlik ve lüks içinde yaşıyor. Ağaç kesiminin yaşandığı bölgenin girişinde Şırnak Orman Müdürlüğü tarafından asılan “Ormanlar yaşam kaynağımızdır” yazılı levha dikkatlerden kaçmazken, bölgede arsası olan yurttaşların kesimde yer alan şahıslar tarafından “ya satın, ya kesin, yada bizler keser veya yakarız” tehdidinde bulunduğu öğrenildi.

Göç politikası devam ediyor

Yaşanan sürece tepki gösteren Şirnexlı yurttaşlardan Aysel Kabul, devletin bu ağaç kıyımlarıyla 92’de yaşattığı insan göçünü yeniden yapmayı hedeflediğini söyledi. Aysel Kabul, konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Dağlarımıza çok zarar veriyorlar. Bugün üzerimizde bir baskı kurup bizlere ‘ya ağaçlarınızı keser, ya da onları yakarız’ diyorlar. Doğamızdan, ağaçlarımızdan uzak dursunlar. Doğa yaşam demek, hayvanlar ve koçerler orada yaşıyor. Ellerini üstümüzden çeksinler. Biz köyümüzden 34 yıl önce göç edip buraya gelmek zorunda kaldık. Nasıl ki 92 yılında köyümüzü yakıp bizleri göç ettirdiler, bugün de o zihniyet devam ediyor. Bugün bizler köyümüzde değiliz. Ağaçlarımız katlediliyor, kesilip satılıyor. Buna karşıyız ve durdurmak için ellimizden ne geliyorsa yapacağız, buna yapacağımız yürüyüş de dâhil.”

“Halk yaşanan kıyımı durdurmalı”

Nuriye Bilir ise Kürtlerin yaşanan kıyıma karşı bir olması gerektiği vurgusunda bulundu. Halkın el ele vererek bu kesimi durduracağını aktaran Nuriye Bilir, “Traktör ağaçları bu şehirden başka şehire götürüyor. Buradaki insanlar ayağa kalkıp ses çıkarmadı. Halk ayağa kalkıp ağaç kıyımını durdurmalı.  Doğamız kalmazsa yaşamımızda kalmaz. Hayvanları da kalmaz. İnsanlar yaylalara da çıkamaz. Ağaç, orman kalmazsa hastalık da her şey de artar” şeklinde konuştu.

“Bu katliama bir son versinler”

Nuriye Bilir son olarak şunları söyledi: “Bizler ağaçlarımızın kesilmesini istemiyoruz. Kürtler ele ele verip hangi kurum, hangi insan varsa Botan’da bu kesimlere dur desinler. Zaten köylerimizin hepsini yaktılar, köyümüze yazı almadan gidemiyoruz. Bu katliama artık son versinler. Her ağaçlarla dolu kamyon gördüğümüzde bizim de içimiz yanıyor. Bu katliamın içinde yer alan insanlara lanet ediyorum. Bizler ne olursa olsun, kim ne derse desin yürüyüşümüzü yapıp buna dur diyeceğiz.”